BM: ABD'nin yeni sınır tedbirleri, insan hakları açısından risk oluşturuyor

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, ABD'nin bir süre önce açıkladığı yeni sınır tedbirlerinin, temel uluslararası insan hakları ve mülteci hukukuna zarar verdiğini ve bu konuda risk oluşturduğunu belirtti.

Ekleme: 11.01.2023 20:11:25 / Güncelleme: 11.01.2023 20:11:25 / Dünya
Destek için 

Türk, yaptığı yazılı açıklamada, ABD'nin aldığı sınır tedbirlerini eleştirdi.

ABD Başkanı Joe Biden tarafından duyurulan değişiklikler arasında, mültecilerin hızlı bir şekilde sınır dışı edilmek için tahliyesi ve düzensiz göçmenlerin sınır dışı edilme sürecini hızlandıran "42. kanunun genişletilmesi" yer alıyor.

42. kanunun ABD göçmenlik yetkilileri tarafından, ülkenin güney sınırında gerekli süreç ile usule uygun olmadan ve koruma ihtiyaçları göz ardı edilerek yaklaşık 2,5 milyon kez kullanıldığını kaydeden Türk, bu yolla insanların Meksika'ya veya kendi ülkelerine gönderildiğini anlattı.

"Kişinin kökeni, göçmenlik statüsü veya uluslararası bir sınıra nasıl ulaştığının önemi yok. Sığınma hakkı bir insan hakkıdır." ifadelerini kullanan Türk, ABD'nin aldığı önlemlerin toplu sınır dışı yasağı ve geri gönderme ilkesiyle çeliştiğini ve risk oluşturduğunu kaydetti.

Volker Türk; Venezuela, Küba, Haiti ve Nikaragua'dan ayda yaklaşık 30 bin kişinin, 2 yıllık süreyle sınırıyla ve sıkı koşullarla ABD'ye gelmesine imkan sağlayan "şartlı insani tahliye" programının da uzatılabileceğini belirterek "(Mülteciler için) Güvenli ve düzenli yollar oluşturmak ve genişletme için alınan önlemleri memnuniyetle karşılasam da bu tür girişimler sığınma hakkı ve korunma ihtiyaçlarının bireysel olarak değerlendirilmesi de dahil, temel insan hakları pahasına yapılmamalıdır." ifadelerini kullandı.

Bazıları için insani şartlı tahliyeye sınırlı erişimin herkesin kendi insan haklarını korumasının yerine geçmemesi gerektiğine işaret eden Türk, bu konuda BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin endişelerini de paylaştı.

Türk, tüm mülteci ve göçmenlerin insan haklarına uluslararası sınırlarda saygı gösterilmesi ve bunların korunması çağrısını yineleyerek "Göç krizleri hakkında çok fazla konuşma duyuyoruz ancak gerçek krizde olanlar genel olarak göç edenlerdir. Onları kötülemek ve uzun süredir elde ettikleri hakları geri almak yerine göçü, insan haklarına saygı duyarak güvenli bir şekilde yönetmeliyiz." diye konuştu.