Gribal enfeksiyonlardan korunmak için nelere dikkat edilmeli

​Diyetisyen Nida Doğan Kızılbay gribal enfeksiyonlardan korunmak için beslenmede nelere dikkat edilmesi gerektiği hususunda tavsiyelerde bulundu.

Ekleme: 02.10.2022 08:05:12 / Güncelleme: 02.10.2022 08:21:18 / Güncel / Adıyaman Haberleri
Destek için 

Diyetisyen Nida Doğan Kızılbay, vücudun ihtiyacı olan besin kaynaklarını sağlıklı besinlerin, hijyenik şartlarda, doğru miktarda, doğru zamanda tercih edildiğinde bedenin kendini korumak için tüm gücünü kullanmaya hazır hale gelebileceğini belirtti.

"Mevsim geçişleri bağışıklık sistemimizin zayıflamasında bir etkendir"

Geçiş mevsimlerine dikkat edilmesi gerektiğini belirten Doğan, "Mevsim geçişleri sebebi ile hava değişiklikleri bağışıklık sistemimizin zayıflamasında bir etkendir. Bu tür zamanlarda enfeksiyonlara yakalanma olasılığımız daha yüksektir. Bu durumları bilerek ve önlemlerimizi alarak sürece hazırlanmak ise bu süreci daha rahat geçirmemize yardımcı olmaktadır. Bu dönemlerde düşük bağışıklık sistemimizi yakalayan enfeksiyon hastalıkları ise nezle (soğuk algınlığı), grip (influenza), bademcik iltihabı (tonsillofarenjit) ve alt solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Bu enfekte durumlardan korunabilmek için bağışıklık sistemimizi en güçlü pozisyonda tutmalıyız. Peki bunu nasıl yapabiliriz? Vücudumuzun ihtiyacı olan besin kaynaklarını sağlıklı besinlerden, hijyenik şartlarda, doğru miktarda, doğru zamanda tercih ettiğimiz taktirde bedenimiz bizi korumak için tüm gücünü kullanmaya hazır hale gelebilecektir." ifadelerini kullandı.

"Bazı besinleri ise bu süreçte işimizi kolaylaştırabilmektir"

Havaların soğumasıyla yenilecek besin ve gıdalarda seçici davranılması gerektiğini belirten Doğan şöyle devam etti:

Bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye yardımcı bazı besinleri ise bu süreçte işimizi kolaylaştırabilmektir. Nedir bu besinler? C vitamininden zengin besinler: Nar, mandalina, portakal, greyfurt, kuşburnu, kivi, ananas, biber, maydanoz, roka, ıspanak, brokoli, limon.  Omega-3 yağ asitlerinden zengin besinler: Balık eti, ceviz, keten tohumu, semizotu.  Probiyotik ve prebiyotik besinler: Kefir, probiyotikli yoğurtlar, ev yapımı şalgam, ev yapımı turşular, boza, muz, pancar, pırasa, enginar, sarımsak, soğan. Kuersetin içeren besinler: Elma, biber, kırmızı üzüm, koyu kiraz ve vişne, yaban mersini, böğürtlen, kara dut, domates, brokoli, lahana ve filiz içeren turpgil sebzeler, çiğ kırmızı soğan, keçiboynuzu. Beta-karoten içeren besinler: Balkabağı, havuç, ananas, hurma, kayısı, beyaz lahana, brüksel lahanası, şeftali, kavun. Çinko- selenyum içeren besinler: Deniz ürünleri, hindi eti, kuzu eti, soğan, sarımsak, kabak çekirdeği, çiğ kuru yemişler (fındık, ceviz, badem vb.), kuşkonmaz, mantar.  Antioksidan içeriği yüksek bitki çayları: Beyaz Çay, Yeşil Çay, Oolong Çayı, Rooibos Çayı, Ekinezya Çayı, Kuşburnu Çayı, Adaçayı, Ihlamur.

"Zencefil, zerdeçal kullanılabilir"

Doğan açıklamasında, "Aynı zamanda bu besinlerin tüketimlerine ek olarak bağışıklık sistemini güçlendirmek için; vücudun günlük enerji ihtiyacının karşılanması, her gün orta tempoda 20-30 dakika kadar egzersiz desteği, bol oksijenli ortamlarda nefes egzersizleri ve meditasyonlar, günlük yaklaşık olarak 2 ile 2,5 litre kadar su tüketimi, kilogram başına 30 mili litre su tüketimi günlük su ihtiyacınızı belirlemenize yardımcı olabilecektir. (Ör: 70kg x 30ml = 2100ml), yeterli ve kaliteli bir uyku ile bedeni dinlendirmek vücuttan toksinlerin atılımını çok daha hızlı gerçekleştirerek bağışıklık sistemimizin güçlenmesine destek olup enfeksiyonlardan korunmamızı sağlayacaktır. Bedeninize kulak verip, onun sağlık bütünlüğünü koruyarak geçirdiğiniz nice sağlıklı günler dilerim." dedi. (İLKHA)