Bakan Akar, Millî Savunma Bakanlığında Gaziler Günü dolayısıyla düzenlenen etkinliğe katıldı.
Akar, Mersin'in Mezitli ilçesindeki polisevine yönelik gerçekleştirilen saldırıya ilişkin "Mehmetçik karşısında Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde duramayan hain teröristlerin, alçakların bu saldırıları Suriye'de organize ettiği bilgisine sahibiz. Yeri ve zamanı geldiğinde bu saldırıları yapanların altyapısına, üstyapısına bunlara mutlaka gereği yapılacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın." diye konuştu.
Güvenlik ortamının yeniden şekillendiği, güç dengelerinin, aktörlerin ve rollerin sürekli değiştiğini ifade eden Bakan Akar, son dönemde Yunanistan ile yaşanan gerginliğe de değindi.
Bakan Akar, şunları söyledi:
"Bu tutumuyla gerginliği tırmandıran taraf olan Yunanistan, pervasızca Türkiye'yi suçlamaktadır. Bu bir ikiyüzlülük, riyakârlıktır. Ayrıca her fırsatta Türkiye'yi başkalarına şikâyet eden bu kötü komşumuz, düşmanca tavrını ortaya koymaktadır. Özellikle son zamanlarda sorumsuzluk abidesi bazı Yunan siyasiler, Türkiye-Yunanistan ilişkilerini her gün yeni hezeyanlarla adeta zehirlemektedir. Yakın zamanda NATO faaliyeti gerçekleştiren uçaklarımıza radar kilidi atılması, Yunanistan'ın NATO'nun temel ilkelerini ve değerlerini hiçe sayacak boyutta küstahlaştığını göstermektedir. Nitekim ABD'li eski bir diplomat da Yunanistan'ın bu hamlesini, gerilimi tırmandırma işareti ve 'düşmanca davranış' olarak gördüğünü ifade etmiştir. Yine bu olayın hemen ardından da ticari bir gemiye Yunan Sahil Güvenliği tarafından ateş edilmesi gerginliği yeni bir boyuta taşımıştır. Bazılarının kışkırtması ve maalesef AB’nin de göz yummasıyla şımarık çocuk rolünü üstlenip dünyada örneği olmayan, eşi benzeri görülmemiş, akıl, mantık dışı talep ve uygulamalarla bölgede istikrarsızlığı körükleyen, sırf siyasi gelecek kaygısı ile kendi halkının kaynaklarını hoyratça heba ederek beyhude bir silahlanma gayreti içinde olan, kurulduğu günden bugüne 7 aşamada 3 kat genişlemesine, burnumuzun dibine kadar gelmesine rağmen 'Yeni Osmanlıcı' diyerek büyük bir pişkinlikle Türkiye’yi yayılmacılıkla suçlayan, suni ittifaklar kurup kendi topraklarını peşkeş çeken, sonra da başkalarının arkasından diklenerek aklınca bize gözdağı vermeye kalkan, Türk azınlığın haklarını elinden alıp Türk varlığını yok sayarak asimilasyon politikalarıyla, baskıyla onları sindirmeye çalışan, adeta bilinçli kimlik soykırımı yapan, terör örgütleriyle işbirliği yapan ve onlara her türlü desteği veren, sığınmacıları acımasızca geri iterek, botlarını batırarak Ege’nin soğuk ve karanlık sularında bebekleri öldüren, sonra da pişkince insan haklarından bahsedenlerin gerçek yüzünü ve niyetlerini akıl ve vicdan sahibi herkes anlıyor. Tarih, Yunan siyasilerin uydurmalarını değil, insanları ölüme terk ettiklerini ve ellerine bebeklerin kanının bulaştığını yazacaktır. Masum insanların vebali, Yunan siyasilerin boynundadır." (İLKHA)