Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, partisinin düzenlemiş olduğu Aileyi ve Milleti Koruma' konulu basın toplantısında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Erbakan, bir toplumun ayakta durması için en önemli unsur olan aile mefhumunun yıkılması, ortadan kaldırılması, o toplumun içerden çökertilmesi ve kolay kontrol edilebilmesi, kolay hükmedilebilmesi bakımından son derece önemli olduğunu söyledi.
Erbakan, "Kendileri dışındaki toplumlarda, ülkelerde aile yapısını ortadan kaldırmamız lazım diye düşünüyorlar. Aile yapısını, birliğini bozup dağıttıktan sonra sağlıklı bir toplum yapısı da sekteye uğrayacak ve ülkeler kolay yutulacak lokmalar haline gelecektir. Kolay yönetilebilen, kolay hükmedilebilecek ülkeler haline gelecektir. Bu noktada CEDAW, İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmeleri devletlere 'Bu uluslararası sözleşmelere imza atacaksınız, kendi iç hukukunuzu buna göre düzenleyeceksiniz.' dayatmaktadırlar. Zaten iç hukuk bunlara uymasa bile uluslararası sözleşme iç hukukun üstünde olduğu için burada bizim yazdığımız maddeler, kurallar geçerli olmuş olacak. Ancak her zaman yaptıkları gibi bunun üzerine de bir kılıf örtüyorlar. Bu planlarını da bir kılıfla saklıyorlar. 'Biz kadını korumak için bunu yapıyoruz. Biz şiddeti önlemek için bunu yapıyoruz.' diyorlar. Aynen Irak'ı işgal ederken 'biz demokrasi ve özgürlük götüreceğiz oraya.' dedikleri gibi 'kadını koruyoruz, şiddeti önlüyoruz, kadın erkek eşitliğini sağlıyoruz, adaleti tesis ediyoruz' derken aslında bunlarla sinsi bir şekilde aile yapısının yıkılması için çalışıyorlar." dedi.
"6284 Sayılı Kanun, aile yapısının bozulması ve yuvaların yıkılması için düzenlenmiştir"
CEDAW Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi'nin arkasında dünya siyonizminin olduğunu belirten Erbakan, "İstanbul Sözleşmesi doğrultusunda çıkarılan 6284 sayılı kanun da aile yapısının bozulması ve yuvaların yıkılması için düzenlenmiştir. Bu kanunun İstanbul Sözleşmesi doğrultusunda çıkartılmasının ispatı 1/2 A maddesinde belirtilen gerçeklerdir. Bu kanunun uygulanmasında İstanbul Sözleşmesi'nin prensiplerine özellikle uyulacağı belirtilmiştir. Yani 6284 sayılı Kanun İstanbul Sözleşmesi'nin bir ürünüdür. Bu kanun sebebiyle Adalet Bakanlığı Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğünden elde edilen resmi verilere göre son 5 yılda 1 milyon 973 bin baba evden uzaklaştırılmış. Yani yaklaşık olarak 2 milyon aile ve dolayısıyla yaklaşık 10 milyonu insan bu garabet kanun yüzünden mağdur olmuştur. 2 milyon yuva yıkılma noktasına gelmiş, çoğu da yıkılmıştır. Boşanmalarda patlama yaşanmıştır. Bu kanun yüzünden kadına şiddet daha çok artmıştır. Bu uygulamalarda çünkü en çok kadın ve çocuklar mağdur olmuştur. Delilsiz beyana dayalı olarak babanın 6 ay, 1 sene evden uzaklaştırılması, babasız çocukların büyümesine yol açmış, kadınlar da kendi başına, tek başına kalarak çok daha fazla mağdur olmuştur. Bu verilere göre 6284 Sayılı Kanun kadına ve aileye ve çocuklara sadece yıkım getirmiştir." ifadelerini kullandı.
"6284 Sayılı Kanun evlenme sayısını azaltıyor boşanmaları artırıyor"
Sözlerinin devamında Erbakan, şu şekilde konuştu:
Bakınız 6284 Sayılı Kanun'la birlikte Türkiye'de evlilikler azalıyor, boşanmalar artıyor. 2012'de 6284 Sayılı Kanun devreye girerken, Türkiye'de evlenme sayısı yıllık 603 bin iken, kanun devreye girip üzerinden 8 sene geçtikten sonra yıllık evlenme sayısı 487 bine indi. Peki boşanmalar 190 binden 279 bine fırlamış. Bu kanun, evlenme sayısını azaltıyor ama boşanmaları artırıyor. Kanunun 2/1 B maddesinde şiddetin tanımı yapılıyor. Fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet tamamen muğlak, tamamen belirsiz. Bir kere hukukun temel ilkelerinden, suçun belirliliği ilkesine aykırı bir durum. Hanım bir şey istedi eşinden. Eşi 'Paramız yok, şimdi alamayız' dedi. Al sana ekonomik şiddet. 'Senin saçın hiç güzel olmamış, kıyafetin hiç yakışmamış' dedi. Al sana psikolojik şiddet, duygusal şiddet. İspata gerek yok, delile gerek yok. Sadece beyanla babayı evden uzaklaştırdı. Kanunun 8/3 maddesi ile şiddetin uygulandığı hususunda delil ve belge aranmaz. Sadece beyan esas alınır.
"Bir baba evden uzaklaştırılıp bir yuva perişan ediliyor"
Hukukun en temel ilkelerinden bir tanesinin de 'iddia sahibi iddiasını ispatlamakla mükellef' olduğunu söyleyen Erbakan, "İddia sahibi iddiasını ispatlamıyor, sadece beyan geçerli oluyor ve bir baba evden uzaklaştırılıp bir yuva perişan ediliyor. Anayasamızın 38'inci maddesinde belirtilen 'bir kimse suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar suçlu sayılamaz' hükmüne aykırı bir kanundur. Bu anayasaya aykırıdır, eşitlik ilkesine aykırıdır. Peki, kadın 'eşim bana şiddet uyguladı' deyip eşini evden uzaklaştırıyorsunuz. Peki bir erkek, 'karım bana şiddet uyguladı' derse onu uzaklaştırıyor musunuz? Hayır! Tek taraflı sadece kadının şikayetinde geçerli. Nasıl eşitlik olacak? Kadın erkek eşitliği nerede kaldı o zaman? Aile içi anlaşmazlığı kamu davasına dönüştürüyor." dedi.
"Gençler evlilikten soğutulmuş ve aynı zamanda boşanmalar tarihte hiçbir zaman olmadığı kadar artmıştır"
Erbakan, "Bundan sonra kamu davası olduğu için sen şikayetini ne kadar geri çekersen çek bu kocayı evden uzak ulaştıracağız ve bu yuvayı, bu çocukları, bu aileyi perişan edeceğiz. Ne demek bunun manası? Özel olarak laboratuvarda hazırlanmış bir yasa. Aileyi yıkmak için aslında amaç her durumda erkeği cezalandırmak, daha doğrusu aileyi bölmek, yuvayı yıkmak. Böyle kanun mu olur? Milyonlarca iftira mağdurları, milyonlarca genç evlilik mağdurları, süresiz nafaka mağdurları, çocuk haczi mağdurları, dünya kadar mağduriyet oluşmuş, aileler perişan edilmiş, erkek ve kadın birbirine düşman edilmiş, gençler evlilikten soğutulmuş ve aynı zamanda boşanmalar tarihte hiçbir zaman olmadığı kadar artmıştır." dedi.
"İstanbul Sözleşmesinin uzantısı olan 6284 Sayılı Kanun'un kaldırılması gerekir"
Son olarak Erbakan, "Neden LGBT? Neden Feminizm? Neden 6284? Neden İstanbul Sözleşmesi? Çünkü kadın ve erkeğin çatışmasını ve ayrışmasını istiyorlar. Boşanma ve ayrılma istiyorlar. Aile ortadan kalksın istiyorlar, üreme ve çoğalma istemiyorlar. Kendileri dışındaki toplumların, insanların neslini sonlandırmak istiyorlar. Kendi içindeki sinsilikler, tutarsızlıklar, mantıksızlıklar bunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. İstanbul Sözleşmesinin uzantısı haksız, hukuksuz, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı bir garabet halindeki 6284 Sayılı Kanun'un bir an evvel yürürlükten kaldırılması gerektiğini burada bir kez daha ifade ediyoruz." şeklinde konuştu. (İLKHA)