Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Cezayir'e çalışma ziyareti gerçekleştiren Japonya Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Yamada Kenji'nin, Cezayir Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Ammar Billani ile bir araya geldiği bildirildi.
Açıklamada, görüşmede Billani ile Yamada'nın, Cezayir ile Japonya'yı birbirine bağlayan tarihi dayanışma ve dostluk ilişkilerini takdir ettiğine vurgu yapılarak, tarafların iki ülke arasındaki çeşitli alanlarda siyasi diyalog ve işbirliğini geliştirmek için ortak çalışma arzusunu teyit ettikleri belirtildi.
İki tarafın, özellikle askıda kalan anlaşma taslaklarını tamamlama, üst düzey ziyaretleri yoğunlaştırma ve iki ülke arasındaki ilişkileri kolaylaştıran yasal çerçeveyi güçlendirme konusunda mutabık kaldığı aktarılan açıklamada, yetkililerin ayrıca güneş enerjisi, antisismik mühendislik, deniz taşımacılığı ve makine endüstrisi sektörlerinde deneyim ve bilgi alışverişi alanında işbirliğini diğer alanları da içerecek şekilde genişletme noktasında anlaştıkları kaydedildi.
Küresel ve bölgesel gelişmeler
Açıklamada, tarafların, Batı Sahra meselesi başta olmak üzere özellikle Libya, Mali ve Sahel'deki genel durumla ilgili son gelişmeler ile bölgesel ve küresel ortak kaygılara ilişkin görüş alışverişinde bulunduğu aktarıldı.
Cezayir Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Billani, Cezayir'in, Libya ve Mali'deki sorunların çözümü için ortaya koyduğu diplomatik yaklaşıma işaret ederek, ülkesinin, Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un liderliğinde güçlü ve etkin bir diplomasiyle bölgesel ve küresel düzlemde yerini aldığını vurguladı.
Batı Sahra sorununa da dikkati çeken Billani, Cezayir’deki kamplarda yaşayan Batı Sahralı mültecilerin ciddi gıda kriziyle karşı karşıya kaldığını belirterek, uluslararası topluma sorumluluğunu yerine getirme çağrısı yaptı.
Billani, Fas ve Polisario Cephesi'nin Batı Sahra meselesinin tarafları olduğuna vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Tarafların (Fas-Polisario Cephesi), Batı Sahra halkının uluslararası meşruiyete uygun olarak kendi kaderini tayin hakkını garanti altına alan, her iki tarafça kabul edilebilir bir siyasi çözüme ulaşmak için ön koşulsuz ve iyi niyetle doğrudan müzakerelere devam etmesi gerekiyor."