Eğitim Bir-Sen: ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK RESMEN KÖLELİK

Millî Eğitim Bakanlığı, öğretmen kadrosunda açık bulunması halinde ders ücreti karşılığı sözleşme imzalayarak öğretmenleri bir eğitim öğretim yılını kapsayacak şekilde geçici olarak işe alıyor. Ücretli öğretmenlerin haklarının verilmemesi konusu yıllardır tartışılıyor. Ücretli öğretmenliğin eğitim camiasının en büyük problemlerinden biri olduğunu belirten Eğitim Bir-Sen (EBS) İstanbul 3 No'lu Şube Başkanı Erol Ermiş, ücretli öğretmenliğin ücretli kölelik vasfı taşıdığını belirterek; ücretli öğretmenlerin haklarının verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Ekleme: 15.09.2022 07:00:00 / Güncelleme: 15.09.2022 07:01:02 / manşetler
Destek için 

Ali Tarhan/İstanbul

18 Temmuz tarihinde yapılan Kabine Toplantısı'nın ardından değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Haftada 30 saat derse giren bir öğretmenin usta öğretici ve Kur'an kursu öğreticisinin alacağı ücret, 3 bin 400 liradan yüzde 68 artışla 5 bin 740 liraya yükselmektedir." şeklinde yapmış olduğu açıklama sonrası ücretli öğretmenlerin maaşları bir nebze artmış olsa da eğitim camiası verilen ücreti yetersiz görüyor. 2022-2023 eğitim-öğretim yılında Türkiye genelinde 91 bin, İstanbul'da ise 10 bin ücretli öğretmenin çalıştığı tahmin ediliyor. Eğitim Bir-Sen (EBS) İstanbul 3 No'lu Şube Başkanı Erol Ermiş, konuyla ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmede bulundu.

"UZUN YILLARDAN BERİ ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK UYGULANIYOR"

Ücretli öğretmenlik meselesinin, Türkiye'nin eğitim camiasındaki en önemli problemlerinden biri olduğuna dikkati çeken Ermiş, "Daha önce vekil öğretmenlik uygulaması varken devletimiz uzun yıllardan beri biraz da ucuz istihdam olması hasebiyle ücretli öğretmenlik meselesini uyguluyor. Gün geçtikçe sayılar elbette azalıyor ama eğitim-öğretim henüz yeni başladı. 20 bin civarında öğretmenimiz atandı ancak bunların soruşturması henüz devam ettiğinden bu arkadaşlarımızı 'öncelikle ücretli öğretmen olarak atayalım güvenlik soruşturmaları bitince sözleşmeli belgeleri imzalanır ve sözleşmeli öğretmen olarak başlar' denildi. Dolayısıyla burada 20 bin sözleşmeli öğretmenin ücretli olarak başladığını varsayarsak bir ay içerisinde ücretli öğretmen sayısından 20 bin öğretmen düşmemiz gerekecektir. İstanbul'un en çok ücretli öğretmeni olan ilçesi var. O da Bağcılardır. Bağcılarda geçen sene 2 bin 200 ücretli öğretmenle eğitim ve öğretime başlamışlardı. Geçen seneden beri oraya 2 bin civarında öğretmen atandı. Bu yıl itibariyle 700 civarında ücretli öğretmenle çalışacağız diyorlar. Mesela Sancaktepe'de 680 ücretli öğretmen sayısından bahsediliyor. Başka ilçelerde 400-700 arasındadır. Bu şekilde devam ediyor." dedi.

"ÜCRETLİ ÖĞRETMEN, HASTA OLUP OKULA GELEMEDİĞİ ZAMAN O GÜNLERİN ÜCRETİNİ ALAMIYOR"

Ücretli öğretmenlerin hiçbir hak ve hukukunun olmadığının altını çizen Ermiş, "Ücretli öğretmen, sadece girdiği dersin ek ders ücretini alır. Onun dışında izin alsa, rapor alsa ücreti düşer. Dolayısıyla izin ve rapor hakkı bu manada yoktur. Hasta olup okula gelemediği zaman o günlerin ücretini alamıyor. En son yeni düzenleme yapıldı, yeni düzenlemeye kadar bu arkadaşlarımız hayat pahalılığı içerisinde haftada 30 saat derse girerlerdi (bir öğretmenin maksimum girebileceği ders saati sayısı), ayda 120 saat eder. 120 saatte ayda 3 bin 400 civarında bir ücret alırlardı. İlave olarak 120 saat derse giren bir öğretmen ayda 16 gün sigortalı olurdu dolayısıyla 120 saat derse giren arkadaşın bile sigortası tam yatmıyor. 16 gün prim ve 3 bin 400 lira ek ders ücreti… Son düzenleme ile beraber asgari ücret civarına çekilmiş oldu. Böyle bir iyi tarafı oldu ancak geldiğimiz noktada 5 bin 500 lirayı savunmak mümkün değildir. Bunun dışında hiçbir şekilde başka bir düzenleme olmadı. En azından bu arkadaşlara belli bir standartta maaş vererek sigortalarını tam yaparak birkaç özlük hakkı tanınsa arkadaşlarımızın biraz rahatlaması mümkün olacaktır. Son düzenleme ile beraber yine de ücretli öğretmenliğin halen ücretli kölelik vasfını devam ettirdiğini görüyorum. Durumda öyledir zaten." şeklinde konuştu.

"ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK GEÇİCİ BİR İŞ OLDUĞUNDAN DOLAYI BİR HAKLARI YOK"

Ücretli öğretmenlerin sendikalı olma hakkından mahrum olduğunu belirten Ermiş, "Özel sektör öğretmenleri işçi sendikalarına üye olma hakları var ama özel okullarda da sendikaların örgütlenmesi son derece zordur. Sözleşmeli ve kadrolu öğretmenler memur sendikalarına üye olabiliyorlar. Ücretli öğretmenlik geçici bir iş olduğundan dolayı böyle bir hakları yok. Sendika hakları olmuş olsa durumlarının biraz iyileştirilmesi noktasında mesafe alınabileceği kanaatindeyim." diye belirtti.

"3+1 ŞEKLİNDE UYGULANAN SÖZLEŞMELİYE KARŞI OLDUĞUMUZ GİBİ ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN SÖMÜRÜLMESİNE DE KARŞIYIZ"

Okul yöneticilerinin bilerek ücretli öğretmenlere yanlış yaptığını düşünmediğini belirten Ermiş, "Okullarda imkanlar kısıtlı olduğundan, bazı okullarda ücretli öğretmen sayısı kadrolu öğretmenden fazla olduğundan dolayı okullarda nöbet olayımız var. Normalde ücretli öğretmenler nöbet tutmazlar, kanunen öyle bir zorlama hakkı yoktur. Okul hepten başıboş kalmasın; keşmekeşe düşmesin diye ücretli öğretmenlere zaman zaman nöbet tutturulduğunu bende duyuyorum, biliyorum. Hem nöbet tutturup hem de ücretini yasal olarak vermek mümkün olmadığı için arkadaşlarımız çiftte mağduriyete uğruyorlar. Elimizden geldiği kadar ücretli öğretmenlerimizin ezilmemesi, görevleri sırasında karşılaştıkları zorluklarla mücadele noktasında onların da yanında yer alıyoruz. Özlük haklarının düzeltilmesi noktasında da epey bir gayret gösteriyoruz. Bizim savunduğumuz şey sözleşmeli öğretmenlik dahi değildir. Direkt kadrolu öğretmenliğe atanmaktır. Vaktiyle bir sözleşmeli öğretmenlik uygulaması vardı. Türkiye'de sayılar 70 bine ulaştığı zaman sendikamız hükümetle görüşerek kaldırmıştı. 15 Temmuz'dan sonra tekrar sözleşmeli geldi, onu da kaldırmak için uğraşıyoruz. Dolayısıyla 3+1 şeklinde uygulanan sözleşmeliye karşı olduğumuz gibi ücretli öğretmenlerin sömürülmesine de karşıyız. Bunun için de mücadele ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. (İLKHA)