Son zamanlarda Türkiye ve dünyada küresel iklim değişikliğinin etkileri ile görülen ani yerel ve şiddetli yağışlar can ve mal kayıplarına neden oluyor. Türkiye'de aşırı yağışlar alt ve üst yapıda hasarlar oluşturarak sel ve heyelanlara neden olurken, kimi ülkeler ise kuraklık sorunu yaşamaktadır.
Uzmanlar iklim değişikliğinin etkileri ile hava ve deniz suyu sıcaklığının mevsim normalleri üzerinde seyrettiği bölgelerde, değişen hava sıcaklıklarının orman yangınları ve yoğun yağış risklerini arttırdığını belirtiliyor.
Sel ve kuraklık ile ilgili açıklamalarda bulunan Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, sera gazlarının atmosferde gereğinden fazla artmasının dünyanın aşırı ısınmasına neden olabileceğini belirterek bu aşırı ısınmaların meteorolojik olayların artmasına, sel, kuraklık, deprem gibi doğal olayların tıpkı yangınlar gibi artmasına sebep olabileceğini ve bu olaylar sonucunda ise felaketler oluşabileceğini belirtti.
Çakmak, bu olayların oluşmasına sebep olan sera gazının artmasında en büyük etkenin fosil yakıtlar olduğunun altını çizdi.
"İnsan ve canlı yaşamının sürdürülebilmesi adına sıkı tedbirler alıp uygulamamız gerekiyor"
Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak
Aşırı kuraklık, su stresi veya beklenmeyen aşırı yağışların doğrudan tarımı etkileyeceğini belirten Çakmak, "Tarımın doğrudan etkilenmesi demek üretimin düşmesi demektir. Üretimin düşmesi demek, insanın gıdaya zor ulaşılması demektir. Bu nedenle insan ve canlı yaşamının sürdürülebilmesi adına, bizim sıkı tedbirler alıp uygulamamız gerekiyor. Bütün felaketlerin temelinde iklim değişiklikleri ve dünya yüzeyinin gereğinden fazla ısınması yatıyor. Bütün bu nedenler doğal felaketlerin oluşmasına yol açıyor." dedi.
"Her geçen gün canlı yaşamı gittikçe zorlaşıyor"
Kuraklıkta insan faktörünün etkisi üzerinde duran Çakmak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kuraklık, sel, deprem, su baskınları, fırtına ve tsunami gibi doğal felaketler hepsi birbirini tetikleyen etmenler olarak karşımıza çıkıyor. Her geçen gün canlı yaşamı gittikçe zorlaşıyor. Özellikle birinci derecede enerjinin payı var. Sanayinin çevreye yaydığı büyük miktarda karbon salınımı vardır. Bunların etkisi sonucu her şeyin odağında insan bulunuyor. İnsan faktörü ne yazık ki dünyayı yaşanılmaz bir hale getirmeye başladı." (İLKHA)