Şehri yönetemiyor, gözü ülke yönetiminde! İSTANBUL YÖNETİL(E)MİYOR

Yaklaşık Türkiye’nin beşte birinin yaşadığı İstanbul maalesef yönetil-e-miyor. Seçim döneminde büyük vaatler sıralayarak İBB’yi kazanan CHP’li Ekrem İmamoğlu bugüne kadar yanlış politikalarıyla İstanbul’u yaşanmaz hale getirdi. İstanbul’da yaşayan vatandaşların sorunlarına dair gazetemize değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı İsa Güvendik, “Ulaşıma ve suya yapılan zamlar, ekmek kuyrukları, sel ve su baskınları, kar yağışında kapanan yollar, mahsur kalan insanlar, İETT otobüslerinin arızalanması ve daha saymaya vakit yetmeyecek birçok olay İstanbul’un yönetilemediğinin en büyük kanıtıdır.” İfadelerini kullandı.

Ekleme: 09.01.2023 04:00:56 / Güncelleme: 09.01.2023 04:01:02 / manşetler
Destek için 

Enes Durmaz – Doğruhaber

CHP’li Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni büyük vaatlerle kazanmış olsa da geldiği günden bugüne hizmetleriyle değil İstanbul’un düştüğü durumla gündeme gelmekten öte gidemiyor. İstanbul’da vatandaşlar mağduriyet yaşarken İmamoğlu ya tatile çıktı ya da İstanbul dışında farklı konularla meşgul oldu. Bugüne kadar elle tutulur bir icraatı olmayan CHP’li İmamoğlu, İstanbul’un sorunlarıyla ilgilenmek yerine Cumhurbaşkanlığına hazırlanıyor gibi Türkiye turuna çıktı. İstanbul’da vatandaşların yaşadığı mağduriyetleri gazetemize değerlendiren HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı İsa Güvendik, “Şehrin belediye başkanı ülkenin cumhurbaşkanlığına namzet olacak diye belediye hizmetlerinin aksaması kabul edeceğimiz bir durum değildir” ifadelerini kullandı.

“İSTANBUL’DA BİR YÖNETİM SORUNU OLDUĞUNU BELİRTMEKTE FAYDA GÖRÜYORUM”

“Halk ile temas halinde olan bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” diye konuşan Güvendik, “Halkımızın talep ve şikayetleri doğrultusunda çözüm önerilerimizi sunuyoruz. İstanbul’un sorunlarından bahsetmeden önce İstanbul’da bir yönetim sorunu olduğunu belirtmekte fayda görüyorum. Aslında bu sorun birazdan sıralayacağım sorunların en büyük sebebidir. CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçilmeden önce verdiği vaatlere bakıldığında ve şu andaki yönetim anlayışına bakıldığında ne demek istediğim çok daha net anlaşılacaktır.” Şeklinde konuştu.

“İSTANBUL KADERİNE TERK EDİLMİŞ”

Aksayan hizmetlere dikkat çeken Güvendik, “Ulaşıma ve suya yapılan zamlar, ekmek kuyrukları, sel ve su baskınları, kar yağışında kapanan yollar, mahsur kalan insanlar, İETT otobüslerinin arızalanması ve daha saymaya vakit yetmeyecek birçok olay İstanbul’un yönetilemediğinin en büyük kanıtıdır. Bize göre bunun nedeni ise sayın Başkan’ın İstanbul halkının sorunlarını bir tarafa bırakarak 2023 seçimlerinde cumhurbaşkanlığı adaylığı için bir çalışma içerisine girmesidir. Durum böyle olunca da İstanbul kaderine terk edilmiş oldu. Ancak biz halkımızı tek başına bırakacak değiliz. Şehrin belediye başkanı ülkenin cumhurbaşkanlığına namzet olacak diye belediye hizmetlerinin aksaması kabul edeceğimiz bir durum değildir. Sık sık halkımızla bir araya geliyor ve sorunlarını dinliyoruz. Bu sorunları yetkililerin çözüme kavuşturması için açıklamalarımız yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.” dedi.

“RİSKLİ YAPILARDAN SADECE %10’U SAĞLAMLAŞTIRILDI”

“İstanbul’umuzun başlıca sorunlarından bir tanesi ve bizce en önemlisi beklenen Marmara depremidir.” İfadelerini kullanan Güvendik, “Beklenen deprem, en yıkıcı etkilerini İstanbul üzerinde bırakacağı ön görülüyor. Deprem doğal afet olmasının yanı sıra acı ve hüznün diğer adıdır. Depremleri durdurmamız mümkün olmasa da alacağımız tedbirler can ve mal kayıplarını en aza indirecektir. İstanbul’da 1 milyon 164 yapı stoku var yani toplamda 4.5 milyon kayıtlı konut var. Uzmanlar, İstanbul’daki bu yapı stoğunun 700 bin binanın riskli olması nedeniyle kentsel dönüşüme girmesi gerektiği ifade ediliyor. Ancak şu ana kadar 75 bin binanın kentsel dönüşümle yenilendiği belirtiliyor. Bu da demek oluyor ki riskli yapılardan sadece %10 kentsel dönüşümle depreme dayanıklı hale getirilmiştir. Beklenen depremin şiddetine bakılırsa bu oran kesinlikle yeterli değildir. Bu noktada İstanbul’u yönetenlerin tali meseleleri bir kenara bırakıp asıl gündemimize yoğunlaşması gerekmektedir. Depremi engelleyemediğimize göre gerekli olan tedbirlerin alınması gerekir. Bu tedbirlerin başında mevcut yapı stokunun güçlendirilmesi geliyor. Yine deprem farkındalık eğitimlerinin arttırılması da burada hayati öneme sahiptir. 7’den 70’e herkesin deprem anında ve sonrasında yapması gerekenleri öğrenene kadar eğitim çalışmalarının devam etmesi gerekiyor.”

ŞUAN KANGRENE DÖNÜŞEN TRAFİK ÇÖZÜLEBİLİR VE ÇÖZÜLMESİ GEREKİR

İstanbul trafiğinde yaşanan sorunlara da dikkat çeken Güvendik, “İstanbul trafiğinden bahsedilince sanki bu sorun şehrin kaderiymiş ve bu sorunu her gün boğuşulması gerektiği gibi bir algı var. Biz buna kesinlikle katılmıyoruz. Evet, İstanbul çok fazla nüfusa sahip, her yıl milyonlarca turisti ağırlayan, sanayi ve ticaretin yoğun olduğu bir şehir. Bununla birlikte İstanbul’da 4 milyon 688 bin araç trafiğe kayıtlıdır ve bu sayısı her geçen gün artmaktadır.  Bu sebeplere bağlı olarak şehrimizde trafik yoğunluğunun oluşması beklenen bir durumdur. Ancak şu an kangrene dönüşen trafik çözülebilir ve çözülmesi gerekir. İstanbul’da mevcut metro inşaatlarının bitirilmesi, akıllı ulaşım sistemlerinin daha aktif kullanılması ve toplu ulaşım kullanımın arttırılması İstanbul’daki trafik çilesine bir nebze de olsa derman olacaktır. Bir istatistiğe göre, İstanbul’da çalışanların yüzde 30’u en az 2 saatini toplu taşıma araçlarında geçiriyor. Ve İstanbul’da yaşayan vatandaşlar, ortalama 20 dakika durakta bekliyor. Metro ve metrobüslerdeki kalabalık, otobüs seferlerinin azlığı ve toplu ulaşım araçlarında sıkça yaşanan arızalar gibi nedenlerle vatandaş, toplu ulaşım yerine şahsi araçlarını tercih ediyor. Bu da İstanbul trafiğini daha da çekilmez hale getiriyor.Sefer sayılarının arttırılması ve mevcut metro inşaatlarının bitirilmesi toplu ulaşım kullanımını arttıracak, vatandaşımızın bekleme süresini azaltacak ve yoğunluğu azaltacaktır. Yine buna bağlı olarak trafik yoğunluğu da azalacaktır.” dedi.

MÜLTECİLER YARGISIZ ŞEKİLDE HEDEF HALİNE GETİRİLİYOR

Mültecilerin yük getirmekten çok yük aldığını ifade eden Güvendik, “Savaştan kaçan, ekonomik sebeplerden dolayı göç etmek zorunda kalanlar, baskı ve zulümden kaçanlar İstanbul’umuza sığınmak durumunda kalmıştır. Bu iltica ve göçlerin en büyük sebebi küresel sistemin adaletsizliğidir. Bir sorundan bahsederken sebeplerinden söz etmezsek teşhisi yanlış koymuş oluruz. Suriye ve Afganistan’da yaşanan durumlar Türkiye’yi ve İstanbul’u göç merkezi haline getirmiştir. İl göç idaresinin verdiği rakamlara göre İstanbul’da resmi olarak toplam 1 milyon 294 bin 124 yabancı ikamet ediyor. Kiralar ve asayiş olayları gündeme geldiğinde mülteciler meselesi birileri tarafından kasıtlı olarak gündeme getiriliyor ve bu insanlar yargısız şekilde hedef haline getiriliyor.

Prof. Dr. Bekir Berat Özipek’in hazırladığı rapora göre oluşturulmak istenen algıların aksine mülteciler Türkiye ekonomisine ciddi katkılar sağlamaktadır. Bununla birlikte mevcut kamu düzenin sağlanması adına bazı tedbirlerin alınması elzemdir. Örneğin İçişleri Bakanlığının aldığı karar gereği bazı ilçelerimizde yabancıların ikametine kapatıldı. Bu şekilde bazı bölgelerde mültecilerin yoğunlaşması engellenmiş oldu. Yine güvenli bölgelere yapılan tersine göç de İstanbul’daki mülteci sayısını azaltmak için atılan önemli bir adım oldu.” şeklinde konuştu.

BAŞIBOŞ KÖPEK SORUNU

Son olarak ülke olarak yaşadığımız başıboş sokak köpekleri sorununa dikkat çeken Güvendik, şöyle konuştu; “Ülkemizin ve şehrimizin maalesef en çok öne çıkan problemlerinden bir tanesi de başıboş köpek sorunudur. 2022 yılı içerisinde 26 vatandaşımız başıboş sokak köpeklerin kovalaması, ısırması ya da saldırısı sonucu hayatını kaybetti. Yüzlerce vatandaşımız ise başıboş köpek saldırılarından dolayı yaralandı. Biz İstanbul’da başıboş köpek saldırısında yaralanan bir vatandaşımızı ziyaret ettik. Yetkilileri bu soruna eğilmeleri konusunda uyardık. Türkiye’de yaklaşık 10 milyon başıboş köpek olduğundan bahsediliyor. Bu rakam can güvenliğimiz açısından ciddi tehdit oluşturmakla birlikte köpeklerin neden olduğu hastalık sebebiyle halk sağlığını da etkilemektedir. Son dönemlerde kuduz vakalarındaki artış buna bağlıdır. Sayın Cumhurbaşkanı’nın söylemlerine rağmen yerel yönetimler bu konuda üstlerine düşen sorumluktan kaçmaktadır. Biz hayvan düşmanı değiliz, insanların hayatlarını daha huzurlu ve daha sağlıklı devam ettirebilmesi için başıboş köpeklerin sayısının azaltılması gerekiyor. Başıboş köpeklerin kısırlaştırılması, sahiplendirilmesi ve daha uygun şartlardaki barınaklara toplanması bir ölçüde bu soruna merhem olacaktır. Çocuklarımızın, yaşlılarımızın ve dezavantajlı kardeşlerimizin başıboş köpeklerden daha çok etkilendiğini müşahede etmekteyiz.  İstanbul şu an yaşanacak bir şehir olmaktan çıkmıştır. HÜDA PAR’ın iktidarında bu sorunların çözümü için hazırladığımız projelerimizle, şehrimizi daha ucuz ve yaşanabilir bir yer haline getireceğiz. Ulaşım, su, enerji, temel gıdaya erişim gibi meseleler çözüme kavuşturulacak. Vatandaşımızın belini büken fahiş zamların önüne geçilecek. Başıboş köpek sorunu, uyuşturucu yuvalarına dönen atıl yerler gibi; can güvenliğini tehlikeye sokan, huzuru bozan ve toplumun tamamını ilgilendiren konular kesin bir şekilde çözüme kavuşturulacaktır.”