İslam medeniyeti ve ilkelerine ilişkin çalışmalarıyla tanınan Merzuki, Danimarkalı aşırı sağcı siyasetçi Rasmus Paludan'ın 21 Ocak’ta Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmasını AA muhabirine değerlendirdi.
Söz konusu eylemin provokasyon amaçlı olduğunu belirten Merzuki, "Kur’an-ı Kerim’i yakmak İslam korkusunu yansıtan popülist bir eylem. Kur’an’ın yakılması, İslam’ın Batı’da etkisi olduğunun bir kanıtıdır. Batılıların İslam’ın otoritesinden ve Batılı seçkinlerin İslam’ı benimseme eğilimlerinden duyduğu korkunun bir yansıması. Bu provokatif eyleme, İslam’ın değerini anlayan Avrupalı seçkinler ile anlamayan sıradan insanlar arasında ayrım yaparak akıllıca ve şiddet içermeyen bir cevap verilmeli." dedi.
Eylemin temsil ettiği kesimi iyi değerlendirmek gerektiğine dikkati çeken Merzuki, "Kutsala hakaret geri kalmışlığın bir kanıtıdır. Bu popülist bir eylem; Batı’daki büyük alim ve düşünürlerin duruşunu temsil etmez. Bu manada bu eylem İslam’ın gücünün bir göstergesi diyebiliriz." ifadelerini kullandı.
Kur’an-ı Kerim’in yakılması olayında Türkiye’nin tutumunu da değerlendiren Tunuslu düşünür, şunları söyledi:
"Türkiye’nin Doğu ile Batı arasındaki dengeli politik duruşu çok önemli. ABD ile iyi ilişkilere sahip Türkiye aynı zamanda Avrupa Birliği ve Rusya'yla da iyi ilişkilere sahip. Bu yüzden Batı için vazgeçilmez ülkelerden biri. Bundan dolayı Türkiye’nin söylediklerini dikkate almak durumundalar."
Yunan, Alman ve İslam felsefesi alanında uzman Ebu Yarub el-Merzuki, Tunus'un önde gelen düşünürleri arasında yer alıyor.