Kışın hareketsiz kalmak varisi tetikliyor!

Uzmanlar, hareketsiz yaşam ve beraberinde getirdiği fazla kiloların başta varis olmak üzere pek çok hastalığı tetikleyebildiğine dikkat çekiyor.

Ekleme: 10.01.2023 11:30:07 / Güncelleme: 10.01.2023 11:32:37 / Güncel
Destek için 

Soğuyan hava, yağmur ve kar yağışı nedeniyle hareket yoğunluğumuz her geçen gün azalıyor. Çoğu kişi kış aylarında sosyal aktivitelerini kısıtlıyor, evde kalmayı tercih ediyor. Ancak hareketsiz yaşam ve beraberinde getirdiği fazla kilolar pek çok hastalığı tetikleyebiliyor; mesela bacaklarda gelişen ‘varisler’ gibi!  

Zira hareketsiz kalındığında bozulan damar yapısı nedeniyle kapakçıklar işlevlerini yerine getiremiyor. Bunun sonucunda oluşan basınç damarların genişlemesine ve zamanla varis oluşumuna yol açıyor.

Varisler estetik bir problem olarak görülseler de aslında tedavi edilmediklerinde kramp, ağrı, uyuşma, karıncalanma hissi ile ödem gibi şikayetlere, daha da önemlisi iyileşmeyen yaralara, ülserlere ve pıhtı oluşumuna neden olabiliyor. Dolayısıyla varisin erken dönem tedavisi büyük önem taşıyor.

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen, varis tedavisi için en ideal zamanın kış ve bahar ayları olduğuna dikkat çekti.

Özgen, "Bunun nedeni ise  uygulanan işlemin ardından en az iki hafta ihtiyaç duyulan varis çorabının hava sıcaklığının düşük olduğu bu mevsimlerde daha rahat kullanılması ve yine işlem sonrasında doğrudan güneşe maruz kalındığında oluşabilecek cilt lekelenmelerinden kaçınılmasıdır.  Ayrıca yaz aylarında toplardamarlar daha fazla genişlediği ve cilt yüzeyine yaklaştığı için tedaviden fayda görme oranı da düşüyor." dedi 

Kadınlarda daha sık görülüyor

Varisin, günümüzde en yaygın görülen damar hastalıklarında ilk sıralarda yer aldığını belirten Özgen, "Net bir rakam olmasa da, ülkemizde 15 milyon kişinin bu hastalıktan çeşitli derecelerde yakındıkları tahmin ediliyor. Yine ülkemizde varis erkeklerin yüzde 10-15’inde teşhis edilirken, bu oran kadınlarda yüzde 20-25’e yükseliyor. Varisin kadınlarda daha sık görülmesinin nedeni ise özellikle hamilelik veya doğum kontrol hapları kullanımı sonucu yaşanan hormonal değişimler oluyor." ifadelerini kullandı.

Tedaviden başarılı sonuçlar alınıyor

Özgen, "Varis tedavisi ‘yüzeyel kılcal damarlara’ ve ‘derin toplardamarlara’ müdahale olmak üzere iki gruba ayrılıyor. Günümüzde varis tedavisinden oldukça başarılı sonuçlar alınıyor. Yüzeyel kılcal damarlara yapılan köpük tedavisi olarak bilinen skleroterapi iğne ile damar içine ilaç enjekte edilmesidir. Bu işlem sonrasında, geriye kalan ve daha ince olan kılcal damarlara iğne ile radyofrekans tedavisi yapılıyor. Tedavinin ardından hastalar bacaklarda gelişen örümcek ağı şeklindeki görüntüden kurtulabiliyor. Derin toplardamar yetmezliğinde ise varis sınıflandırmasına ve hastanın toplardamarlarındaki yetmezlik derecesinin şiddetine göre radyofrekans ile kapalı varis ameliyatı veya açık varis ameliyatı uygulanıyor. Ameliyatın ardından hem bacaklardaki görüntü düzeliyor, hem de ağrı, kramp ve ödem gibi varisin neden olduğu sorunlar ortadan kalkıyor." diye konuştu.

Varise karşı 7 etkili önlem!

Özgen, varise karşı alınması gereken önlemleri şöyle anlattı:  

"Bacak kaslarınızı çalıştırın: Bacak kaslarının çalışması toplardamarlardaki kan akımını hızlandırıyor, böylelikle genişlemesini önlüyor. Bu nedenle bol bol hareket edin, düzenli olarak yürüyüş ve mümkünse spor yapın.

İdeal kilonuzda kalın, sağlıklı beslenin: Kilo almak varis gelişimini hızlandırdığı için ideal kilonuzda kalmanız çok önemli. Ayrıca varis oluşumunu tetikleyebilen kabızlık sorununa karşı düzenli olarak sebze ağırlıklı ve bol lifli besinler tüketin. Günde 2-2.5 litre su içmeyi de alışkanlık edinin. 

Fazla tuz tüketmeyin: Tuz vücuttaki ödemi arttırıyor ve varisin yol açtığı şikayetleri şiddetlendiriyor. Tuz tüketiminizin günlük 5 gramı aşmamasına dikkat edin. 

Dar kıyafetlerden kaçının: Dar kıyafetler kan dolaşımını bozduğu için mümkün olduğunca bol kıyafetleri tercih edin, kemerinizi fazla sıkmaktan kaçının.

35 – 40 dakikada bir mola verin: Hareketsizlik toplardamarlardaki kan akımını yavaşlatması sonucu damarların genişlemesine yol açabiliyor. Masa başında çalışıyorsanız, 30-45 dakika aralıklarla hareket etmeyi, en azından kalkıp yürümeyi alışkanlık edinin. Ayakta çalışıyorsanız, bacaklardaki kanın kalbe geri dönüşüne katkı sağlamak için bacak ve ayaklarınızı sık sık hareket ettirin. 

Bacaklarınızı yastıkla destekleyin: İstirahat ederken bacaklarınızı yastık desteği ile kalp seviyesinden yukarı kaldırmanız kan dolaşımını rahatlatıyor ve toplardamarların genişlemesini önlüyor. 

Sıcak ortamlardan kaçının: Sıcak hava ve su toplardamarların genişlemesine yol açabiliyor. Bu nedenle sauna, hamam ve kaplıca gibi sıcak ortamlardan kaçının. Ayrıca banyonuzu mümkün olduğunca ılık suyla yapmanız öneriliyor." (İLKHA)