Yolsuzluk yoksulluğun da kaynağı
Yolsuzluk, kamu gücünü özel amaçlar veya kişisel menfaatler amacıyla kötüye kullanma olarak tanımlanıyor. Demokrasiye, hükümetlere, kamu kurumlarına güveni zayıflatan yolsuzluğun sıradan insan için en önemli sonucu ise yoksulluk. Yolsuzluk ile yoksulluk arasında hem ekonomik hem de yönetsel kapasite üzerinden bir ilişki bulunuyor.
Yolsuzluğun artmasıyla birlikte ekonomik büyüme faktörleri etkilenerek gelir dağılımında adaletsizliğe neden oluyor. Bir diğer etki de yolsuzluğun kamu hizmetlerinde yarattığı verimsizlikle vatandaşların bu hizmetlere erişimini azaltması. Yolsuzluğun yoğun olarak yaşandığı ülkelerin yoksullukla anılması da bu nedenle tesadüf değil.
Türkiye Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 96. Sırada
Uluslararası Şeffaflık Örgütü, 1995 yılından bu yana her yıl Yolsuzluk Algı Endeksi başlıklı bir rapor yayımlıyor. Uzmanların, sivil toplum örgütlerinin ve iş dünyası temsilcilerinin kamudaki yolsuzluğa dair algılarını yansıtan endeksin araştırma metodolojisine göre; 0 puan en yüksek yolsuzluk algısına, 100 puan ise en düşük yolsuzluk algısına tekabül ediyor.
En çok puan kaybeden ülkesi: Türkiye
Yolsuzluk Algı Endeksi 2021’in sonuçlarına göre Türkiye’nin 2013 yılından bu yana 12 puan kaybederek 43 sıra gerilediği görülüyor. Türkiye kaybettiği puanla son 10 yıl içinde en çok puan kaybeden ülkeler arasında.
Türkiye, Yolsuzluk Algı Sıralaması’nda ise 1995 yılında 29. sırada bulunurken, 2021’de 67 sıra gerileyerek 96. sırada yer aldı. Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtiği 2018 yılından bu yana ise ülkenin toplam 18 sıra kaybettiği görülüyor.
Türkiye OECD Ülkeleri Arasında Yolsuzlukta Sondan Birinci Sırada
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, OECD üyesi ülkeler ve G20 üyeleri arasındaki durumu da parlak değil. Endekse göre, Türkiye’nin AB üyesi ülkelerle karşılaştırıldığında 27 ülkeden de düşük puan aldığı; Romanya, Macaristan ve Bulgaristan’ın ardından son sırada bulunduğu görülüyor. Bunun yanı sıra Türkiye, G20 ülkeleri arasında sondan üçüncü, 38 OECD ülkesi arasındaysa 37. sırada bulunuyor.
Az yaptırım uygulayan ülkelerden
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından her sene OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi’ne uyumu ölçen “Yolsuzluğun İhracı” başlıklı bir rapor da yayımlanıyor. 2022 raporuna göre küresel ihracatın yüzde 1’ini gerçekleştiren Türkiye, yurt dışında rüşvet veren şirketlere karşı yalnızca bir soruşturma başlattı. Yaptırım uygulanan herhangi bir dava olmaması nedeniyle Türkiye, sözleşmeyle ilgili yasaları “az uygulayan/hiç uygulamayan” ülkeler kategorisinde yer aldı.
Kaynak: Doğruluk Payı