Mehmet Bozdaş / Doğruhaber
2022 Dünya Kupası’nda öne çıkan ilk detay Dünya Kupası’nın ilk defa bir Müslüman ülkede oynanması oldu. Müslüman ülkede yapılan bu dev organizasyon için dünyanın farklı yerlerinden gelen yüzbinlerce taraftarın İslam ve Müslümanlar ile alakalı fikirlerini değiştirecek ve gönüllerini İslam’a ısıtacak birçok güzel iş yapıldı. Özellikle İslamofobi’nin yaygın olduğu ülkelerden gelen taraftarlar için bu çalışma yerinde ve olması gereken bir çalışmaydı. En nihayetinde yapılan tebliğ çalışmaları neticesinde birçok futbolseverin gönlünün İslam’a ısınıp Müslüman olmasına vesile olundu ki bu haberler çok sevindiriciydi.
2022 Dünya Kupası’nda daha da öne çıkan ve maçların heyecanını doruğa çıkaran şey ise hiç şüphesiz eşleşen takımlar oldu. Kupa sürecine öyle takımlar karşılaştı ki tarihin cilvesi bu olsa gerek dedirtti.
Bu Dünya Kupası’nı bizim için değerli kılan şey ise Fas’ın maçlardaki başarısı oldu. Fas’ın rakiplerine karşı olan başarısı geçmişe yönelik olarak da İslam dünyasında çok farklı anlamlara da gelerek yankı uyandırdı.
Fas 2022 Dünya Kupası'nda yarı finale yükseldi ve Fas bunu başaran ilk Afrika ülkesiydi. İslam coğrafyasının büyük desteğini alan Fas'ın sırasıyla Belçika’yı yenmesi, İspanya ve Portekiz'i eleyerek bu noktaya gelmesi ve aslında neredeyse herkesin yarı finalde Fransa ile karşılaşmasını istemesi bir şeyleri ima eder gibiydi, ve nitekim oldu da.
Fas önce Belçika’yı yani sömürge imparatorluğu olan ve Fas'taki Cebelitarık Uluslararası Bölgesi'nin ortak yöneticiliğini yapan Belçika’yı yendi. Bu pek dikkat çekmemişti.
Endülüs, İspanya ve Fas dünya kupası
Endülüs tarih ve medeniyetinin belli başlı kaynak coğrafyalarından birisi de Fas ülkesi yani Mağrib’tir. Fas, İslam’ın ilk yayılma döneminde fethedilerek Emevîler’e (661-750) bağlı İfrîkıya eyaletinin bir parçası haline dönüştürüldü. 711 Yılında Mağrip’ten İspanya’ya çıkarma yaparak orayı da fetheden Müslümanlar, kısa sürede Endülüs’ü mümtaz bir İslam yurdu haline getirdiler.
Endülüs medeniyeti, birçok açıdan çağını ve sonrasını etkilemiştir.
İspanyollar, Endülüs'teki başarılarında şımararak, bir milyon Müslümanı katlettiler. Fas’ın kuzeyi ve batı sahra bölgesi İspanyollar tarafından işgal etti.
Dünya'nın en önemli kütüphanelerinden biri hâline gelen Granada'daki 1 milyon cilt kitabı Babü'r-Remle Meydanı'nda yaktılar.
Dünya kupasında Fas İspanya’yı elediğinde aslında akıllara bu ve daha birçok olay gelmekteydi, Müslümanlar futbola değil bugüne dek hep zulmedenlere büyük bir organizasyonda çalım atabildikleri için sevindiler. Zulüm, katliam, işkence gören mağribin çocuklarını bu yüzden sahiplendiler.
İspanya’dan sonra Portekiz
İspanya’yı eledikten sonra Portekiz ile karşılaşan Fas, adım adım hem futbol oynuyor hem de İslam dünyasının yüreğine bir nebze de olsa su serpmeye devam ediyordu.
1147 yılında I. Afonso öncülüğünde Fransız, İngiliz, Alman ve Portekiz şövalyelerinden oluşan bir grup Lizbon’u kuşattı ve şehri Endülüslülerin elinden alarak işgal ettiler. Lizbon ise şuanda Portekiz’in başkenti. Mağrib’in çocuklarından Lizbon’u alıp birçok sömürü düzeni kuran Portekiz’i geride bıraktı.
Dünya Kupasında favoriler arasında olan Portekiz, Mağrib’in çocuklarına takıldı ve Fas, Portekiz’i de eledi.
Gel gelelim asıl lokma Fransa’ya
Portekiz zaferinden sonra Faslı futbolcu Sofiane Boufal, çeyrek finaldeki İngiltere – Fransa maçı için; “Bütün dileklerim Fransa’yla. Umarım yarı finalde görüşürüz” demişti.
Peki, bunu Fransa’yı çok sevdiği için mi demişti, tabi ki hayır.
Birçok futbolcusu Fransızca konuşan Fas takımı bu karşılaşmayı bekliyordu. Sofiane’nin bu sözü aslında bir meydan okumaydı, tarihle, geçmişle ve şimdiki Fransa ile yüzleşme ve asıl büyük tokadı Fransa’ya yeşil sahalarda atmaktı.
Peki neden?
Sömürgeci Fransa, sömürgelerini 1912 yılında Fas topraklarına kadar genişletti. Fas’ta katlettiği Müslümanların resimlerini posta pulu yapacak kadar adileşmişti. Fas, 1956’da yıllar süren bağımsızlık mücadelesini kazanmıştı. O güne kadar Fransa’nın sömürgesinde olan Fas, dünya kupasına katılamamıştı. Şimdi ise yarı finalde yıllarca sömürü ve zülüm ile anılan Fransa şimdi gerçek yüzleşmeyi yaşayacak. Tarihsel bir rövanş olarak da kabul edilen bu eşleşme sadece Faslılar için değil tüm İslam âlemi için merakla beklenen bir maç haline geldi.
Maçları kazandıktan sonra gittikleri secde, yeşil sahalarda okudukları Fetih süreleri, İslam ümmetinin kanayan yarası olan Filistin’e her maçta destek açıklaması ve bayraklarının açılarak dünyaya zulmü duyurmalarıyla tüm Müslümanların gönlünü bir kez daha feth eden mağribin çocuklarına bizde başarılar diliyoruz.
Fas, bu çalımı da at lütfen gönlümüz seninle.
Futbol bazen sadece bir oyun değildir okumayı bilene…