Yapılan bir araştırmaya göre kadınların yüzde 40’ı, erkeklerin ise yüzde 26’sı kendini sıkça yalnız hissettiğini belirtti. Coğrafi bölgeler bazında yalnızlık hissi incelediğinde, Güneydoğu Anadolu’da ikamet edenlerin yüzde 40’ının kendini sık sık yalnız hissettiği görüldü.
Ekonomik sıkıntıların özellikle genç grubu yalnızlaştırdığına dikkat çeken Psikolog Mehmet Kolsuzoğlu, bu grubun maddi anlamda olumsuz etkilendiğini ifade ederek yalnızlığa büründüklerini söyledi.
Gençlerin vakitlerinin büyük çoğunluğunu sosyal medyada harcadığını belirten Kolsuzoğlu, bu mecraların yalnızlaştırmada büyük rol oynadığını vurguladı.
Ekonomik bir özgürlüğün olması gerektiğine değinen Kolsuzoğlu, gençlere yönelik ekonomik açıdan destek verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Maddiyatın sosyalleşmede etkili olduğunu söyleyen Kolsuzoğlu, yalnızlık ve sosyalleşme ile ilgili tavsiyelerde bulundu.
"Hayat kaygısı yalnızlığa düşürüyor"
Yapılan işten yeterince gelir elde edilemediği için hayat kaygısı yaşandığına dikkat çeken Kolsuzoğlu, "Yapılan araştırmada bu kaygı genelde 18'den başlayıp 35 yaşına kadar olan yaş gruplarında görülmüş. Bu yaş gruplarındaki yalnızlığın sebebi bence ekonomik sıkıntıdandır. İnsanlarımız artık bir sonraki günün programını ve planını yapamıyor. Bunu yapamamasının tek sebebi de günümüz şartlarındaki artışlardır. Örneğin bir yıl önceki araba fiyatı 100 bin lirayken ertesi yıl 200 bin lira olabiliyor. Evler 1 milyonken 2 milyon oluyor. Genç yaş grubumuz ister istemez bir yuva kurmak, evlenmek istiyor. Günümüz şartlarında yaptığı işten de yeterince gelir elde edemediği için hayat kaygısı yaşıyor. Bu hayat kaygısı, zamanla istediği hiçbir şeye sahip olamadığı ve psikolojiyi bozduğu için yalnızlığa düşürüyor. Yalnızlığı sosyal medya da etkiliyor. Sosyal medyanın zamanımızın büyük bir kısmını aldığı doğru ama ekonomik sıkıntı yalnızlığın sebeplerinin başında geliyor. " dedi.
"Birbirimizi tanıyacak imkânı birbirimize tanımıyoruz"
Kalkınma olabilmesi için hem kadının hem de erkeğin çalışması gerektiğini söyleyen Kolsuzoğlu, "Günümüzde bir araştırma yaptığımızda beyefendi ve hanımefendiler eşimizin çalışmasını istiyor. Artık bir maaşla bir aile rahat bir şekilde geçinemiyor. Urfa'da çocuklara baktığı ve evin sorumluluğu olduğu için eşler çalışmazdı. Günümüz şartlarında artık bu mümkün değil. Evde hem kadının hem de erkeğin çalışması gerekiyor çünkü evde kalkınma olmuyor. Günümüzde teknolojinin artmasından dolayı evdeki sohbet ve muhabbet eskisi gibi değil. Televizyondaki bir dizi örneğin 3 saatse; o 3 saat boyunca ne anneyle ne kardeşle ne de bir başkasıyla sohbet olmuyor. Evin içerisindeki kişilerin birbirini tanıyacak fırsatı olmuyor. Yalnızlığın bir sebebini de bundan kaynaklandığın düşünüyorum. Çocuğunun neyi sevdiğini, babasının neden hoşlanmadığını, annesinin neyi duyup hoşlandığını bilmiyor. Birbirimizi tanıyacak imkanı birbirimize tanımıyoruz." diye konuştu.
"Güzel bir eğitim verilirse çocuk yalnızlığa meyillenmez"
Ebeveynin kendi çocuğuna sevgiyi ve şefkati vermesi gerektiğini ifade eden Kolsuzoğlu, "13 aylık bir çocuğum var. Çocuğum tamamen kendini bilmeye başladığı zamanda, 6-7 ay sonra mümkün oldukça o uyanıkken televizyonu açmamaya özen gösteriyorum. Yanımdayken telefonumu sessize alıp uzak bir tarafa koyuyorum ve çocuğuma zaman ayırıyorum. Bu tür davranışlar olursa çocuk kendini yalnız hissetmez. Psikolojisi bozulmaz. İlk sosyalleşme yeri ailedir. Başlangıçta biz çocuğa sevgiyi, şefkati düzgün bir şekilde vermeliyiz. Kavgalar, gürültüler ve şiddet gibi bu tarz şeyler olmadan güzel bir eğitim verilirse çocuk yalnızlığa meyillenmez. Topluma faydalı bir birey olur." şeklinde konuştu.
"Ekonomik bir özgürlüğün olması gerekiyor"
Ekonomik şartların gençlerin sosyalleşmesi açısından büyük rol oynadığını belirten Kolsuzoğlu, "Gençlerimizin birçoğu kendini güvende hissedeceği bir mesleğinin olmasını istiyor. Toplumumuzda öyle meslek dalları maalesef yok. Gençler ister istemez kafede çay içmek ve gezmek ister. Mardin ya da Antep'e gezmeye gitse minimum 2 bin lira parası gidecek. Hayata çalışılacak koşullarıyla gelinmemiş. Bir süre sonra hayattan zevk alınmamaya başlanılıyor ve ister istemez yalnızlığa bürünülüyor. Sosyalleşme, her şeyden önce maddiyata dayanıyor. Biraz ekonomik bir özgürlüğün olması gerekiyor. Bireyde aşırı bir şekilde sorumluluk olmaması gerekiyor. Birey bir meslek sahibi olsa bile ailesinden maddi anlamda bir destek istiyor. Toplumda bir değişiklik istiyorsak önce kendimizden başlamalıyız. Güzel bir ortam istiyorsak önce kendimiz güzellikler yapmalıyız. Umarım herkes birilerine karşı menfaatsiz bir şekilde iyilik yapar." ifadelerini kullandı. (İLKHA)