Batı Yaka ve Kudüs PATLAMAYA HAZIR BOMBA GİBİ

Siyonist işgal rejimi ve çetelerin Filistin halkına karşı yoğun saldırılar gerçekleştirdiği Batı Yaka ve Kudüs bölgesinde gösterilen direniş ve işgalcilere karşı yapılan eylemler, adeta siyonist rejimin elinde patlamaya hazır bir bombaya dönüştü. Gazetemize değerlendirmelerde bulunan FİMED Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Ebu Takiya, “İşgal rejiminin kendini beğenmiş bir şekilde gerçekleştirdiği bu vahşi, saldırgan politika, ahmaklığını ortaya çıkarmış oldu. Batı Yaka’da yeni bir direnişin seslerini duyuyoruz” açıklamasında bulundu.

Ekleme: 23.10.2022 06:34:41 / Güncelleme: 23.10.2022 06:35:04 / manşetler
Destek için 

RUHULLAH ŞAYIK / DOĞRUHABER

Siyonist işgal rejimi ve Yahudi gasıp çetelerin Filistin halkına yönelik vahşi saldırıları devam ederken, bu saldırılara karşı Filistin halkı ve direniş gruplarının yaptığı eylemlerde artıyor.

Yılbaşından bu yana özellikle Batı Yaka ve Kudüs civarında saldırılarını yoğunlaştıran Siyonist çeteye karşılık sadece geçtiğimiz günler içinde yüze yakın direniş eylemi gerçekleştirdi.

Direniş gruplarıyla beraber Filistin halkının topyekûn yaptığı bu eylemler karşısında, direnişi püskürtme hayali kuran siyonist rejim ise şaşkına dönmüş vaziyette.

İşgalini genişletme ve direnişi kırma amacıyla vahşi saldırılarını artıran işgal çetesine anladığı dilden cevap verilmesi, uygulamaya çalıştığı politikayı, siyonist rejimin elinde patlamaya hazır bir bombaya dönüştürdü.

BİR GÜNDE ONLARCA DİRENİŞ EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Filistinli yerel kaynakların aktardığı bilgilere göre Siyonist rejimini vahşi saldırılarına karşılık, Batı Yaka ve Kudüs’te son 24 saat içinde 8’i işgal güçlerine ve Yahudi gasıplara karşı ateş açma eylemi olmak üzere 74 direniş eylemi gerçekleştirildi. Bu eylemlerde, 4 işgalci gasıp yaralandı. Bölgede Yahudi çete ve Siyonist rejimin saldırıları neticesinde çatışmalar yaşandığı belirtiliyor.

Batı Yaka ve Kudüs’te yaşanan son gelişmeler hakkında gazetemize değerlendirmelerde bulunan Filistin İletişim ve Medya Derneği (FİMED) Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Ebu Takiya önemli açıklamalarda bulundu.

İLHAK PLANI DİRENİŞ ENGELİNE TAKILDI

Batı Yaka’da bugün gösterilen direnişin, aslında yıllardır devam eden bir baskı ve işgal politikasının meyvesi olduğunu belirten Ebu Takiya, “İşgalci israil, Filistinlileri her yerde hedef aldı. Evlerde, sokaklarda, okullarda saldırılar gerçekleştirdi. Filistinlilerin evlerine ve topraklarını gasp etti. Durmadan artan bu baskı ve saldırılar karşısında yeni bir dönem yaşanıyor” dedi.

Ebu Takiya, 2020 yılında ABD Başkanı Trump öncülüğünde bir ilhak planı girişimi yapıldığını hatırlatarak, “Filistin’in başkenti Kudüs, siyonist rejimin sözde başkenti ilan edildi. İlhak planı çerçevesinde Batı Şeria’nın yaklaşık otuz beşi işgalcilere bırakılacaktı. Bütün bunlara Filistin halkının gösterdiği bir direniş oldu. Filistin halkı zaten her şartta direnişini sürdürdü. Ancak son dönemlerde özellikle 2021 yılı ve bu yılın başlarından beri Filistinli Direniş Hareketleri de farklı eylemler gerçekleştirmeye başladı.

SEYFÜL KUDÜS BİR DÖNÜM NOKTASI

2021 yılında yaşanan Seyful Kudüs operasyonu Filistin direnişi için bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Ebu Takiya, “Bu Operasyonla Filistin halkının direnişe olan güveni en üst seviyeye çıktı.  Tam bir inançla direnişe sahip çıkılarak Filistin direnişinin sadece Gazze’de olmadığı bütün dünyaya gösterilmiş oldu. Direniş her yerde, Filistin’in her yerinde siyonistlere karşı harekete geçti ve Filistin halkı ayaklandı” açıklamasında bulundu.

BATI YAKA’DA YENİ BİR DİRENİŞİN SESLERİNİ DUYUYORUZ

Ebu Takiya, bugün yaşanan sürecin o direniş günlerinin meyvesi olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

Filistin halkının Gazze içinde kuşatılmış bir direnişin dışına çıkarak Batı Yaka ve Kudüs’e doğru yaydığı bu direniş hareketi karşısında işgalci israil korkuya kapıldı. Buna karşılık Siyonist çete daha vahşi bir saldırganlık içine girdi. Ancak siyonist rejimin kendini beğenmiş bir şekilde gerçekleştirdiği bu politika ahmaklığını ortaya çıkarmış oldu. İşgal rejiminin, Batı Şeria ve Kudüs civarında bazı bölgeleri kuşatma altına alması ve vahşi biçimde yaptığı saldırılar karşısında Filistin halkı sessiz kalamazdı. Bu yaşananlara karşı direniş geri adım atamazdı. Siyonistlerin bu vahşiliğinin bir bedeli olsun diye, Filistin halkı ve direniş grupları, canları ve varlıkları pahasına savaştılar, savaşıyorlar. Bu yılın başından beri 170 Filistinliden fazlası şehid oldu. Bunların 40’dan fazlası çocuktu. Bu bile Siyonist çetenin vahşiliğini göstermeye yeterli. Tüm bu yaşananlarla birlikte, Batı Yaka’da yeni bir direnişin seslerini duyuyoruz.

DİRENİŞ HER GEÇEN GÜN YAYILIYOR

İşgalci israil’in daha vahşi saldırılar ile direnişi bitirebileceğini sandığını vurgulayan Ebu Takiya, “Ama bunun aksine Filistin halkı daha çok birlik olmaya gidiyor. Yıllardır Siyonist rejim ve farklı istihbarat örgütleri özellikle Batı Yaka bölgesinde direnişi bitirmeye yönelik planlar yapıyorlar.

Ama bütün bunlara rağmen Batı Yaka da ciddi bir direniş hareketi mevcut. Daha önce sadece Cenin Kampında direnişin örgütlenmesinden bahsediliyordu oysa şimdi Cenin’in yanı sıra Tulkerim, Nablus, Aslanlar Yuvası, Kaplanlar Yuvası, Cenin Tugayları ve daha farklı isim ve bölgelerden bahsedebiliyoruz. Her geçen gün bunlara yeni bir bölge ve isim ekleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

DİRENİŞ BÜTÜN FİLİSTİN HALKININ GÖREVİDİR

Ebu Takiya, Direnişin, sadece direniş gruplarını görevi değil, bütün bir Filistin halkının görevi olduğuna dikkati çekerek, “Çünkü ancak direniş ruhuyla topraklar özgürleştirilebilir. Ve bu günlerde Filistin’de tam bir direniş ruhu yaşanıyor ve bu gittikçe artıyor. Bu gün bir şehid annesi, oğlu bir direniş eylemi gerçekleştirdi diye iftihar ediyor, tatlılar dağıtıyor. Bu ruh Filistinliler için bir temel olmalı. Direniş bugünlere bu ruhla geldi. En cani işgalciyle mücadele etmemize rağmen hiç geri adım atılmadı ve topraklar teslim edilmedi. Filistin halkı her düştüğünde, büyük bir saldırıya her uğradığında, tekrar ayağa kalkıp direnişe devam etti. Direniş gruplarının halkı yönlendirme durumları ve gerçekleştirdiği direniş eylemlerinin yanı sıra özellikle Batı Şeria’da yeni bir direniş nesli ortaya çıkıyor. Ve bu bölgelerde Filistin halkının işgalcilere karşı yaptığı bireysel direniş eylemleri mevcut” ifadelerini kullandı.

Batı Yaka bölgesinde işgalcilerin baskı ve istihbari çalışmaları neticesinde ortaya çıkan zor ve tehlikeli şartlara rağmen direniş ortaya çıkmayı başardığını söyleyen Ebu Takiya, “Direniş daha yolun başında. Ve Filistin halkı bunun daha güçlü bir direniş olması beklentisi içerisinde. Nablus günlerdir kuşatma altında. Ve buradaki tüccarlar büyük zararlar yaşamasına rağmen, cevap olarak ‘Direniş için, Kudüs için; malımız, canımız feda olsun’ diyorlar. Bu da halkın direnişi kucakladığını ve direnişin bütün şehirlere yayıldığını gösteriyor” dedi.

DİRENİŞ DALGASININ NEREYE VARACAĞINI KESTİRMEK GÜÇ

Ebu Takiya, yaşanan bu direniş dalgasının nereye varacağını şu an kestirmek oldukça güç olduğunu ifade ederek değerlendirmelerine şu şekilde devam etti:

“Daha önce görülmemiş saldırılar karşısında yine görülmemiş bir direnişle, görülmemiş bir gençlik hareketiyle karşı karşıyayız. Son şehidimiz 22 yaşındaydı. Ve tek başına bir tabancayla, 2 milyarlık Müslüman aleminin yapamadığını yaptı. Siyonist işgalcilerin kontrol noktasına yönelik eylem gerçekleştirdi ve sözde dünyanın en büyük dördüncü ordusu ve tüm teknolojik imkanlarına rağmen günlerce gizlenmeyi başardı. Bu şehidimiz daha sonra yine kendisi ortaya çıktı ve tekrar bir direniş eylemi gerçekleştirerek son mermisine kadar savaştı. Dolayısıyla bu direniş dalgasının nereye varacağını kestirmek çok zor. Ama ciddi bir direniş dalgası mevcut.”

İŞGALCİLERLE ‘NORMALLEŞME’ ÇABASINDAN VAZGEÇİLMELİ

“Ben şu an direnişin nereye varağından çok nasıl desteklenmesinin konuşulması gerektiğini düşünüyorum” diyen Ebu Takiya sözlerini şöyle bitirdi:

“Bu zaten Filistin’de de konuşuluyor. Ancak, özellik İslam dünyasından direnişin arkasında duracak, direnişi güçlü tutacak adımların atılması bekleniyor. Her alanda. Medya, hukuk, siyaset, diplomasi, ekonomik olarak arkasında durulmalı, destek verilmeli. İşgalcilerle anlaşma yapan bir ümmet değil, işgalcilere karşı mücadele eden bir ümmet olsaydı Filistin halkı tek başına kalmak zorunda olmazdı. Ümmet olarak Filistin halkının arkasında durulmalı ve işgalcilerle ‘normalleşme’ çabasında vazgeçilmeli.”

MESCİD-İ AKSA’YA DESTEK YÜRÜYÜŞÜNE BİNLERCE KİŞİ KATILDI

İslami Direniş Hareketi (HAMAS)’ın Mescid-i Aksa ve Batı Yaka’daki intifadaya destek olmak için Gazze’de düzenlediği yürüyüşe binlerce Filistinli katıldı.

Yerel medyada yer alan haberlere göre Cuma namazının ardından yapılan miting Cibaliya Kampı’nda yapıldı.

Miting alanında toplanan Filistinliler, Batı Yaka şehitlerini öven pankartlar taşıdı.

HAMAS Hareketi Siyasi Birimi üyesi Süheyl El-Hindi, elindeki basit silahla işgalcilerle çatışarak şehid olan Uday Et-Temimi’nin kahramanlığına övgüde bulundu.

Şehit Uday Et-Temimi’nin Batı Yaka’daki devrimci gençlere ilham vereceğini söyleyen El-Hindi, şehit Et-Temimi’nin ruhuna ve Filistinli direnişçiyi koruyan Şufat Kampı’na selamlarını gönderdi.

Cenin ve Nablus’un şehid Et-Temimi’nin mücahitlere verdiği sözü yerine getireceğini belirten El-Hindi, Gazze Şeridi’ndeki mücahitlerin silahlarının Batı Yaka’daki ve 1948’de işgal edilen topraklardaki mücahitlerin silahlarıyla kucaklaşacağını, çok yakında Mescid-i Aksa’ya fatihler olarak gireceklerini söyledi.