TESSEP tehlikeye dikkat çekti (4 çiftten biri boşanıyor) ‘AİLEYİ KORUMAK İÇİN SEVGİ VE SAYGI ŞART’

İçeriden ve dışarıdan aileye yönelik saldırılar sonrası boşanmalar giderek artıyor. Eşlerin aileyi korumak için karşılıklı bir şekilde sevgi ve saygıya önem vermesi gerektiğine dikkat çeken TESSEP Genel Başkanı Bildane Kurtaran, “Geçimsizliklerin ana etkenleri arasında özellikle eşler arasında baş gösteren ve sonra da tüm aileye sirayet eden, sevgi ve saygı eksikliği, ailelerde çok ciddi tahribatlara neden oluyor. Çoğunlukla da boşanmayla neticeleniyor.” İfadelerini kullandı.

Ekleme: 06.09.2022 06:00:27 / Güncelleme: 06.09.2022 06:01:01 / manşetler
Destek için 

ENES DURMAZ - DOĞRUHABER

Aile kurumu çatırdıyor. Aileyi hedef alan sapkın grupların çalışmaları ve dışarıdan fonlanan ahlaksız örgütlerin hedef tahtasına oturttuğu aile kurumu son yıllarda ağır darbe alıyor. Geçen yıl boşanma sayısı bir önceki yıla göre yüzde 27,46 artışla 174 bin 85'e yükseldi. Boşanmaların her geçen yıl arttığı günümüzde neredeyse evlenen 4 gençten biri boşanıyor. Aile kurumunda yaşanan sorunlara ilişkin gazetemize değerlendirmelerde bulunan Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP) Genel Başkanı Bildane Kurtaran, aile ilişkilerinde saygı ve sevginin önemine dikkat çekti.

SEVGİ VE SAYGI EKSİKLİĞİ, AİLELERDE ÇOK CİDDİ TAHRİBATA NEDEN OLUYOR

Aile kurumunda yaşanan sıkıntıları kaygı ile takip ettiklerini ifade eden Kurtaran, “TESSEP olarak, son dönemlerde azalan evlilik ve artan boşanma oranlarını kaygıyla takip ediyoruz. Özellikle artan boşanma oranlarının en büyük nedeni olarak şiddetli geçimsizlikler öne çıkıyor. Bu bağlamda, geçimsizliklerin ana etkenleri arasında özellikle eşler arasında baş gösteren ve sonra da tüm aileye sirayet eden, sevgi ve saygı eksikliği, ailelerde çok ciddi tahribata neden oluyor. Çoğunlukla da boşanmayla neticeleniyor. Ancak şunu da belirtelim; sevgi ve saygı dediğimiz kavramların içi de boşaltılmış durumda. Sevgi sanılan çoğu duygunun yerini, geçici ve nefsani hisler, saygı sanılan çoğu duygunun yerini de salt çekinme, korku vb. hisler aldı. Bu nedenle var olduğu sanılan sevgi ve saygı duygusu, aslında çoğu ailede yok. Oysa sevgi dediğimiz duygunun özünde, meveddet yani merhamet ve muhabbet vardır.” dedi.

SEVGİ BAĞINDA HER KOŞULDA MUHABBET, MERHAMET VE VEFA VARDIR

Kurtaran, “Yüce Rabbimiz de ayeti kerimede eşler arasındaki bağı da bu şekilde tanımlamaktadır. ‘O’nun (Allah’ın) ayetlerinden (vahdet ve rahmet alâmetlerinden) birisi de kendileriyle huzura kavuşmanız (ve kaynaşmanız) için, size kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranıza muhabbet ve merhamet koymasıdır. Şüphesiz bunlar düşünen bir topluluk için (ne büyük hikmet ve) ibretler barındırmaktadır.’ (Rum 21) Bugün günümüzde sevgi bağlarının kopmasındaki en büyük neden, zaten eşlerin hakiki anlamda sevgi bağlarıyla bağlanmadıklarından kaynaklanmaktadır. Örneğin çoğu eş, psikolojik, biyolojik, sosyolojik ve ekonomik açıdan ihtiyaçlarını karşılayan eşine bir bağlılık ve bağımlılık ilişkisi kuruyor. Eşler verdikçe bu bağ bir şekilde devam ediyor. Ancak bu bağ menfaat ve hep almak üzerine kurulu hedonistçe bir ilişki bağı olduğundan, herhangi bir konuda ihtiyaçlar, istekler karşılanmadığında bir çırpıda kopabiliyor. Halbuki yukarıda zikrettiğimiz hakiki anlamdaki sevgi bağında, her koşulda muhabbet, merhamet ve vefa vardır. Bu sevginin felsefesinde almak yerine, vererek ve fedakârlık yaparak da mutlu olmak vardır. Her iki eş de bu şekilde merhamet ve muhabbet etme noktasında iki taraflı bir itidal ekseninde birbirlerini sevince, bu huzur ve sükûnet önce yuvalarına ve sonra da tüm topluma sirayet ediyor haliyle. Modern tabirle, evlilikleri çevreye pozitif enerji yayıyor. Aksi takdirde negatif enerji.” şeklinde konuştu.

ŞİDDETİN ASIL NEDENİ, İÇİ BOŞALTILMIŞ SEVGİ ANLAYIŞIDIR

Sevginin içinin boşaltıldığına dikkat çeken Kurtaran, “Hali hazırda çoğu evliliğin çevreye yaydığı negatif enerjiye bakınca, hakiki anlamda ve Rabbimizin tarif ettiği sevgi kavramının çoğu ailede hiç yer bulamadığını söylemek durumundayız. Eşler arasındaki her cihetten şiddetin asıl nedeni, içi boşaltılmış bu sevgi anlayışıdır. Bir insan hem eşini çok seviyor(!) ve hem ona acı çektiriyorsa, eziyet ediyorsa, canının acımasına neden oluyorsa veya göz yumuyorsa, bu merhametten, muhabbetten yana içi boşaltılmış narsistçe bir duygudan başka bir şey değildir ve asla sevgi değildir.

Yine bu minvalde aile kurma, aile kurumunu sıhhatli bir şekilde devam ettirmek için ihtiyaç duyulan bir diğer erdem de saygıdır hiç kuşkusuz. Sevgi olmadan saygının, saygı olmadan da sevginin bir hükmü yoktur. Saygının da özünde nakıs bir, korkma, çekinme duygusu yerine, aileyi merhamet ve muhabbet ekseninde inşa eden, hürmet, nezaket ve letafetle işlenmiş bir bağlılık gücü vardır. Bu bağlamda Hz. Peygamber (s.a.v)’in hayatında çok güzel numuneler görmek mümkün. Çünkü O, Rabbiyle bir araya gelmeden önce bile eşine duyduğu saygıdan ötürü, bu konuda bile nezaketli ve letafetli bir şekilde davranmıştır. “Allah Resûlü (s.a.s.), bir gece bana hitaben; ‘Ya Aişe’, dedi, ‘müsaade eder misin, bu gece Rabbimle beraber olayım?'  Ben, ‘Yâ Resûlallah! Senin yanında olmayı isterim; fakat senin istediğini daha çok isterim.’ dedim. Sonra, Allah Resûlü (s.a.s.) abdest aldı, namaza durdu, kırâatinde ‘İnne fî halkissemâvâti ve’l ardi’ âyetini okudu, okudu ve sabaha kadar gözyaşı döktü.” Dikkat edilirse bu karşılıklı saygı, karşılıklı anlayışı ve karşılıklı huzuru da beraberinde getiriyor. Günümüzde bu doğrultuda evliliklerini yürüten ve ailelerini bu ilkelerle besleyen ve koruyan birçok örnek aile var elhamdülillah. Ancak azınlıkta.” ifadelerini kullandı.

HAKİKİ ANLAMDA SEVGİ VE SAYGI HUSUSUNDA AİLELERİMİZİ İHMAL ETMEMEMİZ GEREKMEKTEDİR

“TESSEP olarak yıllardır, toplumda huzurun, sükunetin oluşması için, bir nevi maya görevi görebilecek bu gibi ailelerin oluşması, artması için gayret edenlerle beraber biz de tüm gayretimizle seferber olmuş durumdayız.” diye konuşan Kurtaran son olarak şu uyarılarda bulundu; “Ancak ailedeki sevgi ve saygının Hakk üzere tesisi bir tarafa, bazı algı oyunları ve manipülasyonlarla aile kurumuna karşı sevginin ve saygının dahi alaşağı edildiği bir dönemden geçiyoruz. Bu nedenle teyakkuzda olmamız, hakiki anlamda sevgi ve saygı hususunda ailelerimizi ihmal etmememiz gerekmektedir. Zira her ailenin muhakkak ki bu konuda ikmale ihtiyacı vardır. İki cihan saadeti getiren örnek ve öncü aileler inşa etmek ve böylece toplumu Hakk ekseninde inşa etmek için, popüler kültürün empoze ettiği, öğrenilmiş duyguları hak ettikleri yere atıp, Hakk’ın övdüğü, bizlere sunduğu örnek duyguları da aklımızın, ruhumuzun, gönüllerimizin merkezine almamız gerekiyor. Evliliğe hazırlık aşamasında olan kardeşlerimize de buradan seslenmek istiyoruz; pek çok maddi ve dünyalık taleptense, sevgi ve saygıyı önceleme noktasında daha çok talepkâr ve gayretkâr olsunlar. Olsunlar ki, iki cihan saadetine nail olabilsinler.”

BOŞANMALAR ARTIYOR

Türkiye İstatistik Kurumu, 2021 yılına ilişkin evlenme ve boşanma istatistiklerine göre, geçen yıl evlenen çiftlerin sayısı 2020'ye göre yüzde 15,02 artarak 561 bin 710'a çıktı. Kaba evlenme hızı binde 6,68 olarak gerçekleşti. Geçen yıl boşanma sayısı da bir önceki yıla göre yüzde 27,46 artışla 174 bin 85'e yükseldi. Kaba boşanma hızı binde 2,07 oldu. Boşanma sayısı aylara göre incelendiğinde, adli tatil nedeniyle ağustos ayında önemli bir azalma meydana geldi. Boşanma sayısı, söz konusu ayda 3 bin 779 iken, adli tatil sonrası eylülde 5,8 kat artarak 21 bin 955'e çıktı. Kesinleşen boşanma davaları sonucunda 2021'de 165 bin 937 çocuk velayete verildi. Bunların yüzde 76,1'inin anneye, yüzde 23,9'unun babaya verilmesi kararlaştırıldı. Velayete verilen çocuklara 18 yaş altı çocuklar ile 18 yaş üstü engelli çocuklar da dahil ediliyor.