Suriye Kürdistanından alim ve müderris Şeyh Zahid El-Haznevî, Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) tarafından gerçekleştirilen "7'nci Âlimler Buluşması"nın birinci oturumunda "Günümüz Şartlarında Davet Metodları" konulu bir konuşma yaptı.
7'nci Alimler Buluşması başladı
Molla Enver Kılıçaslan: Medreseler irşad vazifesini üstlendiğinde halk ıslah olmuştur
Afganistan İslam Emirliği Sözcüsü Mücahid: Âlimlerimiz cihat saflarını yönettiler
Ali Karadağî: Medreselerin sabitelerini korumakla birlikte geliştirmemiz gerekiyor
Kurtuluş yolunun "Allah' koşmak ve Allah'tan güç almak" olduğunu vurgulayan Haznevî, davetçi olması gereken en önemli özelliğin başında sabrın geldiğini söyledi.
Haznevî, "Sabrı az olanın derdi çok olur. Biz bu dinin davasını savunurken anlatırken yaymaya çalışırken önümüze gelen engelleri aşmaya çalışırken şüphesiz sabra sarılmalıyız. Kur'an'ın deyimiyle Allah 'Şüphemiz bizim için çalışanları yolumuza ulaştıracağız' buyurmaktadır." dedi.
"Davetçi daha ihlaslı, sabırlı olmalı"
Davetçilerin, kendi zamanını anlaması, çağın gerektirdiklerinin farkında olması gerektiğini belirten Haznevî, şöyle konuştu:
"Aksatılmaması gereken bir mesele de geceleri ganimet olarak bilmektir. Rabbani ulema bu şekilde yetişir. Allah, Peygambere tebliğ görevini yüklediği bir çok ayette 'Kum' yani 'Kalk! Ey Peygamber' ifadesini kullanmaktadır ki dava sahibi kalkmayı bilmelidir öncelikle.
Müslümanlar, Kur'an-ı Kerim'i temel bir kaynak edinmeli ve okumalı. Allah'ın ipine sımsıkı sarılmalıyız.
Bu ümmetin başı ne ile muzaffer olmuşsa ümmetin sonu da ancak aynı metodla başarılı olabilir. Kurtuluş, selefi salihinin metodudur.
Davetçiler bu dünyanın en büyük mesajının sahibidirler. Allah, 'Allah'a çağırından ve salih amel işleyenlerden daha hayırlı kim olabilir?' diye buyuruyor.
Bu görevin başarıyla var edilebilmesi için ilim ve basiret vazgeçilmezdir.
Öncelikle ihlas, her amelin ruhudur. Ameller onunla makbul olurlar. İhlas, sadece davetçilerde olması gereken bir özelik değildir. Her Müslümanda olması gerekiyor. Peygamber, amellerin niyetlere göre olduğunu belirterek ihlasın, niyetin önemini ortaya koymaktadır.
Davetçi daha ihlaslı, sabırlı olmalı. O Allah'ın rızasından başkasını düşünmemeli. Davetçiler yaptıkları çalışmalarda Allah'ın rızasını gözetmezlerse başarılı olamazlar.
İşin sırrı ihlastır. Kelimelere ruh kazandıran ihlastır. Davetin yolu zordur. Bu anlamda davetçi sabra, meşakkatlere göğüs görmeye muhtaçtır. Bu sabır ancak ihlaslı biri tarafından gerçekleştirilebilir.
Davetçi başarılı olması için nefsi hatalıklardan kurtulmalı. Bu hastalıklardan biri de şöhret aşkıdır. İnsanlar tarafından tanınma ve bilinme isteğidir. Her daim ismini duyuracak şeylerin peşine düşen davetçi helak olur.
Batı, İslam devletlerinde zahiren çekilmiş gibi görülse de fikirleriyle, ürettikleriyle, kanunlarıyla İslam devletlerinde maalesef bulunmaktadırlar. Bu anlamda onlara kolaylık sağlayanlar, bizim içimizden onlara tasmalık yapan ve bu aşkla yanan, onlara işbirliği yapan vardır ki bu maalesef ümmetlerin yokluğuna neden oluyor. Günümüzde bunun sonucunda kültürel ve fikri anlamda maalesef dengemizi kaybettik ve kendi aramızda ihtilafa düştük." (İLKHA)