HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, Kahramanmaraş merkezli depremlerin büyük oranda yıkıma neden olduğu İskenderun'da incelemelerde bulundu.
Demir, kentteki temasları kapsamında depremde hayatını kaybedenler için oluşturulan taziye çadırlarını ziyaret etti, AFAD Koordinasyon Merkezi'nde yetkililerden bilgi aldı, oluşturulan çadır kentte depremzedelerini ziyaret etti.
Çadır kent ziyaretinin ardından açıklamamalarda bulunan Demir, depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa, ailelerine sabır ve enkaz altında kalanlara sağ salim çıkarılması temennisinde bulundu.
Demir, "Yavaş yavaş hem hükümetin hem de toplumun dayanışması ve hassasiyeti sonuç vermeye başladı. Yaralar sarılmaya başlandı. Biz de parti olarak ilk günden itibariyle sahada olduk. Şu an için genel merkez olarak 12 ekip kurmuşuz. Her bir ekip deprem bölgesinde çalışmalarda bulunuyor. Hem HÜDA PAR'ın ekibi hem de eş güdüm halinde olduğumuz yardım kuruluşları var. Hem AFAD hem diğer STK'lar ile birlikte yaraları sarmaya çalışıyoruz. Bu anlamda elbette sahada halen çok ciddi sıkıntılar var. Bunları görebiliyoruz. Gittiğimiz her yerde AFAD merkezlerini ziyaret ediyoruz. Sorunları iletiyoruz. Kimi sorunları kendimiz eş güdüm halinde olduğumuz yardım kuruluşları ile birlikte çözüyoruz. Çözemediğimiz ve imkanlarımızı aşan sorunları ve hükümetin çözebileceği hususları AFAD merkezi ve kriz masalarına havale ediyoruz. Yeri geliyor siyaset kurumuna, iktidar partisine, hükümete yönlendiriyoruz. Neticede bir şekilde dertlere derman olmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Şu an en büyük sorunun barınma sorunu olduğunu belirten Demir, gönderilen çadırların yetersiz olduğunu kaydetti.
"Konteyner kentlere ağırlık vermek lazım"
Demir, "Belki de Türkiye'de bu denli büyük afetler yaşanmadığı için çok ciddi ihtiyaç olmadı ama ilk defa böyle bir krizle karşı karşıya kalındığı için çadırlar yetersiz. Bu Türkiye'nin çözmesi gereken bir durum. Şu anda sahada çok ciddi çadır krizi var sıkıntı var. Yer yer çadır kentler kurulmaya çalışıyor ama halen sokakta kalan, çadır bulamayan, ateş kenarında bekleyen vatandaşlar var. Çadır da aslında geçici bir çözüm. Konteyner kentlere ağırlık vermek lazım. Onlar da yavaş yavaş kurulmaya başlandı. Ancak çok büyük kentler kurulması lazım." ifadelerini kullandı.
Çadır kent kurmanın sorunlara çözül olmayacağını belirten Demir, "Çok yakın bir zamanda önlem alınmaz ise salgın hastalıklara sebebiyet verecek. Çevre kirliliği çok yaygın. Çevrenin temizliği için ayrı ekiplerin kurulması, ayrı koordinasyonların yapılması gerekir. Bunların hepsi günlük sorunlar.
Kalıcı çözüm anlamında en azından bu kışı geçirebilecek konteyner kentler çok önemli. Bununla birlikte vatandaşların depreme bölgesinin dışında istihdam edilmesi için alanların alınması gerekiyor.
Buna odaklanılması gerekiyor. Herkese kalıcı konutların inşa edilmesidir. Bununda çok sürmeden yine bir ranta alet edilmeden samimi bir şekilde ivedili bir şekilde bir yıl içerisinde kalıcı bir çözümü çok önemli." şeklinde konuştu.
"Türkiye'deki İslam ümmeti içerisindeki dayanışma bir nevi teselli veriyor"
HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, "Öte yandan halkın çok ciddi anlamda rabbini hatırladığını, şükrettiğini, hamd etiğini görüyoruz. Türkiye'deki İslam ümmeti içerisindeki dayanışma bir nevi teselli veriyor. Yardımlaşma ve kardeşlik eli teselliye dönüşebiliyor. Motivasyon ve psikolojik sosyal destek anlamında manevi destek anlamında çalışmaların artması gerektiğinde görebiliyoruz. Acılar, dertler büyük olabilir ama manevi psikolojik destek de insanları teselli edebiliyor, insanların bir şekilde acılarını atlatabilme yolunu gösterebiliyor." diye konuştu.
"Depremin ilk anında STK, tarikatların ve cemaatlerin çok ciddi anlamda yardımı oldu"
Demir, şöyle devam etti:
"Depremden 10-11 milyon insan etkilenmiş. 20 bini aşkın bina yıkılmış. 11 milyon insana aynı anda ulaşmak mümkün değil. Dolayısıyla ilk etapta ister istemez dağınıklık oldu. Doğrusu hükümet de 1-2 gün organize olmada bir şok yaşadı. Alt yapının çökmesi, yolların tahrip olması, hava alanlarının zarar görmesi, ağır kış şartları, GSM operatörlerinden kaynaklı iletişimin çökmesi gibi nedenler vardı. Fakat doğrusu saha büyük olduğu için bu yadırgamıyoruz.
Depremin ilk anında STK, tarikatların ve cemaatlerin çok ciddi anlamda yardımı oldu. Halkın kendi öz değerleri olan cemaatler, vakıflar tarikatlar bu halkın içerisindedir ve herkes ile birebir temas halindedir. Ve Sorunların çözülmesinde insanların ilk etapta insanlara ulaşmada acil desteklerin ilk etapta ulaşmasında bu yapılar çok ciddi bir etkisi oldu. Bunlar olmasaydı belki tahribatlar çok daha ağır olurdu." (İLKHA)