Uygulanacak yemek disiplininden sonra kışın hangi meyve ve sebzelerin tüketilmesi gerektiğine dikkat çeken Levent, doğal mevsiminde meyve ve sebzelerin tüketilmesi durumunda hastalığa yakalanmanın çok zor olduğunu ve hastalığa yakalanma durumunda da hafif atlatılacağını belirtti.
Bağışıklık sisteminin alerjene, virüs, bakteri, mantarlara karşı gelmeye yetkin olduğunu ve bu şekilde programlandığını ifade eden Levent, "Eğer biz onu dış müdahale ile bozmasak Allah onu bu fıtrat ile yaratmıştır. Tıbbın ilk ilkesi önce zarar verme, yani zararları defetmek faydalı şeyler talep emekten daha önceliklidir." dedi.
"Bağışıklık sistemimizi düzgün tutarsak tüm hastalıklara karşı korunabiliriz"
Tüm hastalıkların temelinde bağışıklık sistemimizin arıza yapmasından kaynaklandığını ifade eden Levent, "Kış mevsiminde narenciye dediğimiz ürünlerin tamamını portakal, limon, greyfurt, elma doğal olmak şartıyla tüketebiliriz. Bağışıklık sistemimizi biz düzgün tutarsak tüm hastalıklara karşı korunabiliriz. Bugün tanımlanmış 10 binden fazla hastalık var. Günümüzde her hafta bir hastalık için farkındalık günü bulunmakta, her hastalığa karşı bire bir mücadele içine giremeliyiz, sağlıklı beslenmekle vücudumuzun bağışıklık sistemini arttırarak tüm hastalıklara karşı korunabiliriz." dedi.
"Halkımıza düzenli beslenmeyi öğretebilirsek hastalıkların yüzde 95’inin önüne geçebiliriz"
Kalıtsal hastalıkların tüm hastalıklar içerisinde yüzde 5 ile yüzde 7 oranında kaldığına dikkat çeken Levent, "Geri kalan yüzde 95’lik kısmı beslenme hataları ve hayat tarzlarının kötü olması sebebiyle meydana gelmektedir. Dolayısı ile halkımıza düzenli beslenmeyi öğretebilirsek tüm hastalıkların yüzde 95’inin önüne geçebiliriz. Burada koruyucu tıp ve koruyucu hekimliğin önem ortaya çıkıyor. Sindirim sisteminin kuralları nelerdir, nasıl beslenmemiz lazım? Bir kere yemek yediğimizde iyi çiğneyeceğiz. Tüm hastalıkların kökünde az çiğnemek var, ikinci tehlike ise çok yemek var." ifadelerini kullandı.
"Hastalıkların kökeninde tokluk vardır"
Modern tıbbın bilimsel verilerinde ortaya koyduğu kalıtsal hastalıklar hariç, hastalıkların kökeninde yanlış beslenme olduğunu ifade eden Levent, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çok yemek mideyi aşırı yorar, toksinlerin vücutta birikmesine ve atılmamasına neden olur. Normalde bir midenin rahatlıkla sindirebileceği miktar 250 gramdır. Siz bunu iki katına çıkardığınızda mide yorulur, kalıntılar oluşmaya başlar, bağırsak ve mide bunu dışarı atamaz, kalp fazla yorulur bağışıklık sistemi zayıflar. Peygamber Efendimiz Alyhisselatu Vesselam diyor ki: ‘Tüm hastalıkların kökeninde tokluk vardır.’ Ayını şekilde meşhur Doktor İbn-i Sîna da 'Ben tıp ilmini iki kelimde özetledim. Konuştuğun zaman az konuş, konuşmanın güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye, yemek üstüne yemek yeme, şifa hazımdadır.' diyor."
"Bağışıklık sistemimizi yok eden sebeplerden bir tanesinde yemek üstüne yemek"
Sindirim sistemimizi bozan, bağışıklık sistemimizi yok eden sebeplerden bir tanesinin de yemek üstüne yemek olduğuna ifade eden Levent, "İyi beslenen biri kalıtsal hastalıklar hariç doktora ihtiyaç duymaz. Hazmı bitirmeden siz yemek yediğinizde o yemek sindirilmez, çürür, mayalanır, gaz oluşur, kramplar yaşarsınız, Reflü gastrit dediğimiz hastalıklar meydana çıkar. Bunların temelinde aşırı yemek var. Ve maalesef bugün Türkiye’de 3 öğün değil 5 öğün yemek tüketilmektedir. Bağışıklığımızı arttırmak için yemeğinize dikkat edecek, iyi çiğneyeceğiz, yemek miktarını azaltacak, günde en fazla 1-2 kere yemek yiyecek, yemek üstüne yemek yemeyecekler, bunlar altın kurallar." uyarılarında bulundu.
"Pırasa, marul, lahana, turp gibi sebzeleri tüketirsek bağışıklık sistemimize fayda sağlamış oluruz"
Zararlı olan şeyleri vücudumuza sokmamakla mükellef olduğumuzu hatırlatan Levent, "Bunlar için de pestisit, ilaç kalıntılı, hormonlu gıdaları almayacağız. Yerine soğan, sarımsak, antibiyotik, antiseptik gıdalar tüketeceğiz. Probiyotik Prebiyotik özellikli sebzelerimiz var. Pırasa, marul, lahana, turp gibi sebzeleri tüketirsek bağışıklık sistemimize çok büyük bir fayda sağlamış oluruz. Prebiyotik aynı zamanda simbiyotik özellikli yoğurt, turşu, sirkeyi soframızdan eksik etmemeliyiz. Türkiye’de bugün hekime başvuru oranı 9,8. Her kişi ortalama 10 kere hastaneye gidiyor. Demek ki yanlış giden bir şeyler var, demek yanlış besleniyoruz, yanlış gıdalar alıyoruz. 2019’da Türkiye’de 812 milyon kişi hastaneye başvuruyor ve bugün de 2,2 milyon ediyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil bu pandemiden çok daha tehlikeli bir durumdur." ifadelerini kullandı. (İLKHA)