Okulların açılmasıyla beraber çocukların erken saatlerde evden çıkıp okula gitmesi, ders aralarında aktif bir şekilde koşuşturması, akşam serinliğinde tekrardan soğuğa maruz kalması durumunda dikkat edilmesi gereken konularda açıklamalarda bulunan Dicle Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Abdurrahman Şenyiğit, olabilecek hastalıklara dikkat çekti.
Eylül ayı itibariyle okulların açıldığına ve pandemiden kaynaklı 2 yıllık uzaktan eğitim sonrası yüz yüze eğitimin başladığına vurgu yapan Şenyiğit, "Ekim ve kasım ayı için çok önemli risklerden biri çocuklarımızın hastalanmasıdır. Burada en büyük etken anne babaların hava durumuna uyamamasıdır. Yani çocukları bazen çok ince bazen de kalın giydirmeleridir. Çocuk ince giyindiğinde sabah veya akşam üzeri üşütebilir, kalın giyindiğinde aktif hareket etmesi durumunda terleyebilir ve bu terin üzerinde soğuması durumunda ciddi manada enfeksiyon meydana gelebilir." dedi.
"Gerekli tedbir alınmaması durumda zatürre veya bronşite yakalanmak kaçınılmazdır"
Bazı çocuklara ince kıyafet verilip havanın soğuması durumunda giyinmesi yönünde tembihte bulunulsa da bunun her çocuk için geçerli olmadığını belirten Şenyiğit, "Özellikle ekim ayı bölgemiz de ne çok sıcak ne de çok soğuğun olduğu bir dönemdir. Dolayısıyla anne babaların çocuklarını olası bir enfeksiyondan korumak için ne çok kalın ne de çok ince giydirmelerini tavsiye etmem. Orta derecede giydirmeleri faydalıdır. Çocuğun terlemesi durumunda mümkünse üstünü değiştirmesi, hareket etmemesi, sabah soğuğunda mutlaka üzerine bir şeyler alması ve ders aralarında hava durumuna göre üstünü çıkarmasını tavsiye ederiz." ifadelerini kullandı.
Şenyiğit, "Ter, üzerinde soğuduğunda vücut direnci düşer. Vücut direncinin düşmesi durumunda özellikle akciğer ve üst solunum yolu enfeksiyonu meydana gelebilir. Çocuklarımızın terleme durumunda dikkatli olması lazım. Gerekli tedbir alınmadığı durumda zatürre veya bronşite yakalanmaları maalesef kaçınılmazdır." şeklinde konuştu.
Söz konusu durum neticesinde olabilecek enfeksiyonlar karşısında başlatılan tedavi süreci hakkında bilgi aktaran Şenyiğit, "Bu tür çocuklardan bize gelenler genellikle viral enfeksiyondur. Çoğu zaman sadece istirahat öneriyoruz. Destek tedavisiyle beraber 5 gün yeterlidir. Ancak 37,5 santigrat dereceyi geçen bir ateşi, üşüme ve titremesi varsa antibiyotik veriyoruz. Daha ağır tablo ise serum tedavisiyle bir hafta 10 gün yatırabiliyoruz. Bu da o çocuğun eğitim de kaybı demektir." dedi. (İLKHA)