Ekranlardaki zifiri cehalet

Mustafa Karakaş/Doğruhaber

Kölelik karşıtı Amerikalı aktivist Brown "En koyu cehalet, hakkında hiçbir şey bilmediğin bir şeyi reddetmektir." der.

Maalesef bu cümle Türkiye’nin son yüzyılı anlamına geliyor.

O kadar dağınık, o kadar cahil, o kadar softa bireyler yetiştirildi ki sanırsın Türkiye Cumhuriyeti’ni yüzyıl önce Kürtler ve Araplar işgal etti.

Sanırsınız ki İngilizler ve Fransızlar bizi kurtarmaya geldiler.

Cumhuriyetin ilanı öyle bir anlatılır ki sanırsınız ki -Avrupadaki kiliseler gibi- imamlar halkı köleleştirmiş, Mustafa Kemal gelmiş ve halk dindarların tasallutundan kurtulmuş.

Osmanlı’nın yerine kurulan yeni rejimin elbette propagandaya ihtiyacı vardı ama onlar bile sonrakiler kadar acımasız değildi.

Sonrakiler körkütük cahil!

TRT spikeri eniz Demir’ dün 29 ekim mesajı vermeye çalışırken kelimelerin arasından koyu bir cehalet fışkırdı.

Cumhuriyet bireyi olmakla ümmetten sıyrılacağını zanneden koyu cehalet!

Spiker hızını alamıyor Cumhuriyeti dinsizlik olarak yorumluyordu.

“Bizi ümmet olmaktan çıkarıp, birey olma bilincini, cumhuriyet aydınlığını, ilmini armağan eden…” diyen cumhuriyetin büyük sunucusu önündeki telefona bakmadan bir türlü cümleyi tamamlayamıyor.

Sunucu Deniz Demir’e gereken yanıtlar sosyal medyada verildi.

Peki Demir kötü niyetli mi? Kanaatimizce hayır

Ne diyor Bill Arnett;

“Cehalet ile açıklayabileceğin bir şeyin ardından, kötü niyet arama.”

Evet kötü niyet aramamak lazım

Çünkü Demir’i Laik Cumhuriyetin okulları yetiştirdi.

Hepimize yaptığı gibi onun da bilinçüstüne ve altına “Kürtler ve Araplar bizim düşmanımızdır.”

“Muasır medeniyet seviyesi Batılı olmaktır”,

“Din, hilafet, kulluk, ümmet olmak, iman… bunlar kötü şeylerdir, kötü kelimelerdir.”

Spiker dün gece hem zihinsel hem de ekran ezberciliğinin kurbanı oldu.

Oysa cehaleti kutsamak yerine aydın olmak için birkaç adım atsa, ümmet olmanın yeryüzünün içindeki dışındaki her şeyden değerli olduğunu bilirdi.

Azıcık okusa laiklik ile cumhuriyetin farkına varırdı.