Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar;
Her şeyden önce Mike Pompeo, eski mevkidaşımız o kitabı sanırım başkanlık adaylığında ya da adaylığının kampanyasını başlatmak için yazmıştır. Öyle düşünüyorum. Şimdi bu bahsettiğiniz iddialarla ilgili bir kere gerçek dışı bilgiler var. Diplomatik bir dille söylüyorum, siz buna yalan da diyebilirsiniz. Abartı var ve çifte standart var. Ayrıca bugüne kadar terörizme verdikleri destek konusunda ABD'de ciddi bir suçtur. Sanırım yargı sürecine tabii olmamak için de ciddi dezenformasyon var. Her şeyden önce Türk ordusunun DEAŞ'ı yenme kapasitesinin olmadığını gördük demesi ibretlik. Trump döneminde PKK/YPG ile angajmana girmediler. Obama döneminde başladı bu. Dolayısıyla bunların kararı değil. Onu düzeltmek gerekir. İkincisi bugün DEAŞ'a karşı göğüs göğse mücadele eden tek ordu Türk ordusudur. 4500'den fazla teröristi biz elimine ettik. Hem Suriye'de hem Irak'ta… Biz Suriye'de DEAŞ'lı teröristleri elimine ederken ya da Suriye'nin kuzeyini DEAŞ'lı teröristlerden temizlerken ABD, Pompeo'nun olduğu dönemde YPG/PKK ile beraber DEAŞ'lılar önce otobüse, sonra da uçaklara bindirerek Afganistan'a gönderdiler. Bugün Afganistan'daki terör saldırılarının müsebbibi de bunlar. DEAŞ'ın ve El Kaide'nin saldırılarından bahsediyorum. Dolayısıyla NATO'da en büyük ikinci gücü olan Türk ordusunun kapasitesini herkes gördü ve hem PKK hem YPG hem DEAŞ'tan 8 bin kilometrekarelik bir alanı Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklemek adına temizleyen Türk ordusudur. Burada gerçek dışı bilgi var.
Bu İstanbul'daki 2019'daki görüşmeyle ilgili ben Mike Pompeo'nun yanındaydım baştan sona. Öncelikle Türkiye'ye niye geldiler? Biz teröristleri buradan temizleyeceğiz, siz de operasyona bir ara verin demek için geldiler. Biz onların belgesini müzakere edilemez bulduk, karşılarına 11 maddelik bir belge sunduk. 9'unu kabul ettiler, 2'sini de Cumhurbaşkanımızın huzurunda müzakere ettik ve o 2 madde konusunda da mutabakata vardık, sonra çıktık. Onlar kendi büyükelçiliğinde, sonra Cumhurbaşkanımızın talimatıyla ben de Cumhurbaşkanlığı'nda ortak açıklamayı basınla paylaşmıştım. Ortak açıklamanın yükümlülüklerini de yerine getirmediler, dürüst olmadıklarını da gösterdiler. İçeride her ziyarette olduğu gibi baş başa görüşmeler olabilir, dışişleri bakanları arasında, devlet başkanları arasında… Cumhurbaşkanımızla Pence arasında ilk başta heyetler arası görüşmeden önce bir baş başa görüşme gerçekleştirdi. Biz de Pompeo ve diğer arkadaşlarla başka bir odada beklerken, Pompeo'nun sürenin uzamasından rahatsız olduğunu gördük ve içeriye gidelim diye de bazı talepleri de oldu. Ben de kendisine birisi başkan, birisi başkan yardımcısı bize ihtiyaç duydukları zaman kendileri bizi çağırır, dolayısıyla protokol gereği de adap gereği de liderler içeri çağırmadan gitmenin doğru olmadığını söyledim, kendisini uyardım.
"O iğrenç dediği videodaki görüntüleri biz yaşadık"
Şimdi rahatsızlığını anlıyoruz. O iğrenç dediği videodaki görüntüleri biz yaşadık. Bu terör örgütü o gece 251 vatandaşımızı öldürdü ve kendisinin de zaten o gece daha sonra sildiği bir tweet var. Cumhurbaşkanımızın aleyhine yazdıklarını da anlıyoruz ki darbe girişimini desteklemiştir. Videodan rahatsız olmasının sebebi de budur. Çünkü o görüntüler darbenin nasıl başladığını ve Türk milletinin darbeyi nasıl yendiğini gösteriyor. Sanırım Türk milletinin o darbecileri yenmesinden rahatsız olmuş ki bu ifadeleri kendisi sergilemiş. Dolayısıyla belki video uzun olabilir ama tüm gerçekleri yansıtan bir videoydu.
"Patriğe herhangi bir tehditte bulunmamız mümkün değildir"
Yunanistan konusunda Rum kesiminde zaten ABD'nin denge politikasını bozan bunlar oldu. Kendisi de önümüzdeki seçimlerde aday olduğu zaman Rum lobisinden de oy alabilmek için bu söylemleri öncelikle yazdığını görüyoruz. Diğer taraftan patrikhane ile ilgili ziyaretinde artık orada diğer dini azınlıkların, patrikleri, cemaatler, vakıflar orada, Türkiye hiçbirisini tehdit etmez. Batı Trakya Türklerinin haklarının gasbedilmesi gibi herhangi bir Türkiye'nin özellikle biz AK Parti iktidarı olarak yönetime geldiğimiz günden bu yana, sayın Cumhurbaşkanımızın belediye başkanlığı döneminde de onlara yaptıkları ortada. Her lider geldiği zaman her görüşmede de kendileri bunu uluslararası platformlarda anlatıyorlar. Patriğe herhangi bir tehditte bulunmamız mümkün değildir, hiçbir zaman olmamıştır. Kendisine her zaman, her türlü desteği veriyoruz.
Yalnız bu ziyareti İstanbul'a yapmak istediğini, patrikhaneye gitmek istediğini, benimle de orada görüşmek istediğini söyledi. Benim de cevabım gayet net. Benimle görüşmek isteyen Ankara'ya buyurur gelir, İstanbul'a onun ayağına gitmem dedim. Dolayısıyla olay bundan ibarettir. Herhangi başka bir rahatsızlığım da olmamıştır.
Sonuçta bu açıklamaların, kitapta yazan unsurların çoğuna baktığımız zaman gerçek dışı bilgiler var, abartı var ve ne kadar dürüst ve samimi olmadıklarını da ne kadar ilişkilerde ikiyüzlü olduklarını da görmüş oluyoruz kendilerinin yazdıklarında.