28’i hafız 45 talebe icazetini aldı

Bitlis’in Norşin (Güroymak) ilçesinde bulunan Şeyh Masum Medresesi’nde (Norşin Yatılı Erkek Kur’an Kursu), 28’i hafız 45 talebe düzenlenen programla icazetlerini aldı.

Ekleme: 03.11.2022 16:36:35 / Güncelleme: 03.11.2022 16:36:35 / Eğitim
Destek için 

Bitlis’in Norşin ilçesinde icazet sevinci yaşandı. Erentepe Mahallesi’nde bulunan Şeyh Masum Medresesi’nde düzenlenen icazet merasimi, Diyarbakır Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü Fatih Çatmakaş’ın Kur’an Kerim tilavetiyle başladı.

Seslendirilen ilahi ve ezgilerle devam eden programın açılış konuşmasını yapan Şeyh Masum Medresesi’nin Baş Müderrisi Şeyh Abdülgani Mutlu, medreselerin önemine dikkat çekti.

Kendilerini medrese ve ilmi yuvalarda istihdam eden Allah’a kavli ve fiili olarak şükrederek sözlerine başlayan Mutlu, “İster toplumumuzun ister İslam aleminin her türlü fitne ve fesada karşı koymak için alim bireylere hiç olmadığı kadar ihtiyaç olduğu bugünlerde, bu bireylerin yetişmesi uğruna mücadele verip, çaba sarf etmek, onlara sahip çıkmak, destek olmak hem toplumumuz hem de sonraki nesillere karşı hepimize yüklenen bir sorumluluk ve borçtur.” dedi.

“Medreselerin suiistimal edilmesine fırsat verilmemeli”

Medreselerin suiistimal edilmesine fırsat verilmemesi gerektiğinin altını çizen Mutlu, “Öte yanda ilmi hizmet ve tedrisat işleriyle meşgul oluyorken, gözümüzün nuru medreselerin suiistimal edilmesine fırsat vermemekle fiili şükrümüzün bir parçasıdır. Maalesef son zamanlarda birilerinin medreseleri, birtakım dünyevi hedeflerine alet ederek, konum veya mal sahibi olmak için kestirme bir yol olarak kullandığını müşahede ederek olduk.  Medreselerin varlık ve kuruluş gayesine açık bir şekilde zıt olan bu durumun önüne hep birlikte geçmemiz lazım ve elzemdir.” ifadesini kullandı.

Şeyh Masum Medresesi Baş Müderrisi Şeyh Abdülgani Mutlu

Medreseler büyük bir yere sahip

Programda konuşan Diyanet İşleri Başkanlığı Hafızlık Daire Başkanı İbrahim Yılmaz, medreselerin tarihi seyrine dikkat çekerek, “Medreselerimizin tarihi seyrine baktığımız zaman, bölgemiz başta olmak üzere, Türkiye’miz hatta dünyamız için gerçekten milli ve manevi değerlerin inşasında ve imarında büyük bir yere sahip olduklarını söylememiz yerinde olacaktır. Tarihe mal olmuş büyük insanları araştırdığımız zamanda, hayatlarını okuduğumuz zamanda, pek çoğunun iktidasında medrese hayatlarının olduğunu, medrese hayatlarına ilave olarak akademik eğitimleriyle beraber pozitif ilimleri idman ettiklerini ve bu sayede insanlığa ışık saçtıklarını, tarihe, İslam medeniyetine mal olduklarını görmekteyiz.” diye konuştu.

“Asıl mutluluk manevi hayatla elde edilebilir”

“İlim öğrenmek üzere başımızı eğmiş olduğumuz mesahifi kadimede sabit kalırsak, eski sahifelerden gözümüze yansıyan ilim nurunu insanlığa, dünyaya iletme noktasında etkisiz kalırız.” diyen Yılmaz, mutlaka bu ilmi insanlıkla paylaşılması gerektiğini vurguladı.

Açıklamasının devamında Yılmaz, şunları söyledi:

“Bugün gelişen ve değişen dünyada, insanoğluna baktığımız zaman, iletişim araçlarının çok farklılaştığını görmekteyiz. Her insanın farklı bir dilden anladığını, her insanın farklı meziyetlerinin, farklı özelliklerinin olduğunu, ancak her insanın manevi bir gıdalanmaya ihtiyaç duyduğunu da görmekteyiz. Salt mutluluk, ekonomiyle olmaz. Maddiyatla olmaz. Asıl mutluluk manevi hayatla elde edilebilir. Bunu yapabilmek için başarabilmek için de mutlaka sağlıklı bir kaynaktan beslenmemiz gerekiyor.”

Hafızlık Daire Başkanı İbrahim Yılmaz

“Gençliğin konuştuğu dili iyi bileceğiz”

Gençlerin içinde bulunduğu duruma da dikkat çeken Yılmaz, “Bugün gençliğimiz, ötekileştirdiğimiz, suçladığımız, aslında çok temiz birer sayfa olan gençliğimize, Allah nasip ederse sizlerle beraber ulaşmaya çalışacağız. Gençliğin konuştuğu dili iyi bileceğiz. Gençliğin bulunduğu somut alandan soyut alana mutlaka kendimizi de taşımamız gerekiyor. Bugün gençlik artık sohbet meclislerinde birbirleriyle konuşan, birbirlerinin yüzüne bakan, anlaşan bir gençlik değil; daha ziyade sosyal mecrada, sosyal alanlarda kendine huzur arayan, kendini beslemeye çalışan bir gençlik olduğunu görüyoruz. Öyleyse bizim gençliğe ulaşmada birinci kanalımız mutlaka sosyal alanı dizayn etmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.

“Doğru bilgi, karşı tarafa doğru bir üslupla anlatılabilir”

Doğru bilginin, karşı tarafa doğru bir üslupla anlatılabileceğini dile getiren Yılmaz, “Kendimizi yetiştireceğiz. Kişisel gelişimle alakalı olarak mutlaka usta kalemlerden çıkmış güzel eserleri okumamız lazım. Doğru bilgi, karşı tarafa doğru bir üslupla anlatılabilir. Üslup yanlış olursa, doğru bilgi zarar görür, doğruluğunu kaybeder. Öyleyse doğru bilgiyi, doğru ifadeyi elde edebilmek için bütün alanlarla alakalı olarak kendimizi geliştirecek, bize değer katacak, o güzel eserleri okumamız lazım. Bugün İslami ilimlerle birlikte mutlaka pozitif ilimlerde de önce kendimizi ihya, ondan sonra da insanlığın inşası ve imarında rol almak zorundayız. İktifa ölümdür. Bu kadar benim için yeterlidir demek, eksiye geçtiğiniz mecazi tabirle söyleyeyim ölmeye başladığınız gündür. Çünkü dünya değişiyor, her geçen gün beraberinde farklı yenilikleri getiriyor. Bu yenilikleri tespit etmek, onlara ayak uydurmak, kendimizi güncellemek, bu sayede bütün insanlığı anlayabilmek elbette ki çok çok önem arz etmektedir.” tavsiyesinde bulundu.