Dr. Atawna: İslam ümmetinin gelişmesinin önündeki en büyük engel Filistin'in işgal altında olmasıdır

​Uluslararası Selâhaddîn-i Eyyûbî Sempozyumu'nda konuşan Siyasi Kalkınma Vizyonu Merkezi Genel Müdürü Dr. Ahmed Atawna, "normalleşme" sürecinin Kudüs'ün özgürlüğü önündeki askeri ve siyasi etkileri hakkında bir sunum yaptı.

Ekleme: 02.10.2022 20:25:15 / Güncelleme: 02.10.2022 20:37:27 / Güncel / Diyarbakır Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) ile Selahaddin-i Eyyubi Enstitüsü tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Selahaddin-i Eyyübi Sempozyumu, İTTİHADUL ULEMA Genel Merkezinde düzenlendi.

Kudüs'ün Haçlı işgalinden kurtuluşunun 835'inci yıldönümü münasebetiyle düzenlenen "4. Uluslararası Selâhaddîn-i Eyyûbî Sempozyumu"nda konuşan Siyasi Kalkınma Vizyonu Merkezi Genel Müdürü Dr. Ahmed Atawna, Filistin'in işgal edilmesinin İslam ümmetinin gelişmesinin önündeki en büyük engel olduğuna vurgu yaptı.

Filistin meselesinin, tarihi, kültürel ve siyasi nedenlerle uluslararası ve bölgesel değişimlerden en çok etkilenen konulardan biri olduğuna dikkat çeken Atawna, bu meselenin, özellikle İslam hilafetinin dağılmasından sonra ortaya çıkmış bir konu olduğunu söyledi.

Dr. Atawna, konuşmasına Selahaddin-i Eyyübi'nin torunlarıyla bir araya gelmiş olmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı.

 

"Kudüs'ü özgürlüğüne kavuşturacak üçüncü bir ismin çıkmasını bekliyoruz"

Atawna, "Bugün sizinle Filistin'in özgürlük projesinde, bazı İslam ülkelerinin siyonizm ile normalleşmeye gitmesinin tehlikeleri hakkında konuşacağım inşallah. Filistin meselesi; tarihi kültürel ve siyasi nedenlerle uluslararası ve bölgesel değişimlerden etkilenen bir meseledir. Özellikle İslam hilafetinin dağılmasından sonra ortaya çıkmış bir meseledir. Filistin tarihinde, özellikle işgalcilerin Filistin'i işgal etmesinden sonraki sürece baktığımız zaman iki önemli isimden bahsedebiliriz. Bunlardan bir tanesi Hazreti Ömer, diğeri ise Selahaddin Eyyubi'dir. Ve bizler, Kudüs'ü özgürlüğüne kavuşturacak üçüncü bir ismin çıkmasını bekliyoruz." diye konuştu.

"BM ve Batı, İslam hilafetinin geri gelmemesi için bu proje üzerinde ciddi şekilde duruyor"

Filistin meselesinin, bütün Müslümanları ilgilendiren ortak bir dava olduğunun altını çizen Dr. Atawna, "Filistin'in işgal edilmesi, maalesef İslam ümmetinin gelişmesinin önüne geçmiş en büyük bir sorundur. Gerek Birleşmiş Milletler gerekse de Batı ülkeleri, İslam ümmetinin gelişmesini durdurmak için siyonist işgal rejiminin Filistin'i ele geçirmesi projesini uzun zamandır hayata geçirmiş durumdalar. Onlar İslam hilafetinin tekrar geri gelmemesi için şu anda bu proje üzerinde ciddi şekilde duruyorlar." dedi.

"Kudüs tutsak oldukça İslam ümmeti huzura kavuşamayacak"

Başta Arap ülkeleri olmak üzere halkı Müslüman olan diğer ülkelerin siyonist işgal rejimiyle attıkları normalleşme adımları ve bundan dolayı da Filistin'deki Müslümanların çekmiş olduğu sıkıntılara değinen Dr. Atawna, Filistin meselesinin sadece Filistinlileri değil, bütün Müslümanları ilgilendiren ve etkileyen bir mesele olduğunu kaydetti.

Kudüs özgür olmadıkça İslam ümmetinin rahata ermeyeceği konusunda tarihçilerin ve İslam alimlerinin neredeyse ittifak içerisinde olduğunu aktaran Dr. Atawna, Kudüs tutsak olduğu müddetçe de İslam ümmetinin huzura kavuşamayacağını belirtti.

Dr. Atawna, "Şu anda Kudüs ve Filistin meselesi bu şekilde olduğu için İslam ümmeti şu anda büyük sıkıntılar çekiyor. Maalesef şu anda birçok İslam ülkesi ve Arap ülkesi siyonist işgal rejimi ile normalleşme girişimlerinde bulunmuş durumdalar." diye konuştu.

Arap ülkelerini siyonist işgal rejimiyle "normalleşme"ye iten sebepler

Gerek Arap gerekse halkı Müslüman diğer ülkeleri siyonist işgal rejimiyle "normalleşme"ye iten sebepler üzerinde duran Dr. Atawna, Arap ve diğer İslam ülkelerini işgal rejimiyle normalleşmeye iten nedenlerden ilkinin "İslam ülkelerinin zayıflığı" ve "ABD ile Batıya duyulan ihtiyaç" olarak özetledi.

Dr. Atawna, "Maalesef şu anda İslam ülkeleri Amerika'ya bir şekilde gerek siyasal anlamda gerekse de diğer açılardan mecbur bırakılmış durumda. Amerika da bunu fırsat bilerek bu Arap ülkelerini israil ile normalleşmeye zorluyor." diye konuştu.

Arap ülkelerinin, siyonist işgal rejimiyle normalleşme içerisine girmek istemelerinin ikinci nedeninin, İslam aleminin kendi içerisinde yaşadığı bölgesel çatışmalar olduğunun altını çizen Dr. Atawna, diğer sebebin ise Arap ülkelerinin çoğunun idarecilerinin kendi halklarının görüşünü kale almaması olarak özetledi.

Dr. Atawna, Arap liderlerinin "normalleşme" adımlarını atma sebeplerinden bazılarını şöyle sıraladı:

Arap idarecilerinin de en büyük korkusu, eğer halkı dinleyecek olurlarsa, orada İslami yapılar, İslami hareketler neşet bulacaktır, onlar orada güçlenecektir. Bu korku da onları israille normalleşmeye itiyor. Maalesef bu Arap idarecileri, israilin çok güçlü olduğunu zannediyor. Halbuki Filistin'deki İslami direniş hareketlerinin ya da Lübnan'daki İslami yapıların israille olan mücadelesi, israilin aslında çok zayıf ve güçsüz bir yapı olduğunu gösteriyor.

"Normalleşme" adımlarının Filistin davasına etkileri

Sözde "Normalleşme" adımlarının Filistinliler ve Filistin davası üzerindeki olumsuz yansımaları hakkında konuşan Dr. Atawna, şu ifadeleri kullandı:

Siyonist işgalcilerin Arap ülkelerine dayatmış olduğu maddelerden ilki, 'Bu mesele Filistinlilerin meselesidir, sadece onları ilgilendiren bir meseledir, sizin meseleniz değildir' fikrini yaymak oldu. Arap ülkelerinin israille normalleşmesi, ilişkiler geliştirmesi maalesef Filistin'deki kardeşlerimizin gücünü zayıflatıyor. Arapların siyonizmle normalleşmesi, ırkçı ve dini bir yapı olan siyonizmi resmi bir hüviyete büründürüyor. Maalesef normalleşme, şu anda israili siyasi alanda güçlü gösterirken İslami hareketlerin de zayıf olduğu algısını oluşturuyor. israil ile normalleşme, şu anda Arap ülkelerinin, kendi topraklarındaki İslami hareketlere destek vermesinin önüne geçerken bir yanda da halkı, İslami hareketlerden uzak tutmaya sebep oluyor. Öyle ki normalleşmeye giden bazı ülkeler, şu ana kadar Filistin'e yapmış oldukları yardımları kesmiş durumda. Bu normalleşme girişimlerinden sonra Filistin üzerindeki ekonomik, siyasi ve diğer alandaki baskıların arttığını görüyoruz.

"Birlikteliğimiz Filistin ve Kudüs'ün tekrar özgür olmasına vesile olacaktır"

Şu anda bu "normalleşme" adımlarının bir proje dahilinde gerçekleştiğine dikkat çeken Dr. Atawna, "Tabi siyonist işgalciler, kısa zamanda kendi amaçlarına ulaşabileceklerini zannediyorlar ama bu asla olmayacak. Siyonizmin şunu bilmesi istiyoruz ki; siyonizm çok basit, içi boş bir yapıdır. Biz Filistinliler ve Müslümanlar olarak biliyoruz ki onlar asla amaçlarına ulaşamayacak. Ancak siyonizm, bugün gücünden dolayı değil, biz Müslümanların zayıflığından dolayı güçlü gibi görünüyor. Biz, uzun bir süredir bunun farkına varmışız ve inşallah birlikteliğimiz Filistin'in tekrar özgür olmasına, Kudüs'ün özgür olmasına vesile olacaktır." dedi. (İLKHA)











Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar