İLKHA’ya yaptığı yazılı açıklamada, suç oranlarının artmasının nedenleri arasında başta ekonomik eşitsizlik, işsizlik, yoksulluk geldiğine işaret eden Hukukçu Tanrıseven, pandemiyle birlikte Türkiye'de her suç türünde belirgin bir artış yaşandığının görüldüğünü belirtti.
Geçen yıl Türkiye'de en fazla suç iddiasının 2 milyon 461 bin 166 rakamıyla "malvarlığına karşı" olduğunu aktaran Tanrıseven, 2020'de bu rakamın bir milyon 933 bin 775 olduğunu anımsattı.
Malvarlığına karşı işlenen suçlardan hırsızlık, dolandırıcılık, mala zarar verme ve yağma suçlarının diğer suçlara nazaran geçen yıla göre daha fazla arttığına dikkat çeken Tanrıseven, suç oranlarında ekonomik ve toplumsal olayların yadsınamaz bir etkisinin olduğunu kaydetti.
Aile kurumunun zayıflaması, alkol ve uyuşturucu alışkanlığının artması, ekonomik sebeplerin, dolandırıcılık ve hırsızlık gibi suçların çoğalmasına zemin hazırladığının altını çizen Tanrıseven, geleneksel değer ve bağlılıklarının zayıflamasıyla birlikte ekonomik şartların da zorlaşmasıyla kişilerin “Malvarlığına Karşı Suçları” işlemeye daha eğilimli hale geldiğine vurgu yaptı.
“Bazı ülkelerde belirli suç türlerinde azalmalar var”
Gelişmiş ülkelerde özellikle 1960’lı yılların başından 1990’lı yılların ortalarına kadar suç oranlarında dramatik artışların kaydedildiğini aktaran Tanrıseven, “Günümüzde ise gelişmiş olan ülkelerin çoğunda, suç oranlarının bir durağanlaşma içerisine girdiği gözlemlenmektedir. Bazı ülkelerde belirli suç türlerinde azalmaların bile gerçekleştiği söylenebilir.” dedi.
“Modernleşme süreci, suç oranları ve suç kalıpları üzerinde etkili olmaktadır”
Günümüzde özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde suç oranlarında ciddi bir artış eğiliminin dikkat çektiğini söyleyen Tanrıseven şöyle devam etti:
“Modernleşme süreci ile birlikte toplumların ekonomik, teknolojik, siyasal, kültürel ve demografik alanında önemli değişmeler meydana gelmiştir. Geleneksel yapıdan modern yapıya geçiş sürecinde toplumların özellikle ekonomik, sosyo-kültürel değerler ve demografik alanında meydana gelen değişmeler, toplumda önemli sosyal değişmeleri de tetiklemektedir. Kentleşme düzeyinin artması, aile kurumunun zayıflaması, alkol ve uyuşturucu alışkanlığının gelişmesi, kültürel farklılığın ve çatışmanın artması, geleneksel değer ve bağlılıklarının zayıflaması ve sosyal denetimin çözülmesi gibi modernleşme süreci ile ilintili olarak ortaya çıkan hususlar doğrudan suç oranları ve suç kalıpları üzerinde etkili olmaktadır.”
“Geleneksel toplumdan modern topluma geçiş süreci, suçu doğuruyor”
Açıklamasının devamında Tanrıseven, “Toplumların geleneksel toplumdan modern topluma geçiş sürecinde meydana gelen hızlı ve köklü sosyal değişmelerin, sosyal normların zayıflamasına ve sosyal bütünleşme düzeyinin azalmasına yol açarak suçluluk koşullarını doğurduğu görülmektedir. Değişim süreci ile birlikte zayıflayan toplumsal değer ve kurumların yerini henüz tam olarak yeni kurumların ve değerlerin alamaması, toplumsal yapıyı belirsizleştirmekte ve bireylerin destek mekanizmalarından yoksun kalmasına yol açmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Günümüzde artan suçluluğun nedenlerinin başında, toplumların veya ülkelerin gelişme süreçlerinin eşitsiz bir ekonomik yapıyı ortaya çıkarması geldiğini belirten Tanrıseven, suç oranlarının artmasının nedenleri arasında ekonomik eşitsizlik, işsizlik, yoksulluk ve emeğin sömürülmesi gibi piyasa koşullarının eşitlikçi olmayan niteliği yer aldığını söyledi.
“Hırsızlık, dolandırıcılık, mala zarar verme ve yağma suçlarında artış var”
Türkiye’de pandemi döneminde uygulanan sokağa çıkma yasakları nedeniyle suç sayılarında düşüşlerin yaşandığını vurgulayan Tanrıseven, şunları söyledi:
“Ancak yapılan araştırmalar, pandemi döneminde yaşanan sokağa çıkma yasaklarının sona ermesinden sonra Türkiye'deki her suç türünde de belirgin bir artış yaşandığını ortaya koydu. Buna göre, geçen yıl Türkiye'de en fazla suç iddiası, 2 milyon 461 bin 166 rakamıyla ‘malvarlığına karşı’ oldu. 2020'de bu rakam bir milyon 933 bin 775'ti. Malvarlığına karşı işlenen suçlardan hırsızlık, dolandırıcılık, mala zarar verme ve yağma suçlarının diğer suçlara nazaran geçen yıla göre daha fazla arttığını görüyoruz.”
“Artış gözlenen suç oranlarında ekonomik ve toplumsal olaylar yadsınamaz bir gerçek”
Türkiye’de son yıllarda artan nüfusla birlikte suç oranlarında da belirgin bir artışın yaşandığını dile getiren Hukukçu Yusuf Tanrıseven, artış gözlenen suç oranlarında ekonomik ve toplumsal olayların yadsınamaz bir etkisinin mevcut olduğunu söyledi. Tanrıseven, hayat şartlarının pahalılığı ve istihdam yetersizliğinin de insanların farklı yol ve yöntemleri aramasına yol açtığını kaydetti.
“Ekonomik sebepler, dolandırıcılık ve hırsızlık gibi faaliyetlerin çoğalmasına zemin hazırlıyor”
Son yıllarda artan işsizlik oranları ve alım gücünün düşmesiyle birlikte mal varlığına karşı işlenen suçlarda bir artış yaşandığını ifade eden Tanrıseven, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Birbiriyle direkt olarak bir ilişki içinde olmasa da dolaylı olarak ekonomik sebepler, dolandırıcılık ve hırsızlık gibi faaliyetlerin çoğalmasına zemin hazırladı. Kriz ortamı halen ekonomik olarak etkisini sürdürürken suç oranlarının bundan etkilenmemesi mümkün değil. Ekonomik zorluklar ve suç oranları artışındaki ilişki çerçevesinde, ekonomik şartların zorlaşmasıyla bireyler ‘malvarlığına karşı suçları’ işlemeye daha eğilimli hale geliyor.”(İLKHA)