MEHMET GÜLLÜ BOZDAŞ / DOĞRUHABER
Son bir yıldır adeta Türkiye’nin güvenlik sorunlarından biri haline gelen çoğu sabit ve dar gelirli olan vatandaşların bütçesini darmadağın ederek toplumsal barışı tehdit eden en büyük sorunlardan birisi de fahiş fiyatlar ve yol açtığı yıpratıcı geçim sıkıntısı şüphesiz… Özellikle Türkiye geneli zincir marketlerin fahiş fiyat artışları, marketlerin yeterince denetlenip denetlenmediklerini gündeme getirirken; kamuoyu sadece zincir marketlerin değil tüm sektörlerde fiyat denetimlerin artırılması gerektiği kanaatinde. Gıda fiyatlarındaki artışın en büyük nedeninin zincir marketler olmakla birlikte tüm sektörlerde fahiş fiyatların olduğuna dikkat çeken vatandaşlar, İLKHA muhabirine bu nedenle denetimlerin sıklıkla ve tüm sektörler için yapılması gerektiğini ifade ettiler.
“ZENGİN HER ŞEKİLDE GEÇİNİYOR AMA GARİBAN İNSANLAR ARTIK GEÇİNEMİYOR”
Küçük esnaf olarak zincir marketlerden şikâyetçi olduğunu dile getiren Bahattin Kır, “Zenginler küçük seviyedeki insanları bitirdiler artık. Durumu iyi olanlar her şekilde geçiniyor. Gariban insanlar artık geçinemiyor. Bunun çözümü piyasanın düşmesidir. Kredilerin, faizlerin her şeyin düşmesi gerekir.” dedi.
“DEVLETİN FAHİŞ FİYATLARA KARŞI ÖNLEM ALMASI LAZIM”
Vatandaşlardan Bülent Tatar, “Öldürdüler mahvettiler bizi. Onlarda Allah korkusu yok. Allah korkusu olsa zaten bu şekilde yapmazlar. Yazıktır günahtır. Devletin fahiş fiyatlara karşı önlem alması lazım. Her şeye önlem alıyor bir de bu fahiş fiyatlara önlem alsın. Devletin kontrol mekanizmaları vardır. Her şeyi kontrol edebiliyorlar bunları da kontrol edebilirler. Hükümetten yardım bekliyoruz. Her şey hükümetin elinde bizim elimizde olan bir şey yok. Biz halkız, tepkimizi seçimde veririz.” ifadelerine yer verdi.
“ÇÖZÜM ÜRETİMİ ARTIRACAK VE YERLİ ÜRETİCİYİ DESTEKLEYECEK”
Tarım Kredi Kooperatifleri başta olmak üzere tüm marketlerde fahiş fiyatlar olduğuna dikkat çeken Hasan Ekiz, şunları söyledi: “Fahiş fiyat hepsinde var. Devletin Tarım Kredi Kooperatifi var onun fiyatları fahiş değil mi? Devlet bir kere önce kendisinden başlasın ondan sonra diğerlerine ceza verelim. Hepsi öyle. Çözüm, üretimi artıracak. Yerli üreticiyi destekleyecek. Mesela yerliden buğdayını ucuza, yabancıdan pahalıya alıyor. Dışarıya vereceği parayı burada kendi çiftçisine verse de o da fazla üretse olmaz mı? Vatandaş ineklerini kesime gönderecek. Süt olmuş 30 lira. Çözüm çiftçiyi desteklemede.”
“100-200 LİRA ARTIK BOZUK PARA OLDU”
Zincir marketler bu kadar büyümeden önlemler alınması gerektiğini belirten Taner Önal, “Bunlara fırsat verirken bunu zamanında düşüneceklerdi. Fırsat verdiler bunları çoğalttılar şimdi de baş edemiyorlar. Vatandaşlar nerede ucuzsa oraya gidiyor. Devlet olarak bu marketlere inat marketler açacaklar ki vatandaş ucuza bir şeyler alsın. 100-200 lira artık bozuk para oldu. Devlet kaşıkla verdiğini kepçeyle alıyor.” diye konuştu.
“BÖYLE GİDERSE MİLLET ÇOK ZOR BİR HAYAT YAŞAYACAK”
Piyasanın çok kötü olduğunu dile getiren Şenol Dağ, “Allah halkımızın yardımcısı olsun. Böyle giderse millet çok zor bir hayat yaşayacak. İnşallah yaşattırmazlar. Yılbaşından sonra her şeyin daha çok berbat olacağını söylüyorlar. Tek isteğimiz ve tek yapacağımız Cumhurbaşkanımızın fiyatlara müdahale etmesidir. Çünkü durumu çok kötü olan insanlar var. Nasıl geçim yapacaklar nasıl olacak. Tüm marketlerin denetlenmesi lazım. Herkes kendi kafasına göre fiyatları yükseltmesin. Bu insanlara yazık günahtır.” ifadelerine yer verdi. Tüm marketlerde fiyatların fahiş olduğunu dile getiren Beyhan Bal, hangi market ucuzsa alışverişlerini oralardan yaptıklarını söyledi.
İSTİB BAŞKANI KOPUZ: ZİNCİR MARKETLERİN KABAHATİ GÖRÜNENDEN ÇOK!
Son zamanlarda enflasyondaki sorumluluğu tartışılan zincir marketlerle ilgili açıklamalarda bulunan İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz şu değerlendirmeyi yaptı: “Zincir marketlerin kabahatleri görünenden çok… Fiyatları beraber oluşturduklarına dair iddialar zaman zaman gündeme geliyor. Bir yıl önce Rekabet Kurulu 5 zincir marketin kartel niteliğinde anlaşma sağladıklarına kanaat getirdi ve deyim yerindeyse bunlara ceza yağdırdı. Geçen ay ise Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen işletmelere büyük cezalar uyguladı. Yani tartışılan zincir marketlerin fiyat politikaları ile ilgili sabıkaları var ve defalarca cezalandırılmışlar. Ancak pahalılık, bu marketlerin neden oldukları sorunlardan sadece biri… Pahalılık tüketicileri yani hepimizi etkileyen bir sorun. Zincir marketler, sadece tüketicileri değil, çiftçimizden gıda üreticisi iş adamlarına, esnafımıza kadar herkesi mağdur ediyor. Çiftçinin ensesine binip uygun fiyata tedarik yapıyorlar ama uygun fiyata satmıyorlar. Bu nedenle hem tüketiciyi hem de üreticiyi mağdur ediyorlar… Bununla da sınırlı kalmıyor, gıda üreticilerini sanayicilerini de süründürüyorlar ve üretimden soğutuyorlar. Piyasa hakimiyetleri dolayısıyla, Pazar güçlerini kullanarak gıda üreticilerini zorladıkları anlaşmalar dayanılır gibi değil. Fiyat ve vade dayatması, raf kirası, son tüketim veya tavsiye edilen tüketim tarihi yaklaşırken yaptıkları iadeler gıdacıları mağdur ediyor. Birçok gıdacı bu marketlere tedarik yaptıkları için zor duruma düşüyor hatta iflas ediyor.”
BAKAN MUŞ: ZİNCİR MARKET VERİLERİNİ SİSTEME AKTARIP KAMUOYUNA AÇIKLAYACAĞIZ
Ekonomi yönetiminden konuyla ilgili geçen gün yeni bir adım atıldı. Ticaret Bakanlığı'nın Resmi Gazete'de yayımlanan yeni yönetmeliğine göre, tüketim mallarının satışını yapan zincir mağazalar, satışa sundukları ürünlere ilişkin verileri Bakanlığın sistemine aktaracak. Ticaret Bakanı Mehmet Muş, yönetmelik değişiminin detayını "Nihai noktada vatandaşın muhatap olduğu, 200 ve üzeri olan zincir marketlerin verilerini biz takip ediyorduk şimdi verilerin tamamını bakanlık sistemine aktarma zorunluluğu getirdik. Sistem biraz daha oturunca bu 200'ü de aşağı doğru çekeceğiz. Takip sistemimizi daha da sıkılaştıracağız bu fiyatlandırma bozukluğu için. Nerede artıyor nereden artmıyor oradan takip edeceğiz. Bu elde ettiğimiz verileri şeffaflık açısından kamuoyuyla paylaşacağız isteyen bu verilere erişebilecek" sözleriyle açıkladı. Ayrıca fiyat artışlarını da daha yakından takip edeceklerini söyledi. Umuyoruz ki bu denetimler daha da sıkılaşır ve tüm sektörleri kuşatır dolayısıyla vatandaş da rahat bir nefes alır…
Ekonomist Dr. Bayraktar: Asıl Sorun Fiyatların Denetimsiz Olmasıdır
Ekonomist Dr. Sinan Bayraktar, serbest piyasa ekonomisinin denetlenmesi gerektiğini belirtti.
İSTANBUL - Son günlerde zincir marketler üzerinden tartışılan serbest piyasa ekonomisi modeli hakkında İLKHA'ya konuşan Ekonomist Dr. Sinan Bayraktar, "Serbest piyasa, arz talep dengesiyle oluşan bir piyasa sistemi olduğu için kişilerin davranışına göre oluşuyor. Bir yerde devletin denetleyici olması lazım. Fiyatlar serbest hareket ederse enflasyonist ortamdan bahsetmek gerekecek, onu ayrı yorumlamak gerekecek onun bir sınırı şu anda görünen de yok. Etik değerlere baktığımız zaman serbest piyasa ekonomisinin uygulayıcıları yani arz ve talep edenleri, tüketici ve ürünü üretenler açısından ayırdığınız da ahlaki olarak tarafında üretici tarafına bakmak lazım. Üretici tarafına baktığınız zaman o ürünü sunduğunuz da ona koyduğunuz fiyat tarifesi önemlidir. Kâr iştahı bitmez, piyasanın kâr iştahı devam edecektir. Kârlılık işletmelerin ayakta kalmasının ana sebebi olduğuna göre o zaman kârlılığın ne kadar olması gerektiğini tartışmamız gerekiyor. Enflasyonist ülkelerde enflasyonu bizim gibi yüksek olan ülkelerde bu arzın kontrolü biraz zor. Maliyet enflasyonu diye bir girdi var. Maliyet enflasyonu fiyatların serbestçe belirlenmesini sağlıyor ve buna sebep oluyor. Burada ahlaki ve etik değerlerin dikkate alınması gerekir. Bunu devlet yönetir; halkın, esnafın ahlak durumu kişinin kendisiyle alakalı olan bir durumdur. Çok fazla para kazanmak isterseniz çok fiyat koyarsınız, tüketici mecbur kalır alır. Tekele yönelik bir ürün varsa, ürün kıt ise ürünün arzı engelli ise dolayısıyla orada bir ahlak yapısının dikkate alınması gerekiyor." şeklinde konuştu.
"DEVLETİN FİYATLARI DENETLEYİCİ UNSURLARI ELE ALMASI GEREKİYOR"
Serbest piyasa ekonomisinin devlet tarafından denetlenebildiğini vurgulayan Bayraktar, "Serbest piyasa ekonomisinin denetlenmesi gerekir. Bizde 1970-80'lere kadar olan bir sistem vardı. NARH diye bir sistem vardı. Devletin denetleme sistemi vardı, serbest piyasa ekonomisi değildi orası kontrollü ekonomiydi. Temel stratejik ürünler; çay, un, şeker, benzin gibi ürünlerin fiyatlarını devlet kendi koyardı ve denetlerdi. Belirlenen fiyatın tavanından yukarıya çıkılmazdı, tavan ve taban fiyat yapılırdı. Şimdi denetlenmesi gerekiyor mu? Evet, denetlenmesi gerekiyor. Çünkü bahsettiğimiz etik değerler bozuldu. Devletin fiyatları denetleyici unsurları ele alması gerekiyor ki nitekim zincir mağazalarla ilgili birtakım yaptırımlar, cezalar, fahiş fiyat uygulaması gibi uygulamalar bu işin neticede esasını oluşturuyor. Yani ürünü satanların denetlenmesi gerektiğine ben de inanıyorum. Örneğin bunu yapan ülkeler var. Bir ay evvel Yunanistan fiyatlara sınır koydu. Gerçi nüfusu az, denetlenmesi bize göre daha kolay. Slovenya fiyatlara sınırı koydu. Bütün dünyanın uğraştığı bir enflasyon sorununda denetlenebilmesi gerekiyor. Şimdi devletin burada bence yapması gereken şey, stratejik ürünleri kontrol altına almasıdır. Bu da serbest piyasa ekonomisi dışında olan bir olaydır. Devlet kanun koyucu kanunu yaparsa bunu yapar." diye belirtti.
"FİYATLAR DENETİMDEN ÇIKTIĞI ANDA ENFLASYONU DENETLEYİCİ TEDBİRLER ALINMASI GEREKİYOR"
Enflasyonist ülkelerde asıl sorunun fiyatların denetimsiz olması olarak belirten Bayraktar, "Fiyatlar denetimden çıktığı anda enflasyonu denetleyici tedbirler alınması gerekiyor. Bu para piyasaları ve Merkez Bankası'nın fiyat istikrar organları ile yapılan bir olaydır. Faizler, diğer fiyat olayları, para piyasaları bunların hepsi bütün bu bileşenlerle beraber oluşan bir sistemdir. Bunları devlet ve Merkez Bankası yapar, Merkez Bankası denetler, Merkez Bankası kontrol eder ve sistemi Merkez Bankası yürütür." ifadelerini kullandı. (İLKHA)