1633: Büyük İstanbul yangını başladı. Cibâli’de çıkan yangında 20 binden fazla bina kül oldu. Kâtip Çelebi’ye göre, şehrin 5’te 1’i yandı. İstanbul, tarih boyunca sık sık büyük ve dehşetli yangınlara sahne olmuştur. (Büyük İstanbul yangını başladı)
1666: Üç gün süren Büyük Londra Yangını başladı; 13,200 ev ve 87 kilise kül oldu. (Büyük Londra Yangını)
1898: Makineli tüfek, bir savaşta ilk kez kullanıldı. İlk makineli tüfekler bir el kolunun çevrilmesi gibi, manuel olarak kullanılıyordu. (Makineli tüfek, bir savaşta ilk kez kullanıldı)
1925: Tekke ve zaviyeler kapatıldı; buralarda yürütülen tüm dini faaliyetler yasaklandı. Tekke ve türbelerin kapatılmasına, dini kıyafetlere ve memurların şapka giymesine dair Bakanlar Kurulu Kararı yayınlandı. Tekkeler, medreseler, dergâhlar İslam Medeniyeti’nin geliştirilip geleceğe taşınmasında ve Müslüman Toplumların yüksek ahlak ve erdemlerle donanıp gelişmesinde hayati öneme haiz bir görev üstlenmişlerdi. İslam milletini yok etmek için yüzyıllardır canhıraş bir gayret içine giren Batılı hıristiyan devletler, Müslümanları ayakta tutan bu kurumları zayıflatmak için çok çaba sarf etmiş ve nihayet dolaylı yollardan da olsa bu kurumları ortadan kaldırmayı başarmışlardı. İslam âlimlerine göre Müslüman toplumların diriliş ve yükselişi, ancak bu kurumların tekrar asli temelleri üzerine bina edilmeleriyle mümkündür. (Tekke ve zaviyeler kapatıldı)
1925: Şapka kanunu ve tekkelerin kapatılması üzerine Sivas’ta ayaklanma oldu. Kurulan İstiklal Mahkemesi, pek çok kişiyi cezalandırdı. Şapka Kanunu’na muhalefetten 1925 Kasım-1926 Şubat arasında sayıları hala bilinmeyen birçok kişi idam edildi. İstiklal Mahkemesi’nin Meclis onayından geçmeyen kararlarıyla idamlar hemen infaz edildi. Çok sayıda insanın tutuklu olarak yargılandığı iki üç gün süren yargılamalarda hapis ve sürgün cezaları verildi. (Sivas’ta Şapka kanununa karşı ayaklanma)
1938: Fransa sömürgesi olan ‘Hatay Cumhuriyeti’ bağımsızlığını ilan etti. Cumhurbaşkanlığına Tayfur Sökmen seçildi. (‘Hatay Cumhuriyeti’ bağımsızlığını ilan etti)
1977: Başbakan Demirel yaptığı basın toplantısında: “Ne yok? Ne zamandan beri yok? Yok olan maddeyi bildirin istediğiniz kadar göndereyim” dedi. Ülkenin başbakanı bu sözleri sarf ettiği zaman halkın yüzde 80’i temel ihtiyaç maddelerini ya hiç bulamıyor, ya da karaborsada çok zor şartlar altında temin ediyordu. Her şeyden önemlisi insanlar gittikçe derinleşen fakirlikle boğuşuyordu. (“Ne yok? Ne zamandan beri yok?)