Kimyager Aktaş, kozmetik ürün kullanımında dikkat edilmesi gerekenleri anlattı

Kozmetik ürünlerde sağlığa zararlı ürünlerin kullanılması ve kullanıcıların dikkat etmesi gereken hususlarla ilgili konuşan Kimyager Ahmet Aktaş, zararlı içeriklerin sadece merdiven altı ürünlerde değil bilinen markalarda da kullanılabildiğini belirterek tüketicilerin özellikle ürün etiketlerini incelemeleri, Sağlık Bakanlığı sitesi üzerinden ürünlerin güvenliği hakkında bilgi edinebileceklerini söyledi.

Ekleme: 02.02.2023 13:55:06 / Güncelleme: 02.02.2023 13:55:06 / Röportaj / İstanbul Haberleri
Destek için 

Son dönemde Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı denetimler sonucunda 203 firmanın 178'inin sağlığa zararlı olduğu tespit edilmesi ve bu ürünlerde büyük markaların da olması kozmetik ürünlere olan güven sorununu yeniden gündeme getirdi.

Kozmetik ürün kullanırken dikkat edilmesi gereken hususlara ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Kimyagerler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Aktaş, online satışın başlamasıyla sahte ürünlerin arttığını, sosyal medya ve televizyon kanallarında yayımlanan gündüz kuşaklarında tüketicilerin yanlış yönlendirildiğini, tüketicilerin her duyduklarına inanmaması, ürün alırken de içeriklerinin kontrol edilmesi gerektiğini ifade etti.

"Sadece merdiven altı ürünler değil bilinen markalar da ceza alıyor"

Aktaş, "Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Türkiye'de senede 4 defa yaptığı denetimlerin sonucunu kendi web sayfasında kamuoyu ile paylaşıyor. Yayımladığı duyuruda hatalı olan kurumların isimlerini, nerenin malı olduğunu, ne kadar para cezası kesildiğini de yazıyor. Sadece 203 firma değil 2022 yılını birlikte değerlendirdiğimizde bu sayı binleri aşıyor. Burada dikkat çekmek istediğim nokta insanların algısında bu ürünlerin merdiven altı firmalar olduğudur. Ancak ceza kesilen markalara baktığınızda gayet profesyonel iş yapan firmalar olduğunu, hatta çok iyi bilinen markaların, televizyonlarda reklamları dönen markaların da yer aldığını görebilirsiniz." dedi.

"Tüketicilerin güvenliğini dikkate almayan firmalar arttı"

Televizyonda reklamı çıkan veya sosyal medyada güzel görsellerle satışa sunulan her ürüne güvenilmemesi, kullanıcıların güvenilir satış noktalarına yönelmeleri gerektiğini söyleyen Aktaş, özellikle online satışın artmasıyla sahte, taklit, Sağlık Bakanlığı'na bildirilmemiş, ruhsatı alınmamış, içerik konusunda tüketicinin güvenliğini dikkate almayan firmaların arttığını söyledi.

Kimyager Ahmet Aktaş

"Tüketiciler, Sağlık Bakanlığı'nın Ürün Takip Sistemi üzerinden ürünlerin güvenli olup olmadığını görebilirler"

Toplumda ürün etiketinin okunması veya bir ürünün güvenli olup olmadığı yönünde tüketicilerin yeteri kadar dikkat etmediğini vurgulayan Aktaş, "Bu noktada kendisini geliştiren, özel hassasiyet gösteren belli bir kesim var ve bu gittikçe de artıyor. Sağlık Bakanlığı Türkiye Tıbbi Cihaz Kurumu, Ürün Takip Sistemi diye bir sistem geliştirdi. Kısa adıyla ÜTS diye girildiğinde internet sayfası bulunabilir. Bunun mobil cihaz versiyonu da var. Sistemin tüketici versiyonu da var. Tüketiciler, bu sistem üzerinden bir ürünün Sağlık Bakanlığı'na bildirilip bildirilmediğini kontrol edebilirler. Hatta orada Sağlık Bakanlığı'na bildirilen kutu ve etiketi de görebilir, satın aldığı ürünü bu şekilde karşılaştırabilir. Bir kozmetik ürünün arka etiketinde içindekiler kısmına dikkat edilmeli. İçerikler genelde Latince isimlerle yazıldığı için vatandaş karşılaştırmasını yapamayabiliyor. İçerik kısmında yazılanlar internetten araştırılarak ne anlama geldi öğrenilebilir. Her kozmetik ürünün etiketinde en az miktara kadar bile ne içerdiği yazılması zorunluluğu var. Dolayısıyla orada kullanıcının istemediği bir bileşen varsa veya petrol kökenli zarar verici bir kimyasal varsa yine internet aracılığıyla öğrenebilir, bu şekilde bir tercihte bulunabilir." diye konuştu.

"Bazı ürünlerin etkisi 5-10 yıl sonra ortaya çıkabilir"

Kozmetik ürünlerin yan etkileri, sebep olabilecekleri hastalıklara ilişkin de açıklamalarda bulunan Aktaş, "Kozmetik ürünlerde ve hatta ilaçlarda kullanılan tüm ürünlerde sistemik doz ve akut doz diye iki çeşit etki görülmektedir. Bir ürünü cilde sürdüğünüz zaman anında yakan, tahriş eden, alerji yapan bir etkiden bahsediyoruz. Bunu fark eden vatandaş zaten ürünü bir daha kullanmıyor. Bir de sistemik doz aşımından sonra, yani vücutta belli bir orana geldikten sonra zarar vermeye başlayan etken maddeler var. Yani kullanılan bir ilaç 5 yıl sonra ciltte bıraktığı kalıntı bir hasara sebep olabiliyor. Ciltteki hasar sürüldüğü bölgeden bağımsız da olabilir. Örneğin kullandığı bir krem 5-10 sene sonra diz kısmında bir yaraya sebep olabilir veya cilt kanserine, duyum kaybına, burunda bir kaşıntıya sebep olabilir. Yani cilt, sistemik doz aşımına maruz kalarak sonraki zamanlarda ve hiç öngörülemeyen yerlerde zarara sebep olabilir." şeklinde konuştu.

"Uzman olmayanların tavsiyelerine uyulmamalı"

Aktaş, "Özellikle gündüz televizyon kuşaklarında ve sosyal medyada bazı takibi yüksek olan hesaplar, uzman olmadıkları halde ürün tavsiyesi, cilt açma, cilt soyma gibi ürünler tavsiye edebiliyor. Ya da evde bir şeyler karıştırarak cilde sürme ile ilgili çok tavsiyeler duyuyoruz. Aslında bu durum evde kendileri yaptıkları için insanların hoşuna gidiyor. Bu hiç de makul değildir. Hem doğru bir üründe üretmemiş olurlar hem de kendilerine zarar verme riski çok fazla. Gündüz kuşağı programlarında güzellik uzmanı adı altında birçok kişi reçete, formül öneriyorlar. Aynı zamanda sosyal medyada insanlar bir doktorun yapması gereken cilt soyma, leke giderme gibi ciddi bir işlemi aslında evde aktardan alınan ürünlerle bu işlemi yapabilecekleri söyleniyor. Ancak sonucu felaket olabiliyor. Cilde sürdüğümüz her şey aynı zamanda belli bir miktarda kana karıştığını da bilmek gerekir. Dolayısıyla bu ürünler ne kadar doğal, doğala yakın ve bitki kökenli olursa cilde verebileceği hasar o oranda düşer." dedi. (İLKHA)