Organ bağışı konusunda din âlimlerine büyük görev düşüyor!

3-9 Kasım "Organ ve Doku Nakli” haftası dolasıyla organ bağışı duyarlılığı ve din âlimlerinin görüşü hakkında konuşan Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Selahaddin Vural, organ bağışı duyarlılığının artırılması için din âlimlerine de büyük görev düştüğünü söyledi.

Ekleme: 10.11.2022 13:58:05 / Güncelleme: 10.11.2022 14:03:58 / Sağlık
Destek için 

Türkiye’de 2021 yılı verilerine göre, 2 bin 376 karaciğer, 22 bin 775 böbrek, 1290 kalp, 285 pankreas, 157 akciğer, 8 böbrek-pankreas, 2 kalp kapağı ve 1 kişi ince bağırsak olmak üzere 26 bin 894 kişinin organ nakli beklediği biliniyor.

Halkın organ nakli konusunda bilgilendirilmesi ve hassasiyet göstermeleri için her yıl 3-9 Kasım tarihleri arasında Organ ve Doku Nakli Haftasının kutlandığını belirten Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Selahaddin Vural, ülkemizde maalesef organ bağışının çok düşük bir oranda olduğunu kaydetti.

Vefat eden bir insanın organa ihtiyacı olmadığını ve toprak altında çürüme yerine başka bir insana hayat vereceğine dikkat çeken  Başhekim Vural, organ bağışının dinen de bir sakıncası olmadığını ve buna din âlimlerinin de cevaz verdiğine dikkat çekti.

“Organ nakli bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük bir sorun”

Organ haftasının bütün dünyada olduğu gibi her yıl Türkiye'de de yapıldığını belirten Vural, "Organ nakli bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük bir sorun. Özellikle yüksek tansiyon, şeker hastalığı sonucu böbreklerimiz başta olmak üzere çeşitli organlarımızı kaybetmekteyiz. Bunun dışında ülkede karaciğer yetmezliğini de çok görmekteyiz. Bunların tedavisi yok, tek çaresi organ bağışlamaktır. Organ bağışını da 18 yaşını doldurmuş ve ruhen sağlıklı olmak ve yaşarken bu bağışı yapmak gerekiyor.” dedi.

“Organlarımız toprak altında çürüyeceğine başka bir insana hayat verebilir”

Organ bağışıyla on binlerce insan hayatını kurtarabilmenin mümkün olduğuna dikkat çeken Vural, “Dünyanın gelişmiş ülkelerinde organ bağışı çok daha hassastır ama ülkemizde insanlar hayattayken maalesef organlarını bağışlamamaktadır. Daha çok canlıdan canlıya organ nakli yapılmaktadır. Bu da ülkemizin aile bağlarından dolayı oluşan bir durumdur. Vefat eden bir insanın organa ihtiyacı yoktur. Toprak altında çürüyeceğine başka bir insana yeni bir hayat verebilir. Bu şekilde bir parçası dünyada bir başka insanda yaşıyor olacaktır." diye belirtti.

“Din alimleri organ naklinin dinen bir sakıncası olmadığını söylemektedirler”

Organ naklinin dinen sakıncası olmadığını, din alimlerinin verdiği bilgileri ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da verilmiş fetvaların olduğunu hatırlatan Vural, “Bu konuda merakı ve tereddüdü olanlar için hastanemizde manevi destek uzmanlarımız bulunmaktadır. Onlardan bilgi alabilirler. Ayrıca tıbbi açıdan herhangi bir tereddüdü olan vatandaşlarımız da hekimlerimizden bilgi alabilirler. Biz her an bu hizmeti vermeye hazırız. Bire bir görüştüğümüz din alimleri ve kanaat önderleri, organ naklinde dinen bir sakınca olmadığını söylemektedirler ama bunu kuvvetli bir şekilde topluma çeşitli kanallarla söylemelerinin çok faydalı olacağı kanaatini taşıyorum.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)