İlahiyatçı Yazar İmamoğlu: Avrupa'nın yaktığı kadının ayaklarının altına İslam cenneti sermiştir

​İslam'dan önce ve sonra kadının sahip olduğu haklar, batı ve batılı düşüncenin kadın tasavvuru ve İslam'ın kadına verdiği değeri konuşan İlahiyatçı Yazar Abdullah İmamoğlu, İslam’ın kadının ayaklarının altına cenneti serdiğini belirtti.

Ekleme: 25.10.2022 11:05:06 / Güncelleme: 25.10.2022 11:17:00 / Güncel / Ankara Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Türkiye ile dünyanın birçok yerinde İslam ve İslam'ın değerleriyle bir türlü barışamayanlar her fırsatta İslami değerlere saldırmaktan geri durmuyorlar.

Özellikle kadının örtüsüne karşı yapılan saldırılarla ilgili İLKHA muhabirlerine değerlendirmelerde bulunan İlahiyatçı Yazar Abdullah İmamoğlu, Avrupa’nın yaktığı kanının ayaklarının altına İslam’ın cenneti serdiğini ifade etti.

İmamoğlu, Müslüman kadınlar üzerinden İslam'ı karalamak, çağdışılık olarak ifade etmek giyimi kuşamı, İslami tesettür ahkamının çağdışı olarak ifade edilmesinin tamamen İslam'a yönelik kinin, öfkenin bir göstergesi olduğunu söyledi.

“Bu, hakla batıl mücadelesinin bir yansımasıdır”

Kadınlar üzerinden İslam'a ciddi manada bir saldırı olduğunu belirten İmamoğlu, “Bu saldırıyı yapanlar şüphesiz ki İslam düşmanlarıdır. Bunun ilk önce adını koymak lazım. İslam'a yönelik saldırılar sadece kadınlar üzerinden değil, her fırsatta İslam'a ve değerlerine saldırmaktan asla imtina etmiyorlar. Biz bunu farklı vesilelerle, farklı yöntemlerle ve farklı platformlarda hep müşahede ettik. Bu, hakla batıl mücadelesinin bir yansımasıdır. Sadece kadın hakları üzerinden İslam'a saldırmak konusu yüzeysel, müstakil, başlı başına değerlendirecek bir konu değil. Onun öncesinden bağlantısını kopararak değerlendirmek de konuyu eksik değerlendirmek kabilinden olacaktır. Bu Resulullah'ın (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ilk vahiy ile birlikte başlayan sürecinden bugüne kadar uzanmıştır ve kıyamet gününe kadar da hak ile batıl mücadelesinin yansıması devam edecektir.” dedi.

 

“İslam düşmanlarının davranışları İslam'a, Müslümanlara olan öfkelerinin bir sonucudur”

İmamoğlu, “Biz bugün kadınlarımız, namuslarımız, başörtülerimiz ve kılık kıyafetimiz üzerinden İslam'a yönelik saldırıların temelinde hak batıl mücadelesinin olduğunu biliyoruz. Daha spesifik ifade edecek olursak, bu aslında onların İslam'a, Müslümanlara olan öfkelerini bir sonucudur. Allah Teâlâ buyuruyor ki; 'onların, ağızlarından çıkan sadece bunlardan ibaret. Ama içlerinde size yönelik besleyip de söylemedikleri çok daha büyüktür.’ Böylelerine Allah Azze ve Celle Kur'an-ı Kerim’de cevap vererek, 'öfkenizden ölün, geberip gidin' diyor. Dolayısıyla İslam'a, Müslümanlara, değerlerine ve özellikle de kadınlarımız üzerinden yapılan saldırıyı hak batıl mücadelesinden ve onların İslam'a olan öfkesinden bağımsız değerlendirmek çok doğru olmayacaktır.” ifadelerine yer verdi.

“Kadın hakları konusunda Avrupa'nın hiçbir söz söyleme hakkı yok”

İlahiyatçı Yazar Abdullah İmamoğlu

Başörtüsü ve kadınlar üzerinden İslam'a yönelik saldırılara değinen İmamoğlu, “Kadın hakları konusunda Avrupa'nın hiçbir söz söyleme hakkı yok. Herkes haddini, hududunu bilecek, yerini bilecek. Bu konuyla alakalı çok samimi söylüyorum. Özellikle kardeşlerimizin dikkatlerine de sunma gayesiyle söylüyorum. Bu konuda söz söyleyebilecek en son kişi Avrupa'dır, İslam düşmanlarıdır. Çünkü bugün Başörtüsünü çağdışılık olarak ifade eden zihniyetin kaynağı neresi? İşte laikliğin beşiği olan Fransa, demokrasinin beşiği olan İngiltere, yani Avrupa diyebiliriz kısacası değil mi? Avrupa'nın kadın hakları ile alakalı birkaç misalini vereyim size. Bugün kadın hakları diyerek İslam'a ve Müslümanlara fırsat buldukça vuran, ezmeye çalışan, karalamaya çalışan o Avrupa var ya, o Batı zihniyeti bundan birkaç yüz yıl önce uğursuz addettiği kadınları cayır cayır yakıyordu. Uğursuzluk saydığı için kadınları evlerine hapsediyordu. Bereketsizlik ve uğursuzluk getirir diye çarşıya salmıyorlardı. Ben tahsilimi Avrupa'da yaptım, Hollanda'da kaldım. Kadın haklarının ne demek olduğunu, onların nasıl muamele yaptıklarının tarihçesini bizzat okudum. İnanın tarihleri karanlık. Dolayısıyla kadın haklarına yönelik İslam'a karşı ithamda bulunmak onların yapabileceği en son şey. Zira biz kadın haklarını 1400 yıl önce veda hutbesinden öğrendik. Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) 'Size kadınlarınızı Allah'ın birer emaneti olarak bırakıyorum' dedi. Sıradan bir emanete nasıl sahip çıkarız? gözümüz gibi. Hele ki kadınlar Allah Azze ve Celle'nin bize bir emanet ise varın gelin nasıl sahip çıkacağımızı siz düşünün.” şeklinde belirtti.

“Daha düne kadar kadınları cayır cayır yakan Avrupa kadın haklarını öğretmeye kalkıyor”

Avrupa ve takipçilerine yönelik hitap eden İmamoğlu, “Siz kadınlarınızı uğursuz atfettiğinizden dolayı cayır cayır yakarken İslam, bundan 1400 yıl önce yaktığınız kadınların ayaklarının altına cenneti sermişti. Dolayısıyla biz kadın haklarını sizden öğrenecek değiliz. Şimdi bakıyoruz ki İslam ilk geldiğinde, Allah Azze ve Celle 'Neden öldürülmüştü o kız çocukları? onlara kız çocuğu müjdelendiğinde yüzleri öfkeden mahcubiyetten kıpkırmızı olurdu' diyor. Böyle bir zihniyete İslam geldi, kadınların ayaklarının altına cenneti serdi. Şimdi Avrupa kadın haklarını öğretmeye kalkıyor. Bu tamamen onların İslam'a ve Müslümanlara yönelik öfkelerinden kaynaklanmaktadır. İslam tarihine dikkat edin lütfen tarihte kadınları koruyan şüphesiz ki İslam'dır. Bakınız bugün kadınlarımızı koruyamıyoruz. İstanbul'da evine gitmekte olan bir kızcağız Samuray kılıcıyla sokak ortasında doğranmıştı. Biz bugün batı, yani beşerî nizamlarla yönettiğimiz coğrafyamızda kadınlarımızı hakkıyla koruyamıyoruz. Halbuki bakıyoruz ki Efendimiz bir hadisinde 'iman bir kalkandır. Onun arkasında korunur ve onunla savaşılır' buyuruyor. Peygamberimiz bizzat tatbik etti. Beni Kaynuka Yahudilerine karşı Aleyhissalatu Vesselam niçin sefer düzenlemişti? Bir kadının tesettürüne Yahudilerin el sürmesinin neticesinde. 'Ey esir kadın! Seni o zalimlerin elinden, kafirlerin elinden kurtarmadan Allah'ın helali bana haramdır' diye helal kıldığı içeceği dahi içmemişti. İslam kadına böyle değer veriyordu ve veriyor da şüphesiz. Ama yine coğrafyamızda onların namuslarını koruyamıyor olma gerçeğini de bugün üzerimize tatbik edilen beşerî nizamlardan kopuk değerlendirmemek gerekir.” dedi. (İLKHA)





Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar