HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu Mardin'in Midyat ilçesinde basın mensupları ile bir araya geldi.
İlçede bulunan bir restoran işletmesinde basın mensupları ile bir araya gelen, Yapıcıoğlu gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
ALTILI MASANIN GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM ÖNERİSİ
Altılı masanın, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisine değinen Yapıcıoğlu, "Eğer muhalefetin bu önerisi hayata geçerse Cumhurbaşkanı yine halk tarafından seçilecek ama aynı zamanda parlamenter bir sisteme dönüş olacak. Bu şu demektir, şu andaki mevcut sisteme göre ve halk tarafından seçilmesi halinde Cumhurbaşkanı seçilecek kişi, geçerli oyların yarısından fazlasını alması gerekiyor. Şöyle bir tablo hayal edin; en az yüzde 50 artı bir oyla ya da belki yüzde 55-60 oyla seçilen bir Cumhurbaşkanı olacak ama öte taraftan belki birkaç partinin koalisyon kurmak suretiyle hükümet kurması halinde yüzde 20-25 ya da 30 civarında oy alan bir kişi yüzde 50'nin üzerinde doğrudan doğruya halktan oy alan bir Cumhurbaşkanından daha yetkili olacak. Bu nasıl olur, neler doğurur, çift başlılık gelir mi gelmez mi? Bu hususun kamuoyu tarafından ve işin ilgilileri, işin uzmanları tarafından daha detaylıca tartışılması gerektiği kanaatindeyiz. Bize göre belki dünyanın hiçbir yerinde olmayan ucube bir sistem ile yüz yüze gelmiş olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
TERCİHLİ OY SİSTEMİ
Yapıcıoğlu, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin Tercihli Oy Sistemi hakkında görüşlerini sorması üzerine Yapıcıoğlu, bu sistemin halkın doğrudan doğruya kendi vekilini seçmesi açısından iyi ve faydalı bir yöntem olacağını ancak mevcut sistemde bunun getirilmesinin kolay olmadığını söyledi.
Yapıcıoğlu, bunun nedenini şöyle açıkladı: "Çünkü şu anda siyasi partilerin genel merkezleri, özellikle de genel başkanları neredeyse parti yönetiminin tamamını belirliyor. Hatta en aşağı düzeye kadar kâğıt üzerinde mahalle delegeleri ilçe yönetimini, ilçe yönetimi il delegelerini, il delegeleri il yönetimini ve genel merkez delegelerini seçiyor. Genel merkez delegeleri de siyasi partilerin genel merkez organlarını seçiyor ama en aşağıdaki delegeleri de yine partinin üst yönetimi kendi istekleri doğrultusunda şekillendirdiği için bir anlamda partinin üst yönetimi kendi kendisini seçmiş oluyor ya da kendisini seçecek delegeleri göreve getirmiş oluyor. Bu durumda hem partinin üst yönetimini hem de milletvekili adaylarını siyasi partilerin genel merkezleri belirlediği için böyle bir sistemde seçilen adayların ya da aday adaylarının hangisinin hangi sırada olacağına karar vermek manasında olan Tercihli Oy Sistemini hayata geçirmeleri, böyle bir kanunu Meclis'ten geçirmelerini doğrusu ben çok beklemiyorum. Ama böyle bir sistem olursa halkın kendi temsilcisini doğrudan doğruya seçmesi adına bunun iyi bir şey olacağını düşünüyorum." diye konuştu.
"SEÇİME GİREBİLECEK PARTİLERE HAZİNE YARDIMI VERİLMELİ"
Yapıcıoğlu, seçim barajına ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine adaletsizliğin giderilmesi için seçim barajının sıfırlanması gerektiğini ifade etti.
Hazine yardımını sadece seçim barajını geçebilenlerin almasını eleştiren Yapıcıoğlu, "Bir parti sadece Hazine'den yardım almak için kurulmamalı, böyle bir parti kurulmuşsa bile tabela partisi olduğu için hazine yardımı alamamalı. Ama eğer bir parti kurulmuşsa, ciddi siyaset yapıyorsa, seçime katılma yeterliliğini elde etmişse o da diğer partilerle birlikte seçime katılacaksa eşit şartlarda yarışa katılması için o da Hazine yardımından istifade edebilmelidir. Bugünkü sistemde yine partiler kendi oyları oranında Hazine'den yardım alıyorlar. En azından dağıtılacak yardımın belli bir kısmı partiler arasında eşit bir şekilde dağıtılmak suretiyle adalete biraz daha yakın bir sistem gelebilir." ifadelerini kullandı.
İTTİFAK MESELESİ
Yapıcıoğlu, ittifak konusunu sorulması üzerine henüz bir ittifaka katılma kararı almadıklarını kaydetti. Yapıcıoğlu altılı masadan ittifak teklifi gelmesi halinde tavırların ne olacağının sorulması üzerine, "Altılı masadan teklif gelirse teklifin içeriğine bakarız, değerlendirmeye değer bir teklifse otururuz arkadaşlarımızla değerlendiririz. Tek başıma benim karar verebileceğim bir şey değil bu. Ben partinin Genel Başkanı olabilirim ama bizim bütün işlerimiz aramızda istişare iledir." yanıtını verdi.
Seçime hazır olduklarını söyleyen Yapıcıoğlu, parti teşkilatlarına da çalışmalarını artırmaları yönünde mesaj verdiklerini kaydetti.
"ÖNCEKİ SEÇİMDE ALDIĞIMIZ OYLARI KATLAYA KATLAYA GELİYORUZ"
Yapıcıoğlu, HÜDA PAR'ın seçimlerdeki oy oranına ilişkin tahminlerin sorulması üzerine şu cevabı verdi:
"Biz diğer partiler gibi haftada bir kamuoyu yoklaması yaptıramıyoruz. Bizim böyle sınırsız kaynaklarımız yok, Hazine'den de yardım alamıyoruz. Fakat biz sokakta vatandaşın nabzını tutunca şunu görüyoruz; önceki seçimde aldığımız oyları katlaya katlaya geliyoruz. 2018 seçimlerinde bir önceki seçime göre oylarımızı iki buçuk kat kadar artırdık. Bu sefer daha fazla artırabileceğimizi hissediyorum. Böyle bir beklentim var ama bu olmasa da bu bizim için çok büyük bir problem teşkil etmeyecek. Neden? Çünkü biz başarıyı şöyle tarif ediyoruz; asıl başarı istikamet üzere kalabilmektir. Yola çıktığımız gün 'Dürüst Siyaset Gerçek Adalet' dedik, sonra 'Önce İnsan Öncelik Adalet' dedik. Bugün de diyoruz ki memleketin HÜDA PAR'a ihtiyacı var, HÜDA PAR'ın bu bakış açısına, bu yaklaşımına ihtiyaç var. İnşallah biz siyasete yeni bir ses, yeni bir nefes, yeni bir soluk, yeni bir renk, yeni bir itibar getirmek istiyoruz ve inşallah bu konuda emin adımlarla ilerliyoruz. Bu seçimlerle ilgili olarak önümüze koyduğumuz hedef şu anda yüzde 3. İnşallah ona ulaşabilmek için bütün şartları zorlayacağız, bütün imkanlarımızı kullanacağız. Ulaşır mıyız ulaşamaz mıyız onu zaman gösterecek. İnşallah onu aştıktan sonra yüzde 7'yi hedefe koyup oraya doğru ilerlemeye gayret sarf edeceğiz."
VELİLERE SEÇMELİ DERS ÇAĞRISI
Gündemdeki konulardan birinin Seçmeli Dersler olduğunu belirten Yapıcıoğlu, tercihlerin 20 Ocak'ta sona ereceğini hatırlatarak velilere çağrıda bulundu.
Yapıcıoğlu, "Bütün anne babalara ve çocuklara diyoruz ki, kendi dilinizi unutmayın. Yaşayan Diller ve Lehçeler adıyla Türkiye'de konuşulan dillerden bazıları seçmeli ders olarak okullarda öğretiliyor. Kimse kendi dilini unutmasın diye, çocukların bu dilleri öğrenmesi için bunları seçmeli ders olarak seçmelerini istiyoruz. Aslında bize göre olması gereken her çocuğun, her öğrencinin isteği halinde kendi ana diliyle eğitim alabilmesi, bunun önündeki engellerin tamamen kaldırılmasıdır. Bir çağrıyı da Kur'an-ı Kerim ve Siyer dersi ile ilgili yapmak istiyoruz. Eğer biz Rabbimizin bize olan mesajını çocuklarımıza doğru bir şekilde ulaştıramazsak, onların bu mesajı anlamasını sağlayamazsak bu şikâyet ettiğimiz hususlardaki olumsuzluklar artarak devam edecek ve bu sorun büyüyecektir. Bu nedenle de anne babalara çağrıda bulunuyoruz, Rabbinizin mesajını daha yakından öğrenmek için bu bir fırsattır. Kur'an-ı Kerim dersini de seçiniz ve Kur'an-ı Kerim'deki ahlakı ve oradaki mesajları pratik olarak yaşayan ve bize öğreten Peygamberimizin hayatı ile ilgili dersi yani Siyer-i Nebi'yi de seçmeli ders olarak seçmelerini öneriyoruz." diye konuştu.
(İLKHA)