Sözleşmeli öğretmenler güvenlik soruşturmasına takıldı

Ataması yapılan ama ‘güvenlik soruşturması’ nedeniyle göreve başlayamayan öğretmenler ve öğretmenlik meslek kanunu hakkında basın açıklaması düzenleyen Siirt Eğitim Bir-Sen Şubesi, eğitim ve öğretimi sekteye uğratacak uygulamalara dikkat çekti.

Ekleme: 23.09.2022 09:35:08 / Güncelleme: 23.09.2022 10:06:52 / Güncel / Siirt Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Aylarca atama bekleyen öğretmenlerin çilesi, atandıktan sonra da bitmiyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın plansızca hareket etmesi yeni atanan sözleşmeli öğretmenleri mağdur etti.

Atama takvimine ‘Güvenlik Soruşturması Arşiv Araştırması’nı eklemeyen ve bu süreci işletmeden 1 Eylül’de yeni sözleşmeli öğretmenleri atayan MEB, şimdi de bu öğretmenleri ‘ücretli’ statüsüne geçirirken güvenlik soruşturması süreci sonrasında bunu geçemeyen öğretmenlerin durumunun ne olacağı da belirsizliğini koruyor.

 

Güvenlik soruşturması nedeniyle göreve başlayamayan öğretmenler ile öğretmenlik meslek kanunu hakkında düzenlediği basın açıklaması sonrası İLKHA’ya açıklama yapan Siirt Eğitim Bir-Sen Şubesi Başkanı Murat Şeker, geçen sene sakıncalı görülmeyip öğretmenlik yaptırılanların bu yıl neden sakıncalı görüldüklerinin sorgulamasını yaptı.

“Öğretmenlerin görevlerine başlatılmadığı eften püften sebeplerle engellendiklerini duyuyoruz”

Eğitim Bir-Sen Siirt Şubesi Başkanı Murat Şeker

Okulların on gün önce eğitim öğretime başladığını hatırlatan Şeker. “Bu konuda milli eğitim müdürlüğümüzün, okul idarelerimizin ve öğretmenlerimizin hummalı bir şekilde özverili çalışmalar yürüttüklerine şahitlik ediyoruz.  Bu güzel çalışmaların yanı sıra eğitim ve öğretimi sekteye uğratacak uygulamalar da yok değil. Halen ücretli ve sözleşmeli öğretmenlerin görevlerine başlatılmadığı, eften püften sebepler ile engellendiklerini ve güvenlik soruşturması gerekçesi ile görev yapmaya uygun bulunmadıklarına dair söylemler duymaktayız.” dedi.

“Sözleşmeli öğretmenler neden soruşturmalar nedeniyle öğretmenliğe başlayamadı?”

Kendisi memur iken öğretmen olanların memuriyetten istifa edip öğretmenliğe geçecekken neden bu soruşturmalar nedeniyle öğretmenliğe başlayamadığını soran Şeker, “Benzer diğer örneklerle birlikte bilmek istiyoruz. Suçun şahsiliği ilkesini ve suç isnat edilen kişilerle ilgili somut verilerin değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatmak isteriz. Eğitim ertelenecek bir iş değildir. Türkiye ancak ve ancak eğitim ile yükselir. Çocuklarımızı bir dersten bile mahrum bırakacak keyfiliklere yer yoktur diye düşünüyoruz. Ekonomik şartların eğitim çalışanlarını zorladığı, baskı altında tuttuğu meşakkatli bir yılın içerisindeyiz. Yükümüz ağır. Bir de üstüne bu zorlukları çekecek olan bizler değilmişiz gibi sınavlara tabi tutulmak istenmekteyiz. Bildiğiniz üzere öğretmenlik meslek kanunu meclisimiz tarafından yasalaştı. Bizler çıkacak olan yasa için “bu kanun, öğretmene destek kanunu olsun” dedik, lakin ya derdimizi anlatamadık ya da anlaşılmak istenmedik! Bu nedenle derdimizi bir kez daha kamuoyuna anlatmak istedik.” şeklinde konuştu.

“Öğretmenin uzmanlığını sınava tabi tutarak sorgulayamazsınız”

Meslek kanununu ile ilgili talepleri dile getiren Şeker, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının son bulması gerektiğine dikkat çekerek; “60 yıldır hayali kurulan meslek kanununun bu hali çalışma barışını bozacak düzenlemeler içermektedir. Eğitim ve öğretim bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Çocuklarımızı sınavdan sınava koşturduğumuz yetmiyor gibi bir de üstüne öğretmenlerini de sınavlara tabi tutuyoruz. Öğretmen her gün vereceği dersin planını hazırlamaktadır ve tecrübesiyle zaten yıllar içinde uzmanlaşmaktadır. Öğretmenin uzmanlığını 10’larca saat videoyu zorla izlettirerek bu videolardan sınava tabi tutarak sorgulayamazsınız. Videoda ders anlatımları bile anlatarak değil okunarak yapılmışken meslek hayatında gerekmeyecek konulardan sınava tabi tutulmak olacak iş değil.” diye belirtti.

“Meslek kanunu öğretmene köstek değil destek kanunu olmalıdır”

Meslek hayatında en az 8 yılını fiilen dolduran öğretmenlere uzman öğretmen, 12 yılını tamamlayana da başöğretmen unvanı verilmesi gerektiğini altını çizen Şeker, “Bu çerçevede, toplu sözleşme teklifimiz esas olmalı, sınav tartışması da son bulmalıdır. Hükümeti sesimizi duymaya, meclisin açılmasıyla yasal düzenleme yaparak yanlıştan dönmeye çağırıyoruz. Meslek kanunu, öğretmene köstek değil, destek kanunu olmalıdır. Tabi ki eğitim hizmet kolu sadece öğretmenlerimizden oluşmuyor, bizler hizmetlimizin, şefimizin, şube müdürümüzün ve bu hizmet kolunda görev yapan tüm çalışanlarımızın da gerekli haklardan faydalanmasını, öğretmenler için düzenleme yapılırken onların da unutulmamasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)







Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar