Uzmanlar: Mevsimsel hastalıklarda el hijyeni en önemli basamağı oluşturuyor

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Zeynelabidin Demir, sonbahar ve kış aylarına girdiğimiz bu günlerde mevsimsel hastalıkların ön plana çıktığını, bunlardan korunmanın en önemli yolunun el hijyeni olduğunu belirtti.

Ekleme: 05.10.2022 12:05:11 / Güncelleme: 05.10.2022 12:23:14 / Sağlık / Mardin Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Grip hastalığı, tıp dilinde influenza adı verilen influenza virüslerinin etken olduğu bir solunum yolu enfeksiyonudur. Ateş, halsizlik ve kas ağrıları nedeniyle hastaları günlük işlerini yapamaz hale getirebildiğinden "paçavra hastalığı" olarak da adlandırılır.

Grip (influenza) hastalığını Covid 19, enterovirüs grupları gibi hastalık grupları tablosunun içinde olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Zeynelabidin Demir, hepsi de boğaz ağrısıyla başlayıp yüksek ateş, kas ağrısı, vücut ağrısı, kuru öksürük ve vücutta çok yüksek düzeyde halsizlik oluştuğunu aktardı.

Sonbahar ve kış aylarına girdiğimiz bu günlerde mevsimsel hastalıkların ön plana çıktığını ifade eden Dr. Demir, "Sonbahar ve kış aylarına girdiğimiz bu günlerde mevsimsel hastalıklar özellikle ön plana çıkmaktadırlar. Özellikle bu dönemlerde grip ve grip benzeri hastalıklar, yoğunlukla görülmektedir. Grip dediğimiz zaman bir hastalık grubunu algılıyoruz. Sadece bir tane virüsün yapmış olduğu hastalık olmayıp bu hastalık grubu içerisinde influenza virüsü ondan sonra enterovirüs grupları, respiratuar sinsitiyal dediğimiz bu virüs grupları grip benzeri tabloya sebep olan virüslerdir. Tek bir hastalık değildir, influenza hastalığı diye geçer. Herkes grip hastalığı diye değerlendirir ama bunların içerisinde sürpriz olarak en fazla yüzde 25-30'u influenza sebebiyle olmaktadır." ifadelerini aktardı.

"Bu grup hastalık viral bir hastalık grubudur"

Bu tür hatalıkların insanda oluşan etkilerine değinen Demir, grip hastalığının viral (virüs yayılması) bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, "Bu hastalıkların hepsi birbirine benzer belirtiler ortaya çıkarırlar. Hepsi de boğaz ağrısıyla başlar. Ondan sonra insanlarda yüksek ateş, kas ağrısı, vücut ağrısı, kuru öksürük vücutta çok yüksek düzeyde halsizlik oluşur. Bunlardan hepsinin tedavisi de bu semptomların giderilmesidir. Bu influenza benzeri hastalık grubu dediğimiz hastalıklar içerisinde ‘niçin grip önemli?’ diye soracak olursanız, çünkü influenza ağır seyredebilen ve sonrasında ölümle sonuçlanabilen sıkıntılara sebebiyet veriyor. Mesela binde 2 gibi bir ölüm oranına sahip. Bu durumda bu hastalığın kontrol altına alınması toplum sağlığı açısından önemli oluyor. Bu grup hastalık viral bir hastalık grubudur, yani bakteriyel hastalıklar değil bunlar. Bunlar için antibiyotik kullanılması yanlış olur. Bu hastalıkların hepsi semptomatik tedaviyle geçebilen hastalıklardır." şeklinde belirtti.

“Coronavirüs grubu da yine grip benzeri tabloya sebebiyet veren hastalıklardandır”

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Zeynelabidin Demir

Korona virüsü ile grip hastalığının aynı grup hastalığına benzerliğinden Covid-19'da alınan tedbirlerin grip hastalığı için de aynı olduğunu belirtti. Demir, "3 seneden beridir Covid 19 salgınıyla cebelleşiyoruz, sürekli onunla uğraşıyoruz onunla ilgili sürekli değişik uygulamalar, korumalar gündeme geliyor. Aslında bakarsanız temelde korunma yolları aynıdır. Çünkü geçiş yolları aynı. Coronavirüs grubu da yine grip benzeri tabloya sebebiyet veren hastalıklardandır. Covid 'in kendisi de grip benzeri bir hastalıktır. Sadece öldürme oranı yüksek olduğu için bu dönemde bu hastalığın üzerinde daha fazla duruluyor. İnfluenza için binde 2 demiş olduğum oran Covid-19 için yüzde 2'ler civarındadır. 10 kat fazla bir öneme sahip olduğu için Covid 19'da bu koruma önlemleri daha fazla uygulanıyor. Covid-19 da bildiğiniz gibi damlacık yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Bu grubun hemen hemen hepsi damlacık yoluyla bulaşıyorlar. Yani bunlardan korunmamız da damlacık yoluyla bulaşan hastalıklardan nasıl korunuyorsak o şekilde olacak." dedi.

"El hijyeni en önemli basamağı oluşturuyor"

Bu tür grup hastalığının genelinde en önemli korunma yollarından birinin de hijyen olduğunu vurgulayan demir, "Bunların en temelinde el hijyeni önemli. El hijyeni en önemli basamağı oluşturuyor. Çünkü damlacık da bulaştığı zaman hem ellerinize hem de belli bir süre havada asılı kaldığı zamanlarda siz mikrobu birinden başka birine taşımış oluyorsunuz. Ondan sonraki dönemde eğer hastalarla birebir temasa geçeceksiniz, o dönemlerde maske kullanımı önerilir. İnfluenza için biz daha çok o hastalara yaklaşmayın diyoruz ve bu tip durumlarda hastaların evinde istirahat etmesini öneriyoruz ki hastalık daha fazla yayılmasın. Çünkü hastalığın yayılması da insanların kış aylarında özellikle iç içe olmalarından kaynaklanıyor. Bu tip durumlarda hastalık çok daha çabuk geçebiliyor. Ayrıca hastalığın geçiş yollarından kurtulmak için kendi bünyemize de önem vermemiz gerekiyor. En önemli basamaklardan bir tanesi de bu çünkü hastalık zayıf bir şeye daha çabuk etki ediyor. Hastalığın en önemli geçiş mekanizması bizim respiratuar yollarımızda, hava yolumuzdaki bir problemin, bir yaranın üzerine binip oradan enfekte etmesiyle olur.” diye belirtti.

"Yüksek stresli durumlar yaşadığımız zaman hastalıkların bulaşma ihtimali daha yüksek oluyor"

Demir, kış aylarında dikkat etmemiz gerekenleri ve insan bünyesinin direncini arttırmak adına alınan vitaminlere de değinerek, "Kış aylarında soğuk olduğu için de bizim hava yollarımız çok çabuk şekilde zedelenebilir. Hastalık bu şekilde çok çabuk vücudumuza geçebiliyor. O yüzden vücudumuzu çok iyi bir şekilde korumamız gerekiyor. Bunun için de beslenmemize dikkat etmemiz, sporumuzu düzgün yapmamız gerekiyor. Özellikle ruh sağlığımıza dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü yüksek stresli durumlarda yaşadığımız zaman hastalıkların bulaşma ihtimali daha yüksek oluyor. Hastalanmadan önce özellikle C vitamini ve D vitamini tüketilmesi fayda sağlar. Mesela C vitamini için neler kullanabiliriz diye baktığımızda dönemin sebze meyveleri bizim için bir nebze de yeterli olabiliyor. Bunun haricinde ekstradan bakanlık önerileriyle sunulmuş C vitamini ve D vitamini içeren preparatların kullanılması, kişinin hasta olmadan önce hastalığa karşı korunmasında büyük fayda sağlayacaktır." şeklinde konuştu.

Demir, ayrıca Peygamber Efendimiz'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) sağlıkla alakalı önerilerini, uygulamalarını ve yaşam tarzını öğrenmek ve hayatımıza kazandırdığı Tıbbi Nebevi ile ilgili bilim dalındaki faydaları önerdiklerini belirtti.

Demir, "Bunun dışında insanın kendi sağlığını koruması adına genel bünyeyi koruma sağladığına GETAT (Geleneksel ve tamamlayıcı tıp) uygulamaları dediğimiz geleneksel ve tamamlayıcı tıptan da bizim insanımızın faydalanmasını öneriyoruz. Birçok preparat var ve bunların çoğu doğadan bize hediye olarak sunulmuştur. Bunların kullanılması vücut sağlığımız açısından inanılmaz derecede önemli." şeklinde aktardı. (İLKHA)


Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar