Sömürgeciliğin Kraliçesiydi! KİMİN YASINI TUTUYORSUNUZ?

Sömürgecilikte “Güneş batmayan ülke” unvanına sahip İngiltere’nin 70 yıl görev yapan kraliçesi 2. Elizabeth ölünce birçok ülkeden taziye ve başsağlığı mesajları duyuruldu. Ama 6 İslam ülkesinin sömürgeciliğin bu somut hali için yas ilan etmesi halkın inanç ve değerlerinden kopuk yöneticilerin varlığını bir daha gündeme getirdi.

Ekleme: 11.09.2022 07:00:26 / Güncelleme: 11.09.2022 07:01:01 / manşetler
Destek için 

Haber Merkezi

İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth 96 yaşında öldü. Birçok ülkeden taziye ve başsağlığı açıklamaları yapıldı. İngiltere’de 10 gün yas ilan edilmesi ve cenaze için hazırlıkların yapılması tüm dünyanın dikkatini çekti. İslam Dünyasından 6 ülkenin ise Kraliçe’nin ölümünden dolayı yas ilan etmesi üzücü ve şaşırtıcıydı.

Ürdün, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Umman ve Kuveyt yas ilan etti. Bunlardan Ürdün 7 gün, diğer ülkeler ise 3 gün yas ilan ederek Kraliçe’nin ölümünden dolayı duydukları üzüntüyü dile getirdiler. İngiliz Krallığının Arap-israil savaşında işgalciye destek vererek Kudüs’ün Ürdün’ün elinden alınıp işgal edilmesine zemin hazırladığı gerçeği ortadayken bu yas kararları, devşirme yönetimlerin İslam Ümmetinin başına nasıl bela olduklarını göstermesi açısından ibret vericidir.

1952’DEN 2022’YE

  1. Dünya savaşının bitimi ile tahta oturan Kraliçe 2. Elizabeth, soğuk savaş döneminde siyasetin içinde yer alarak hükümetlerin belirlediği politikalarda etkili oldu. Sömürge ülkelerinin bağımsızlıklarını kazandıkları süreçte yönetimde kendi adamlarını bulundurma çabasının içinde yer aldı ve sık sık yurt dışı gezilerde bulundu.

Elizabeth, 2015 yılında 89 yaşındayken büyükannesi Kraliçe Victoria'nın en uzun süre tahtta kalma rekorunu kırdı. 1901 yılında 81 yaşındayken hayatını kaybeden Kraliçe Victoria, 63 yıl 7 ay tahtta kalmıştı.

Bir zamanlar üzerinde güneş batmayan imparatorluk artık orta güçte bir devletti. Ama eski kolonyal topraklar üzerindeki etkinin sürmesi gerekiyordu.

İngiliz Milletler Topluluğu bunun için çok önemliydi. Beyazlar kulübünden çok kültürlü bir yapıya doğru kaçınılmaz olarak evriliyordu.

Kraliçe bu yolda, Gana’da çarpıcı bir adım attı. Eski Britanya kolonisi o yıllarda Sovyetler Birliği ile yakınlaşıyordu. Kraliçe eski Britanya kolonisini ziyaret etti. Onuruna verilen davette de Devlet Başkanı Kwame Nkrumah ile dans etti. Güney Afrikalı beyazları çok öfkelendiren bu tek karenin etkisi büyük olmuştu.

Suudi ziyaretlerinde başını örten, daha uzun elbiseler giymeye özen gösteren Kraliçe, emin olduğu Körfez krallarının bağlılığının yanı sıra bölge halklarını da etkilemeyi başarıyordu.

15 BAŞBAKAN GÖRDÜ

Tahta geçtiğinde Sovyetler Birliği’nin başında Stalin, Amerika’nın başında Truman bulunuyordu.

Kraliçe 2. Elizabeth, tahtta bulunduğu süre içinde Winston Churchill'den Liz Truss'a kadar toplam 15 İngiliz başbakanı gördü.

Kraliçenin tahtta kaldığı süre içinde Soğuk Savaş başlayıp biterken, Berlin Duvarı inşa edildi ve yıkıldı. İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, aralarında Kanada, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda ile Karayipler ve Pasifik Okyanusu'ndaki diğer irili ufaklı birkaç ülke dahil olmak üzere 16 ülkenin devlet başkanı konumunda yer alıyordu.

İngiltere dışındaki bu ülkelerde, devlet başkanı yerine Kraliçe'yi temsilen genel valiler görev yapıyor.

Mart 1961’de Ankara ziyaretinde 27 Mayıs darbecilerinin başa getirdiği Cemal Gürsel ile görüştü ve iddialara göre Menderes ve arkadaşlarının idam edilmemesini istedi. Ama ne hikmetse her meselede emperyalistlerin dediğini yapan darbeciler bu talebe uymadı ve 6 ay sonra Menderes ve arkadaşları idam edildi.

İSRAİL POLİTİKASI

Siyonist işgal rejimin kurulmasında ve Müslümanların kutsal beldelerinin işgal edilmesinde şüphesiz ki en büyük pay İngiltere’nindir.

Kuruluşundan günümüze kadar işgal çetesine siyasi, ekonomik ve askeri alanda en büyük desteği veren İngiliz hükümetlerinin en büyük desteği Kraliçe’den aldıkları şüphesizdir. Kraliyet ailesinin İngiliz siyasetinde daha çok Muhafazakar partiye yakın olduğu da bilinen bir şey.

İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin işgal çetesinin işlediği zulümleri dünyaya duyurmamak için çok özenli bir dil kullandığı ve buna aykırı davrandığı da biliniyor. BBC bugünlerde haberlerinin neredeyse yüzde 90’nı Kraliçe’nin ölümüne ve sonraki gelişmelere ayırması aslında bağlı olduğu kliki göstermesi açısından önemlidir.

İktidardaki Muhafazakar Parti’nin etkili isimlerinden Sir Alan Duncan, bir süre önce çıkan “Tam ortasında: Bir bakanın özel günlükleri” adlı kitabına ilişkin İngiliz MailPlus internet sitesinden Michale Crick’e verdiği röportajda, 1974’te İngiliz Parlamentosu’nda kurulan İsrail’in Muhafazakar Kardeşleri (CFI) adlı lobi grubunun, “İngiltere’ye Netanyahuvari İsrail politikasını” zerk ettiği itirafında bulunmuştu.

The New Arab internet sitesinin aktardığına göre, bir dönem İngiltere Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve ABD’den Sorumlu Devlet Bakanı görevinde bulunan Alan Duncan, İsrail taraftarı lobi gruplarına, İngiliz politikasına “En iğrenç müdahalelerde” bulunduğu suçlamasını yöneltti. Grup 2014 yılında, parlamentoda görev yapan muhafazakar milletvekillerinden yüzde 80’inin kendisine üye olduğunu iddia etmişti.

SÖMÜRGECİ KRALİÇE İŞGALCİ PRENSLER

Amerika öncülüğündeki güçlerin Afganistan ve Irak işgallerinde en önemli askeri güce sahip ülkelerden biri de İngiltere idi. Yasaklı silahların kullanıldığı, sivil ve savunmasız binlerce insanın katledildiği bu işgallerde uluslararası mahkemelere konu olan çok sayıda savaş suçu vardı; ancak İngiliz hükümeti askerlerinin yargılanmasını reddetti.

Bu işgal hareketlerinde kraliyet ailesinden Prens Harry’nin bulunması şaşırtıcı değildi. “En büyük amacım Taliban ile savaşmak” diyen Prens Harry’nin Afganistan’ın Helmand ve Irak’ın Basra bölgesinde operasyonlara katıldığı İngiliz basınında yer aldı.