Bakan Bozdağ: Ebu Cehiller Kur'an karşısında aciz kalmaya devam edecektir

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Avrupa'da yaşanan İslam düşmanlığı ve Kur'an-ı Kerim'e yapılan saldırılara ilişkin, "Kur'an kıyamete kadar var olacak, kıyamete kadar gelecek nice Ebu Cehiller de onun karşısında aciz kalmaya Allah'ın izniyle devam edecektir." dedi.

Ekleme: 28.01.2023 18:15:10 / Güncelleme: 28.01.2023 18:15:43 / Güncel / Nevşehir Haberleri
Destek için 

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Nevşehir’de Kişisel Verileri Koruma Günü Programında konuştu.

 Avrupa'da yaşanan İslam karşıtı ve Kur'an-ı Kerim'e yapılan saldırılarla ilgili Bakan Bozdağ, şunları söyledi:

"Avrupa'da yaşanan olaylar var. İsveç'te kendini bilmez birisi Kur'an-ı Kerim'imizi yaktı. Sonra Hollanda'da asrımızın Ebu Cehillerinden birisi Kur'an-ı Kerim'i orada yaktı. Sonra bu İsveç'teki alçak aynısını bu sefer gitti Danimarka'da yırtma eylemiyle teşebbüs etti. Biz Türkiye olarak halkının yüzde 99'u Müslüman bir ülke olarak hep diyoruz. Biz bütün dinlere, bütün inançlara, bütün etnik kökenlere, bütün farklılıklara saygılıyız. Türkiye'de siz herhangi bir yerde başka bir dinin kutsal kitabına saygısızlık yapıldığına şahit oldunuz mu şimdiye kadar? Yok. Bizim ülkemizde bütün dinler, bütün mezhepler, bütün inançlar, bütün etnik farklılıklar birlikte farklılığı bu ülkenin en büyük zenginliği, en büyük gücü, en büyük hazinesi kabul ederek huzur ve barış içinde yaşıyorlar. Bunu zaman zaman dışarıdan başka ülkelerin istihbarat örgütleri içerideki maşaları, işbirlikçileri eliyle kaşımak isteseler dahi karşılarında daima Türk milletinin basiretini görüyorlar, bugüne kadar muvaffak olamadılar. Bundan sonra da olamayacaklardır. Ama bakın İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılması Türk Büyükelçiliği'nin yakınında oluyor. İsveç hükümeti izin veriyor. Polis bu yakma eylemini yapan alçağı koruma altına alıyor zarar görmesin diye ve seyrediyor. Diğer ülkeler de aynısını yapıyor.

Şimdi biz acaba dedik ya bunların kanunlarında bu suç değil mi? Niye böyle yapıyorlar? Diye baktığımızda ben incelettim. Şimdi İsveç Ceza Kanunu'na göre, tüm dinler koruma hattındadır. Basit fiiller, dinlere yönelik, basit fiiller iki yıla kadar ağır ve vahim fiillerse 4 yıla kadar hapisle cezalandırılmaktadır. Basit fiili iki yıla kadar ağır fiil dört yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır diyor. Herhangi bir dini özel koruyan hani Tevrat'la ilgili hemen harekete geçtiler ya Tevrat'ı ya da İncil'i özel koruyan ayrıca bir hükümle yoktur. Her dine saldırı eğer fiil basitse iki yıl eğer ağır ve vahimse 4 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Şimdi İsveç'in başsavcısı da diyor ki 'Soruşturmaya gerek bir şey ben burada görmedim' diyor dosyayı kapatıyor. Ben buradan Türkiye'nin Adalet Bakanı olarak İsveç'in Adalet Bakanına, hükümetine kanunları uygulamakla görevli savcılarına buradan soruyorum; Sizin kanunlarınızı Türkiye olarak biz mi yazdık? Meclisimizde biz mi kabul ettik? Yoksa siz yazdınız, sizin meclisinizde mi kabul edildi? Siz yazdınız. Sizin meclisinizde kabul edildi. Öyleyse sizin meclisinizde kabul edilen kanun hükümleri açık açık diyorsa ki basit fiil iki yıla kadar, ağır ve vahimse 4 yıla kadar hapis cezası yaptırımı uygulanabilir diyorsa İsveç'in savcısı 'Ben bunu soruşturmaya değer görmüyorum. Burada suç yok.' Nasıl diyebilir? Milyarlarca Müslümanın inandığı, kutsal saydığı bir kitaba karşı alçakça bir saldırıyı gerçekleştirenin fiilini, failini görmezden gelmek, izin vermek, koruma altına almak İsveç'in kendi yasalarını bile isteye çiğnemesi demektir."

Yapılanların "ifade hürriyeti" olarak gösterilmesine tepki gösteren Bozdağ, "Dünyanın hiçbir yerinde birinin kutsalına sövmek ifade hürriyeti kapsamında değildir. Birinin annesine, eşine, sinkaf etmek ifade hürriyeti midir? Çoğalıyor. İfade hürriyeti. İçinizde eşine kendine, evlatlarına etmeyi, ifade hürriyeti sayan, bu kadar geniş düşünen biri var mı? Bilmiyorum. Türkiye'de var mı? Bilmiyorum. Dünyada var mı? Bilmiyorum. Bizim dinimizin kutsalına sövmek bunu ifade hürriyeti olarak gören bir Türk vatandaşı olabilir mi? Olamaz. Yoktur da zaten. Ama bakın onlar İslam'a dönük kutsallara sövmeyi hak ifade hürriyeti kapsamına alıyorlar. Bu onların İslam düşmanlığının somut göstergesidir." dedi.

"İslamofobi değil; İslam düşmanlığı"

Bozdağ, "Esasında Avrupa'da artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı biraz yumuşatarak İslamofobi diyorlar ama ben çok net söylüyorum. İslamofobi falan değil bu, bal gibi İslam düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı yapıyorlar. Bunlarla bizim mücadele etmemiz gerekir. İnsan hak ve hürriyetleri, hukuk devleti, din ve vicdan hürriyeti ifade hürriyeti kavramlarını Dolayanların çifte standardını da bizim yüzlerine vurmamız gerekiyor." diye konuştu.

 "Avrupa'nın hem Kur'an-ı Kerim'e hem Müslümanların kutsallarına hem de yabancılara karşı yaklaşımında hak da yok, adalet de yok." diyen Bozdağ, şöyle devam etti:

"Haksızlık var, zulüm var ve o yüzden de göz yumuyorlar. Tevrat'a gelince kapıları kapatıyorlar. Ama Kur'an-ı Kerim'e gelince koruma altına alıp seyrediyorlar. Buradan bir kez daha söylüyorum. Değil Avrupa, bir dünya bir araya gelse Kur'an'ın Mushaf'larını tek tek yırtsalar, yaksalar dahi Kur'an'ı yok etmeyi beceremezler. Çünkü inancımıza göre Kur'an'ı indiren Rabb'imiz 'Onu biz indirdik, muhafızı da biziz' diyor. Muhafızı Allah olanı kimse yok edemez. Ebu Cehil, Peygamberimiz zamanında yok etmek için uğraştı, aciz kaldı. Asrımızın, asırların nice Ebu Cehilleri geldi, Kur'an'ı ve İslam'ı yok etmek için uğraştılar. Aciz kaldılar. Ve Kur'an, İslam onları aciz bırakmaya devam etti. Bundan sonra da İsveç'te başka yerde böyle haddini bilmez, kendini bilmez şeytanlar çıkacaktır. Ama bunların hiç Hiçbiri Kur'an'a Kur’an'ın yüceliğine, Kur'an'ın varlığına zarar veremeyecektir. Kur'an kıyamete kadar var olacak, kıyamete kadar gelecek nice Ebu Cehiller de onun karşısında aciz kalmaya Allah'ın izniyle devam edecektir." (İLKHA)