Müslümanların elindeki son kalenin aile olduğuna işaret eden Şanlıurfalılar, nesli ifsat eden tüm düşüncelere ve yasalara karşı olduklarını söyledi.
Ailenin ve gençliğin hedef alındığını belirten Şanlıurfalılar, çocukları Diyanet Bakanlığının açtığı Kur'an kurslarına davet etti.
Ailenin korunmasında ebeveynlere büyük görevlerin düştüğünü belirten halk, anne ve babaları duyarlı olmaya çağırdı.
Camilerin gençlere tahsis edilmesini öneren halk, gençlerin ilgisiz bırakılmasından dolayı mutluluğu sosyal medyada aradıklarını ifade etti.
"Neslimizi ifsat eden tüm düşüncelere ve yasalara karşıyız"
Şanlıurfa Aile Platformu Başkanı Handan Karataş
Ailenin son kale olduğuna vurgu yapan Şanlıurfa Aile Platformu Başkanı Handan Karataş, "Ailemizi, neslimizi, toplumumuzu korumak adına ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyor. Müslümanların elinde kalan son kale ailemizdir. Ailemizle bizi yıkmaya çalışıyorlar. Ailemizi ifsat etmeye çalışıyorlar. Bir ülkenin, toplumun nesli biterse zaten orayı silahlarla işgal etmeye gerek kalmayacaktır. Bunun savaşını veriyorlar. Topla, tüfekle, darbelerle ve 28 Şubatlarla bizi yok etmeye, ülkemize sinsi emellerini gerçekleştirmeye çalıştılar. Bunlar Elhamdülillah olmadı. Şimdi sıra ailemizdedir. Ailemizi koruyacağız. Buradan sesimizin gittiği her noktaya kadar diyoruz ki Urfa halkı olarak birleştik, yekvücut olduk. Birlikte hareket ederek elimizde kalan ailemizi, neslimizi ifsat eden tüm düşüncelere ve yasalara karşıyız. Bunlar hakkında düzeltmeler yapılsın." dedi.
"Kendi zihniyetlerini ve ahlaklarını bize giydirmeye çalıştılar"
İmam Hatip Şükrü Dörtbudak
Ailelerin ve gençliğin hedef alındığına dikkat çeken İmam Hatip Şükrü Dörtbudak, "Cenab-ı Allah'ın Kur'an'da lanetle bildirdiği Lut Aleyhisselam'ın kavminin sapkınlığı, maalesef bütün dünyaya yayılıyor. Ülkemiz de bu konuda hedef alınmıştır. Aileler, gençliğimiz hedef alınmış ve neslimizin bozulması istenmektedir. Allah, inşallah onlara müsaade etmeyecektir. Özellikle ebeveyn anne ve baba uyanık olmalı. Geçen yaptığımız konuşmalardan dolayı malum medya üzerimize gelip bizi ahlaksızlıkla suçladılar. Kendi zihniyetlerini ve ahlaklarını bize giydirmeye çalıştılar. Rabbim hepsini görüyor. Rabbim 'Azizün Züntikam'dır. İnşallah gençlerimiz, çocuklarımız; Allah'ın ve Resul'ünün gösterdiği yolda yürürlerse, bu konuda ebeveyn önemi çok büyüktür. Diyanet ve Müftülüklerimiz Kur'an kursu açmıştır. 6 yaşa kadar çocuklara ne verilirse, zihin ve şuur altına ne yerleşirse hayatı boyunca o kendisine rehberlik eder. Ebeveynler inşallah bu konuda duyarlı olup çocuklarını Kur'an kurslarına gönderirlerse inşallah zalimler başaramayacaktır." şeklinde konuştu.
"Camileri gençlerimize tahsis edelim"
Aliye Aydın
İlgisiz bırakılmasından dolayı gençliğin sosyal medyadaki tuzaklara düştüğünü belirten Aliye Aydın, "Hakikaten ateş sokakta, ateş gençlerimizdedir. Bunun temelinde aile var. Gençlerimizi suçluyoruz, 'kanıyorlar, sosyal medya' diyoruz ama gençlerimize sevgi, ilgi, alaka ve değer noktasında eksik bırakmışız ki onlarda kendilerince mutluluğu sosyal medyada arıyorlar. Biz Müslümanlar o kadar adanmışlıktan atanmışlığa geçtik ki maalesef bugün bu atanmışlık, kariyer, diploma, okuma ve eğitim söz konusu. İlk Ayet 'İkra'ydı, okuyacaktık ama neyi okuyacaktık. Ağlanacak halimize bakıyoruz. Gençlerimiz elimizden gidiyor ve biz bazı yerlerde bir şey yapamıyoruz. Urfa'da bir sürü camilerimiz var. Camileri gençlerimize tahsis edelim." ifadelerini kullandı.
"Neslimize ve gençliğimize sahip çıkalım"
HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Emin Özaslan
Ülkeyi karıştırmak isteyenlerin aileyi hedef aldığına vurgu yapan HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Emin Özaslan, "Aile küçük bir dünya, dünya ise büyük bir ailedir. Dolayısıyla dünyayı bozmak isteyen, ülkeyi karıştırmak isteyenler aileyi bertaraf ederse ülkenin elden gideceğini iyi bildikleri için aileyi hedef alıyor. Neslimizi korumak, geleceğimizi teminat altına almak için aileyi koruyalım. Neslimize ve gençliğimize sahip çıkalım. Düşmanlarımız Kurtuluş Savaşında bizleri yenemediler. Bizi yenmelerinin bir yolu vardır; aileyi dağıtırlarsa ülkeyi de dağıtacaklardır. Çekirdek aile yapısı dağılırsa kesinlikle ülke diye bir şey kalmaz. Özellikle icra makamında olan hükümet, aile ve nesli korumak için her türlü uygulamaları, Milli Eğitim Müfredatı, yasalarla, yasadaki değişiklikler ve İstanbul Sözleşmesindeki değişikler mi dersiniz. İstanbul Sözleşmesi belki iptal edildi ama sözleşmenin beraberindeki getirmiş olduğu uygulamalar ve yasalar halen yürürlüktedir. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesinin oluşturmuş olduğu 10 yıllık tahribatı ortadan kaldıracak çalışmaları yapmak hükümetin boynunun borcudur." dedi.
"Onca şeye rağmen sessiz kalmayın"
Sapkın grup ve düşüncelere karşı sessiz kalmamanın gerektiğini ifade eden Kerem Garip, "Bunun sadece İslami bir boyut olarak değil bir kültürel, dinsel yozlaşmanın olduğunu bilmemiz gerekir. Günahlara karşı sessiz kalmayın. Onca şeye rağmen sessiz kalmayın çünkü kurunun yanında yaş da yanar. Sadece İslamiyet ile değil özgürlüğümüz de kısıtlanıyor. Benim kız kardeşim liseye giderken 2 otobüs değişiyor. Merkeze gelince bu tür insanları gördüğünde korkuyor. Siz o insanlara özgürlük tanıyor olabilirsiniz ama bazı insanların da özgürlüğünü kısıtlamış oluyorsunuz." diye konuştu. (İLKHA)