JINR Medya Ofisi’ne göre, Nil Nehri Afrika kıtasındaki en büyük temiz içme suyu kaynağı ancak nehrin ekolojik durumu uzun süre araştırılmamıştı.
Rus RT haber ajansına göre, JINR’nin Nötron Fiziği Laboratuvarı’ndan (FLNP) bir grup bilim insanı, Mısırlı meslektaşlarıyla birlikte Nil Vadisi’ndeki yüzey dip çökeltileri ve nehir kıyısındaki toprakların temel bileşimini kontrol etti.
Bunu yapmak için FLNP, Mısırlı meslektaşlarına nötron aktivasyon analizi yöntemini kullanmalarını önerdi.
Çalışma sırasında, numunelerdeki kimyasal elementlerin kökeni ve birikme seviyeleri belirlendi, bu da nehrin ekolojik durumu hakkında bir sonuca varmayı mümkün kıldı.
Araştırmacılar çalışmanın başında, Mısır’ın güneyindeki Asvan Barajı ve Kahire’den İskenderiye’ye nehir havzası da dahil olmak üzere örnekler aldı.
Çalışma daha sonra Nil’in Akdeniz’e aktığı güneyden kuzeye tüm Mısır bölgesini kapsadı.
Bu Mısır’daki su kaynaklarının ekolojik durumuna ilişkin ilk çalışma olduğundan, araştırmacılar sonuçları diğer ülkelerdeki benzer çalışmalar sırasında elde edilen değerlerle karşılaştırdı.
Mısır örneklerinde 32 kimyasal element bulundu. Konsantrasyonlarının diğer ülkelere göre daha düşük olduğu, yani Nil’in suyunun daha önce incelenmiş olan diğer su kütlelerinden daha temiz olduğu ortaya çıktı.
Ancak, nehrin ağzında ve Helvan şehrinin yakınında olduğu gibi, nispeten aşırı derecede kirli yerler de var. Bazı örneklerin analizinde, analiz titanyum, arsenik, sodyum, magnezyum, uranyum, toryum ve klor içeriğinin arttığı görüldü.
FLNP Nötron Aktivasyon Analizi Grubu’nda kıdemli araştırmacı olan Vael Badavi konuyla ilgili açıklamasında, “Nil, 12 ülkeden geçtiği için gelecekte araştırmacılar Mısır topraklarıyla sınırlı kalmayacak. Nil havzasının tüm ülkelerini bir mega proje için bir araya gelmeye ve çevrenin kapsamlı bir resmini oluşturmak için dünyanın en büyük su arterlerinden birinin geçtiği diğer bölgelerde aynı analizi yapmaya davet etmek istiyoruz” dedi.