Cumhurbaşkanı Erdoğan: Asgari ücret seviyesine yükseltiyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "e-İnsan Programı"nda konuştu.

Ekleme: 18.10.2022 14:35:14 / Güncelleme: 18.10.2022 15:00:41 / Güncel
Destek için 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "e-İnsan Programı"nda konuşuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

Milletimizin kahir ekseriyeti uzunca bir süre eğitim-öğretim hizmetine ulaşamayarak fırsat eşitliği, sağlık hizmetine ulaşamayarak yaşama hakkı, temel altyapı hizmetine ulaşamayarak kaliteli hayat sürme, sosyal desteklere ulaşamayarak sosyal devlet güvencesine kavuşmak velhasıl insan olmanın gerektirdiği pek çok imkandan faydalanamamış olmasıdır.

Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız ve asırlık kayıplarımızı telafi ettiğine inandığımız her bir eser ve hizmet işte bu eksikleri giderme amacı taşıyor. Hamdolsun bugün 81 vilayetimizdeki 85 milyon vatandaşımızın her biri eğitim öğretimden sağlığa, ulaşımdan spora tüm alanlarda belirli bir standardın üzerinde hayat kalitesine sahiptir. Çocuğunu okutmak isteyen için anasınıfından üniversiteye kadar tüm eğitim öğretim kanalları ücretsiz olarak sonuna kadar açıktır. Sağlık hizmetlerini ilk nefesten son nefese kadar hayatın her alanını kapsayacak şekilde gelişmiş ülkelerin dahi çok üzerinde standartlarda veriyoruz. Artık biz şehir hastanelerimizle hamdolsun Cleveland vs. buraları aşmış bir ülke durumuna geldik. Şu anda bu noktada hocalarımız çok çok başarılı operasyonlar gerçekleştiriyorlar.

İşte en son malum Bartın'daki Amasra olayında 41 şehidimiz var. Ancak bu 41 şehidimizin dışında bütün oradaki yaralılarımıza anında müdahale ile onları sağlıklarına kavuşturmak, 6 tane de ağır olan ki bir tanesi şuuru açıktı hastanede ziyaret ettim. Diğer 5 tanesinin durumu biraz sıkıntılı ve onlarla belediye başkanlığım döneminde İstanbul'da isim vermeyeceğim, yanık için bir hastane veya hastanede böyle bir bölüm yoktu. Bir tane söylediler, orayı gezdim. Gezdiğimde maalesef paslı küvetler vardı. Ama biz şimdi bunları aştık. Şu anda şehir hastanelerimizde böyle bir sıkıntı yok. İstanbul'daki Çam Sakura Hastanemizde tedavi gören, yanık durumları ağır olan bu hastalarımız şu anda Türkiye'de adeta bir numara konumunda olan profesörlerimiz tarafından tedavileri yapılıyor. Estetikte şu anda yine aramızda olan değerli hocalarımız, Türkiye'de çok çok ciddi operasyonlar gerçekleştiriyorlar. Nereden nereye geldiğimizi söyleme bakımından bunlar çok önemli.

Terörle mücadeleden sınır emniyetine ve asayişe kadar tüm alanlarda huzuru tesis ederek insanların gece gündüz güven içinde hayatlarını sürdürebilmelerini sağladık. Hatırlayın Güneydoğu'da belli saatten sonra dışarı çıkmak mümkün değildi. Ama şimdi gece saat 12-01'e kadar vatandaşlarımız dışarıda, bütün kafeteryalarda, restoranlarda gezebiliyorlar. Bu durumu gördük. Bunlar durup dururken olmadı. Büyük bir azmin kararlılığı neticesinde bunu gerçekleştirdik. Ülkenin dört bir yanında eğer bu huzur varsa, bu konfor varsa, güvenli ulaşımı temin eden uçak seferleri başladıysa ki göreve geldiğimizde Türkiye'de 26 havalimanımız vardı ama şimdi 58 havalimanına ulaştık. Türkiye'nin dört bir yanına havalimanından indikten sonra yarım saat, bilemediniz 45 dakikada evinize ulaşabiliyorsunuz.

Göreve gelirken şunu söylemiştim. Batıda ne varsa doğuda da güneydoğuda da o olacak demiştik ve bunu başlardık.

Türkiye, artık geri kalmış ülkeler silsilesi içerisinde değil, az gelişmiş de değil. Türkiye de artık gelişmiş ülkeler programı arasında yerini aldı. Türkiye, dijitalleşme sürecinde 900'den fazla kurumunun 6 bin 800'den fazla hizmetiyle 61 milyon kullanıcı sayısına ulaşan e-Devlet Kapısı uygulamasıyla dünyada ilk sıralara yerleşmiştir.

Her alanda cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını 5'e, 10'a katlayan benzer atılımları saymak mümkündür. Gelişen, büyüyen, modernleşen Türkiye'de, diğer alanlarda gibi özel sektörü ve kamu kesimiyle çalışma hayatı da büyük değişime uğramıştır. Kamu personel rejiminin hükümetlerimiz döneminde değiştirmekte en çok zorlandığımız, halen de istediğimiz seviyeye getiremediğimiz alan olduğunu itiraf etmek isterim. Ülkemizde kamu, diğer hususlarda olduğu gibi insan kaynakları yönetiminde de lokomotiftir, modeldir, belirleyici role sahiptir. Bu anlayışla yeni yönetim sistemimizi tasarlarken doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı bir insan kaynakları ofisi kuralım dedik ve kurduk. Amacımız bu yapının öncülüğünde hem kamunun hem de genel olarak ülkenin insan kaynağı projeksiyonunu ve yönlendirmesini yapmaktır. Birleşmiş Milletler kalkınma hedefleriyle de uyumlu şekilde yürüttüğümüz çalışmalarımızda fırsat eşitliği, şeffaflık, hesap verebilirlik, yenilikçilik ve liyakat gibi değerleri esas alan bir insan kaynağı kültürü oluşturmanın peşindeyiz. Şu anda bunu kovalıyoruz. İnsan Kaynakları Ofisi'miz tarafından bu amaçla geliştirilerek uygulamaya konulan sistemlerin tamamı da yerli ve milli olarak hazırlanmıştır. Atılan her adımda gençlerimizin ve çalışanlarımızın umutlarını güçlendirecek, özgüvenlerini yükseltecek, becerilerini ve yetkinliklerini artıracak, devletimizi ve özel sektörümüzü başarıdan başarıya taşıyacak bir yetenek yönetim modelinin inşasını hedefliyoruz. Özellikle işte hemen yanı başımızdaki Millet Kütüphanesi, şu anda dünyada müstesna olan kütüphanelerden bir tanesidir. 24 saat 7'den 70'e tüm insanımıza hizmet veren bu kütüphanemizde her türlü imkanları hazırladık. Çayıyla, kekiyle vs. oraya gelip dersini çalışanlar, kitap okuyanlar vs. bunları yapıp, dünyadan gelen liderlere de burayı gezdirdiğimizde, acaba bu projeyi bize de verir misiniz dediklerinde, seve seve diyerek projeleri verebileceğimizi de söylüyoruz. Çünkü ilmi ve bu tür projeleri biz kendimize has değil, tüm insanlığa has olarak düşünüyoruz, insanlığın emrindedir diyoruz.

Ülkemizdeki üniversite sayısını 81 ilimizin tamamına yayarak artırırken bize yöneltilen kimi eleştiriler vardı. Ne gerek var, 76 tane yetmiyor mu? 81 ile niye? Şimdi kimsenin söyleyecek sözü kalmadı. Iğdır'dan oradaki bir gencimiz üniversiteye gidecekse ta İstanbul'a, Ankara'ya niye gelsin? Biz de dedik ki hocalarımızı biz Iğdır'a, Muş'a Ağrı'ya gönderelim dedik. Oradaki üniversitelerimizi yaptık. Şimdi hocalarımız o üniversitelere gidip orada ders veriyor ve gencimiz Ankara, İzmir, İstanbul'a gelme meşakkatini çekmiyor. Yani biz ilmi tahsil etmek için artık hocalarımızı seferber ettik, sağ olsun hocalarımız oralarda bu dersi vermek suretiyle, gençliğimiz çok daha özgüvenle yetişme sürecine başladı.

76'dan nereye çıktık? 208'e çıktık. Şu anda 208 tane üniversitemiz var. Tüm bu üniversitelerle birlikte oralarda ister istemez anaokulundan ilk, ortaöğretime kadar hepsini de güçlendirerek ayrı bir statüyü yerleştirmiş olduk. Artık ilmin adeta ulaşamadığı yer bırakmadık. Bunların en çok dile getirilenlerinden biri de bazı üniversitelerimizde boş kalan kontenjanlardı. GFerçi yapılan son düzenlemeyle bu sorun da önemli ölçüde çözüldü. Bu sene öyle bir sorun olmadı. Burada asıl üzerinde durmak istediğim husus, bizim üniversite sayımızı artırma sebeplerimizden biri geçmişte en büyük sıkıntı kaynağı olan yükseköğretime ulaşılabilirlik sorununu çözmekti.

Ulusala Staj Programının 2023 yılı başvurularını bugün itibarıyla açıyoruz. Ayrıca, yaz stajları için ödediğimiz asgari ücretin yüzde 30'una tekabül eden rakamı, 2023'ten itibaren asgari ücret seviyesine yükseltiyoruz. İlave olarak staj sonrası öğrencilerimizin yarı zamanlı çalışmaya devam edebilmelerini temin amacıyla geliştirdiğimiz yetenek yönetim modelini de yaygınlaştırıyoruz. Hem kamu hem özel sektör tarafının uzun zamandır beklediğini bildiğimiz Türkiye'nin insan kaynakları envanterinin hazırlıklarını tamamladık.