Ülkelerarası ilişkilerin geliştirilmesi MUHACİRLERE ZARAR VERMEMELİ

Ülkelerarası ilişkilerin geliştirilmesinin mültecilere zarar vermemesi gerektiğini ifade eden HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, “Türkiye, son dönemlerde Suriye, Mısır ve Siyonist rejimle ilişkileri tekrar kurma yoluna gitti. Ben, Siyonist rejimle ilişkileri ayrı bir kefeye koyuyorum. Siyonist rejimle hangi gerekçe ile olursa olsun ilişkiler kurulmamalıdır. Suriye ve Mısır ile ilişkiler kurulabilir. Aradaki sorun ve problemler müzakere yoluyla çözülmelidir. Ancak Esed ve Sisi’nin şerrinden emin olmak için ülkemize gelen muhacirlerin aleyhine kesinlikle olmamalı. Aksine, onların hakkını savunan, ülkenin insan hakları noktasında daha iyi bir noktaya gelmesi için bir gayret ve çabaya dönüşmelidir.” ifadelerini kullandı.

Ekleme: 07.12.2022 05:40:05 / Güncelleme: 07.12.2022 05:41:01 / manşetler
Destek için 

ENES DURMAZ - DOĞRUHABER

Türkiye’nin son dönemlerde Mısır, Suriye ve Siyonist işgal çetesi ile girdiği temaslar mülteciler için endişeye neden oldu. Mısır ile darbe sonrası ilişkileri kesen Türkiye, son dönemlerde tekrardan temasa geçmiş durumda. Aynı şekilde Suriye’de de iç savaş ile beraber gerilen Türkiye-Suriye ilişkileri şu anda sıcak bir zeminde ilerliyor. İşgal çetesinin Filistinlilere yönelik alçakça saldırılarında her zaman Filistin’den taraf adımlar atan Türkiye’nin bu politikası da işgal devleti ile girişilen sıcak temaslar sonrası farklı bir boyuta gelebilir. Mısır ile normalleşme adımları sonrası Mısırlıların medya organlarında, Türkiye’de yaşayan Mısırlı mültecilerin vatandaşlık başvuruları ve benzer işlemlerinin kısıtlandığı, engeller çıkarıldığı ifade ediliyor.

EMPERYALİSTLER İNSANLARI GÖÇE ZORLADI

Konu ile ilgili gazetemize özel değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, “Dünya genelindeki zulüm, sefalet ve sömürü nedeniyle ortaya çıkan fakirlik ve yoksulluk; emperyalistlerin çıkarları için ortaya çıkardıkları savaş ve çatışmalar nedeniyle insanlar, gruplar hatta kitlesel bir şekilde göç etmeleriyle sonuçlanmaktadır. Bu sömürü çarkı devam ettiği müddetçe sömürülen ve ezilen insanlar topraklarını terk etmek zorunda kalacaklardır. Yoksulluk ve fakirlik ve daha kaliteli bir hayat gibi nedenler göçün farklı nedenleri olsa da en önemlisi can güvenliğidir. Bunun en somut örneği, Suriye’de yaşanan iç savaştır. Bir anda ülkemize yaklaşık 4 milyon muhacir geldi.” ifadelerini kullandı.

SİYONİST REJİMLE HANGİ GEREKÇE İLE OLURSA OLSUN İLİŞKİLER KURULMAMALIDIR

Siyonist işgal rejimi ile hiçbir ilişkinin kurulmaması gerektiğinin altını çizen Eşin, “Savaşlar ve var olan yoksulluk devam ettiği müddetçe insanlara ‘neden göç ediyorsunuz, diyemezsiniz. Ölüm ve savaştan kaçarak bize sığınan mazlumları ölüme göndermek ne insani ne de İslamidir, bu bize de yakışmaz. Muhacirlerin gelişiyle ortaya çıkacak sorun ve problemler de insani çerçevede çözüme kavuşturulmalıdır. Türkiye, son dönemlerde Suriye, Mısır ve Siyonist rejimle ilişkileri tekrar kurma yoluna gitti. Ben, Siyonist rejimle ilişkileri ayrı bir kefeye koyuyorum. Siyonist rejimle hangi gerekçe ile olursa olsun ilişkiler kurulmamalıdır. Hatta tanınma kararı geri alınmalıdır.  Tek bir Filistinli kardeşimiz daha işgalci Siyonistlere teslim edilmemeli ve sınır dışı edilmemeli. Bu, kabul edilemez. Türkiye’ye yakışan, işgal rejimine karşı Kudüs Davasının yanında durulmalıdır.” dedi.

GÖRÜŞMELER ÜLKEMİZE GELEN MUHACİRLERİN ALEYHİNE KESİNLİKLE OLMAMALI

“Suriye ve Mısır ile ilişkiler kurulabilir.” diyen Eşin, “Aradaki sorun ve problemler müzakere yoluyla çözülmelidir. Ama bu ilişkiler ne Beşar Esed’i ne de cuntacı Sisi’yi meşrulaştırmamalıdır.  Kurulan bu ilişki ve görüşmeler halklar arasındaki ilişkileri ileri bir noktaya taşımalıdır. Esed ve Sisi’nin şerrinden emin olmak için ülkemize gelen muhacirlerin aleyhine kesinlikle olmamalı. Aksine, onların hakkını savunan, ülkenin insan hakları noktasında daha iyi bir noktaya gelmesi için bir gayret ve çabaya dönüşmelidir. Çin’deki Uygur Türklerine uygulanan baskı ve zulüm de aynı şekilde. Bize sığınan tek bir Uygurlu kardeşimiz Çin’e teslim edilmemeli. Uygur Türkleri siyasi ve ekonomik çıkarlara heba edilmemelidir. Türkiye, Çin’e savaş açsın, ilişkileri koparsın demiyoruz ama bu zulmü afişe ederek diplomatik yollarla da yapılacak çok şeyin olduğuna inanıyoruz.” şeklinde konuştu. 

EMPERYALİSTLERİN ÇIKAR VE MENFAATİ İÇİN KOMŞULARIMIZLA İLİŞKİLERİMİZİ ASLA BOZMAYACAĞIZ

Bu konuda parti olarak görüşlerini de ortaya koyan Eşin son olarak: “HÜDA PAR olarak bizim görüşümüz; içerde ve dışarda kim ve kimden gelirse gelsin zulme karşı ve mazlumun yanında olmaktır. Komşumuzda ve yakın coğrafyamızda çıkan bir yangından bize ne diyemeyiz, yangına körükle ve benzinle gidemeyiz. Sonuçta yangının bize de yansıması olacaktır. Suriye, bunun en iyi örneğidir. Yangının çıkmaması, yangının da sönmesi için elimizden geleni yapacağız. Emperyalistlerin çıkar ve menfaati için komşularımızla ilişkilerimizi asla bozmayacağız. Her daim ilkeli ve tutarlı bir dış politika yürütmek temel hedefimizdir. Anti emperyalist, anti Siyonist bir politikayla ümmet coğrafyasında birliğin oluşması, sorun ve problemlerimizi emperyalistlere havale etmeden kendi aramızda çözme gayreti içerisinde olacağız.” ifadelerine yer verdi.