"Onlardan bir kısmı da: ‘Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru!’ derler. İşte onlara, kazançlarından ötürü karşılık vardır. Allah hesabı çabuk görür.”
(Bakara Suresi, 201-202)
Enes -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:
“Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- son derece zayıflamış bir hastayı ziyâret etti ve:
«–Allâh’a bir şey için duâ ediyor muydun veyâ O’ndan bir şey istiyor muydun?» diye sordu. Hasta şöyle cevap verdi:
«–Evet. Allâh’ım! Bana âhirette vereceğin cezayı bu dünyada hemen peşin olarak ver, diye duâ ederdim.»
Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
«–Sübhânallâh! Senin buna gücün yetmez. Şöyle duâ etseydin olmaz mıydı: Allâh’ım! Bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver ve bizi cehennem azâbından koru!»
Bunun üzerine adam bu duâyı yaptı ve şifâ buldu.”
(Müslim, Zikir, 23/2688; Tirmizî, Deavât, 71/3487)
“Sanırsın ki sen küçük bir cisimsin, oysa sende koca bir âlem dürülmüştür.”
(Hz. Ali (K.V))