Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Kılavuz: Su ve enerji yönetimi, Türkiye'nin en önemli problemidir

Türkiye’de tarım öğretiminin başlangıcının 177. Yıldönümü ve 10 Ocak Dünya Ziraat Mühendisleri Günü nedeniyle Bursa Uludağ Üniversitesi Mete Cengiz Kültür Merkezinde bir program düzenlendi.

Ekleme: 10.01.2023 15:05:09 / Güncelleme: 10.01.2023 15:06:27 / Eğitim / Bursa Haberleri
Destek için 

Programda, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Turgut, Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, Gıda Mühendisleri Odası  Bursa Şube Başkanı Serkan Durmuş, Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şube Başkanı Fulya Akfidan Sevim ve Bursa Mimarlar Odası Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek bulundu.

"Yeryüzünde ve denizlerde bozgunculuk bizatihi insanların kendi elleriyle yaptıklarından dolayıdır"

Programda bir konuşma yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, "Kuraklık yaşadığımız şu günlerde su ve enerji yönetimi, Türkiye'nin en önemli problemidir. İnşallah işin bilincine varmış olmak, ayırdığına varmış olmak artık yol haritasının ortaya çıkması anlamına da geliyor. Ben bu tip günlerin, bu kutlama günlerinin sadece bir kutlama ve sevinç günü olmasının da ötesinde bu bilincin tekrarlandığı hafızaların canlandığı ve buna göre de yeni eylem planları için harekete geçirdiği günler olması temennisinde bulunuyorum. Nitekim bu gerçekleşiyor işte bu tip konuşmalarla. Bir tespitte de konuşmamı bitireyim. Kutsal kitabımızda bir ayette şöyle buyuruluyor. ‘Yeryüzünde ve denizlerde bozgunculuk bizatihi insanların kendi elleriyle yaptıklarından dolayıdır’ diyor. Eğer bu dünyada sürdürülemez bir çevre sürdürülemez bir su yönetimi, sürdürülemez bir tarım, sürdürülemez bir ekonomiyle yüz yüze geliyorsak, bunun sebebi biz insanlarız. Ve onu düzeltecek de bizleriz. Onu düzeltecek de bizleriz her biriniz önce fert olarak sonra bu fertlerin tercihlerinin bileşkesi demek olan toplumsal tercihlerimizle sürdürülebilirliği, hayatımızın bir felsefesi ve yaşam tarzı haline getirebildiğimizde daha yaşanabilir bir dünya, daha yaşanabilir bir evrenle yüz yüze geleceğiz." dedi.

"Ülkemizde tarımsal üretim İstanbul Ziraat mektebiyle başladı"

Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Turgut, "Ülkemizde tarımsal üretim 10 Ocak 1846 yılında İstanbul Yeşilköy'de Haymama Çiftliği'nde kurulan Ziraat mektebiyle başlamış. Bursa'da tarımsal öğretim yapmak amacıyla ziraat fakültemiz 1981 yılında kurulmuş. Eğitim ve öğretime kuruluş yılı 1981 olan Bursa Tarım Meslek Lisesi'ne başlanılmış ve 15 yıl orada kaldıktan sonra bugünkü yerimize taşındı. Fakültemizde 9 programımızda 2319 öğrencimiz bulunmaktadır. Bunlardan 210 adedi yabancı uyrukludur. Günümüze kadar 38 dönemde 9111 mezun verdik. Fakültemizde 105 öğretim üyesi, 1 öğretim görevlisi 14  araştırma görevlisi, 42 idari ve 33 sürekli işçi bulunmaktadır. Bir akademik yapıya sahibiz. Nitekim 9 öğretim üyemiz profesörlüğe yükseltildi. 5 öğretim üyemiz doçent, 5 doktoralı meslektaşımız Doktor Öğretim Görgülü kadrosuna atanmıştır." diye belirtti.

"Alt yapısı yetersiz olan ziraat fakülteleri kademeli olarak kapatılmalı"

Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, "Ülkemizde eğitim-öğretim yaygınlaşmasını planlanırken eğitim ve öğretimin kalitesinden ödün vermemek nedeniyle yeni fakülteler açılmamalıdır. Yerine her coğrafi bölgelerin tarım potansiyeli yüksek illerin ’de bölgelerin ihtiyaçlarını karşılayacak fakülte eğitimine devam etmelidir. Alt yapısı yetersiz olan ziraat fakülteleri kademeli olarak kapatılmalı veya öğrenci alımlarını durdurarak araştırma kurumları olarak hizmet vermeleri sağlanmalıdır. Kalan ziraat fakülteleri de eğitim araştırma, laboratuvar uygulama ve alt yapı imkânları artırılmalıdır." dedi.

"Afetler ciddi bir gıda güvencesi ve tehdidini ortaya koymaktadır"

Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Serkan Durmuş, "Gelinen noktada tarımda ve gıdada sürdürülebilirliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış bulunmaktayız. Dünya nüfusunun yaklaşık 7,7 milyar kişi olduğu 2000 yılında da nüfusun 9,1’den, 9.7 milyar kişiye ulaşacağı düşünülmektedir. Mevcut halde 700 milyon kişinin aşırı yoksulluk içinde hayatını devam ettirmeye ve 8 milyon kişinin de kronik açlık derecesi çekmekte olduğunu 2 milyar kişininse maalesef yetersiz beslenmeyle karşı karşıya kaldığını hepimiz yakından takip etmekteyiz. Beslenme ihtiyacını karşılayan temel kaynak tarımsal faaliyetler ise küresel çapta çözülmesi gereken birçok ciddi sorunları bulunmaktadır. Dünya üzerinde tarım yapılabilir alanların yüzde sekseni bozulmuş durumda olduğu ve her yıl 20 milyar ton toprağın erozyon nedeniyle kaybedildiği maalesef kayıtlara geçmektedir. Bu mevcut durum devam ettikçe ve geliştirilecek yeni tarımsal elverişli alanları da dikkate alındığında, 2050 yılında 9 milyar insanı besleyebilmek için yalnızca yüzde 5 oranında daha fazla tarım yapabileceğimiz ve yüzde 70 verim elde etmesi gereken bir tarımsal alana ihtiyacımız olduğu aşikârdır. İklim krizi nedeniyle şiddetli şiddeti hızla arttıran sel, dolu, yangınlar gibi tabii afetler ciddi bir gıda güvencesi ve gıda tehdidini ortaya koymaktadır." diye konuştu. (İLKHA)