CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü ile ilgili yasal düzenleme teklifine ilişkin değerlendirmeleri sorulan Akşener, politikaya DYP'de başladığını hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti:
"Dolayısıyla o süreçlerle ilgili olarak yanlış işlerde de karşısında durdum. Pek çok bedeller de kendimize göre ödedik. Bu çerçeve içinde helalleşme yolculuğuna çok büyük bir saygım var. Ama dediğim gibi başka şeyleri hatırlatmak durumundayım. Bu ülkede Rize Belediye Başkanı, açılım sürecinde dedi ki, 'Boş yere açılım yapmayın kardeşim. Demokratik süreçlere ihtiyaç yok. Bizler, Karadeniz erkekleri her seferinde ikinci eş olarak bir Kürt kadını alalım, bu meseleyi çözelim.' O günlerde ben gök kubbeyi yıkmaya çalıştım, tek kişi olarak. Ve bu arkadaşa hiçbir şey olmadı. Sonra daha enteresan bir şey oldu. Samsun İl Başkan Yardımcısı dedi ki, 'Başı açık kadın, perdesiz eve benzer. Ya kiralıktır ya satılık.' Buna da zıpladım ben. Bunlarla ilgili kim helalleşecek. Atatürk'ün annesine olmayacak ağırlıkta sözler söylendi. Kim bununla ilgili hesaplaşacak. Ben de bunları hatırlatıyorum. Başörtüsüne gelince. Başörtüsü çözülmüş bir konu.Şimdi bütün derdim şu, kapanmış yaraları tekrar açmak yerine, kanayan yaralara bakmak durumundayız. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu tavrına elbette saygı duyuyorum ama bakın bugün Anayasa'ya konulmasını tartışıyoruz, başörtüsü çerçevesi içinde yeniden bir kavgayı tartışıyoruz."
Akşener, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu başörtüsü konusundaki tutumunu biliyoruz. Ama şimdi gelinen noktada bence gerek yoktu" dedi.
"Türkiye'de bugün başörtüsü sorunu var mı?" sorusu üzerine Akşener, "Şu anda yok. Kadınlar arasında hiç yoktu adamlar girdi devreye öyle oldu. Bu işten hep siyasi karşılıklı rant çıkarılmaya çalışıldı. Şu anda herkes başörtüsünden korkan da, başı açıktan nefret eden de, gruplar anlamında söylüyorum, siyasi gelenekler açısından söylüyorum, herkes o günkü yanlışlıkların insanlara çektirdiği acıları gördü ve pişman." değerlendirmesinde bulundu.
"Konunun anayasa veya yasal bir teminata ihtiyacı var mı?" sorusuna Akşener, "Anayasalar bu Mecliste olmaz çünkü seçime kalmış 7-8 ay. Böyle bir durumda anayasalar vaattir. Seçimde kazandıktan sonra bu vaadi yerine getirirsiniz. 2010'da, 2017'de aklına gelmemiş şu anda aklına geldi. Derhal seçim kararı alsınlar ve ondan sonra bu vaatle gitsinler, seçimi kazanırlarsa yerine getirirler. Bizim bakış açımız bu." yanıtını verdi.
"Millet İttifakı psikolojik üstünlüğü elinde tutuyordu, ancak son zamanlarda bu üstünlüğün Cumhur İttifakı'na geçtiği belirtiliyor, yorumunuz ne olur?" sorusunu da yanıtlayan Akşener, şunları kaydetti:
"Doğrudur, algı üzerinden baktığınız zaman algılar, olgular bunları sağlar. Şöyle de bir şey oldu, bunu dürüstçe konuşalım, muhalefetin sistemi içerisinden yol yürüyen kanaat önderleri var, insanlar var, akademisyenler var, pek çok kişi var. Aklı fikri çalışan kişiler var ve bu masanın etrafındaki kişilere de fikirlerini görüşlerini bildiriyorlar. Bu da güzel. Şimdi bir anda 'Biz aldık, aldı bitti'ye düştü iş. O zaman bir resim çıktı ortaya. Burada dikkatli bir dil kullanmaya çalışıyorum, herkes üzerine alınıyor. Herkes üzerine alınsın ama yani bir şımarıklık çöktü, siyasilere değil ama genellikle CHP'yi destekleyen ve onu tanzim etmeye çalışan insanlarda. Birçok insan var bunun içinde, sesleri de var. Hepimiz izliyoruz onları zaman zaman etkileniyoruz. Mesela çok ilginç bir şey çıktı, 'sağcılar' diye bir kavram çıktı. 'O masada biz bulunalım, iktidarı kazandıralım ama tamamını CHP tanzim etsin.' 'Solcular ve sağcılar' diye bir şey çıktı, o muhtemelen pek çok insanı etkiledi. Bir arkadaş ipin ucunu o kadar kaçırdı ki bizim partimizin il ve ilçe teşkilatlarının kiralarını CHP'nin ödediğini söyledi. Abim aradı beni köyden 80 küsur yaşında, dedi ki, 'Meral, benim babadan kalma bir tarla var onu satacağım, göndereceğim, Kemal Bey'e borcunu öde.' Böyle bir şey yok, bu insanları etkiler. Dolayısıyla burada ipin ucu kaçtı."