Siyonist Kushner'in BAE'ye verdiği söz...

The Jerusalem Post: Kushner'in BAE'ye verdiği söz, Batı Şeria'nın ilhakı planını bozdu

Ekleme: 17.08.2022 13:42:13 / Güncelleme: 17.08.2022 13:48:14 / Dünya
Destek için 

Siyonist rejimden sızdırılan bilgiler arasında ABD eski Başkanı Donald Trump'ın siyonist rejimin  eski Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya gizli bir mektup gönderdiği ve Trump'ın damadı ve kıdemli danışmanı Jared Kushner tarafından yürütülen ve Batı Şeria'daki Filistin topraklarının yaklaşık üçte birinin siyonist rejime  ilhakının kabulü için Washington'da her şeyin hazır olduğuna dair gizli görüşmeler yaptığı yer aldı.

Batı Şeria’daki Filistin topraklarının üçte biri, Batı Şeria'nın yüzde 30'unu oluşturan Ürdün Vadisi ve Ölü Deniz’in kuzeyindeki bölgeler ile Batı Şeria'nın yüzde 3,5'ini oluşturan Yahudi yerleşim birimlerini kapsıyor. Buna karşın siyonist rejimin  Batı Şeria'nın geriye kalan üçte ikisinde bir Filistin devleti kurulmasını ve bu yeni devletin başkenti olarak Doğu Kudüs'ün bir kısmının Filistin tarafına verilmesini kabul etmesi öngörülüyor.

Dönemin ABD yönetimi bu planı kabul etti ve Başkan Trump anlaşmayı desteklediğine dair Netanyahu’ya bir mektup gönderdi. Bunun üzerine Netanyahu nihai anlaşma için Washington'a gitti. Hemen ardından siyonist yerleşimcilerden iki heyet de Washington’a ulaştı. Heyetlerden biri Netanyahu'yu desteklemeye çalışırken diğeri planı ‘bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını sağlayacağından’ bir hata olarak değerlendirdi. Ancak Trump'ın ekibinin beyni olarak kabul edilen Kushner, siyonist rejime  Arap ülkeleriyle normal ve barışçıl ilişkiler kurmasını sağlayacak stratejik bir hediye vermeyi planlıyordu. Fakat Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), siyonist rejim ile normalleşme için ilhakın iptalini talep etti. Bunun üzerine Kushner, Kovid-19 salgınını bahane ederek ilhakın onayını erteledi. Ardından BAE ile ilhakın iptali için anlaştığı ortaya çıkardı.

 The Jerusalem Post’a göre Trump, Netanyahu’ya Filistin sorununu çözmek amacıyla ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak bilinen planını açıklamasından iki gün önce, 26 Ocak 2020 tarihli 3 sayfalık bir mektup gönderdi.

Gazetenin Trump’ın Yüzyılın Anlaşması hakkındaki düşüncelerine dair bazı detaylara değindiği mektubundan aktardıklarına göre plan (Yüzyılın Anlaşması), eğer Netanyahu geriye kalan topraklarda bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını kabul ederse siyonist rejimin  Batı Şeria'nın bazı bölgelerinde de hegemonyasını dayatmasını öngörüyordu.

The Jerusalem Post, söz konusu mektupta Trump’ın, Netanyahu'dan Batı Şeria'da Filistin devletinin parçası olarak belirlenen topraklarla ilgili açıklanan politikaları benimsemesini istediğini aktardı.

Gazeteye göre ABD eski Başkanı, siyonist rejimin  bu politikaları uygulamasına ve ayrıntılı bölgesel planları resmi olarak kabul etmesi halinde Yüzyılın Anlaşması’na eklenen harita ile hiçbir çelişkinin olmayacağını ve ABD’nin, siyonist rejimin  Batı Şeria'da kendi toprakları olarak gördüğü bölgeler üzerindeki egemenliğini tanıyacağını belirtti.

Gazete, Netanyahu'nun ofisinden kimliği gizli tutulan bir kaynaktan siyonist rejimin  eski Başbakanı’nın o dönem Trump'ın mektubuna yanıt verdiğini ve ilhaka işaret ederek ‘İsrail'in önümüzdeki günlerde egemenliğini dayatma planlarını sürdüreceğini’ söylediğini aktardı.

Netanyahu, tüm yerleşim birimlerini ve çevrelerini kapsayacak şekilde, yani Ürdün Vadisi ve Ölü Deniz'in kuzeyindeki Eriha'nın eteklerine kadar uzanan bir bölge dahil olmak üzere Batı Şeria'nın yüzde 30'undan fazlasının siyonist rejime  ilhak edilmesi niyetinde olduklarını açıklamıştı.

Netanyahu, ilhak sürecini başlatmak için 1 Temmuz 2020 tarihini seçti. Ancak Kushner'in talebi üzerine süreci süresiz olarak ertelemek zorunda kaldı.

Trump’ın Netanyahu’ya gönderdiği mektup, Jared Kushner'ın 23 Ağustos´ta çıkacak ‘Breaking History: A White House Memoir’ adlı kitabından bazı alıntıların yayınlanmasının ardından sızdırıldı.

The Jerusalem Post, Kushner'in kitabının, ABD'nin eski siyonist rejim  büyükelçisi David Friedman'ın Trump'ın bilgisi dışında hareket ettiğini ortaya koyduğuna ve Netanyahu’ya Beyaz Saray'dan ilhakı derhal desteklemesini isteyeceğine dair güvence verdiğine dikkati çekti. Gazeteye göre Kushner, kitabında Netanyahu'nun bunu kendisine ya da ekibindeki herhangi birine aktarmadığını belirtti.

Gazeteye göre Trump mektubunda şunları yazdı:

“Arap dünyasındaki birçok kişi, İsrail'in düşmanları değil, İran'ı saldırgan tutumlarından caydırmak için gerçek bir müttefik olduğunu anladı. Yönetimimin sizinle ve birçok Arap liderle kurduğu güçlü ilişkiler sayesinde ABD'nin bugün İsrail'i ve bölge ülkelerini daha kapsamlı bir barışa doğru taşımaya yardımcı olacak benzersiz bir konumda olduğuna inanıyorum.”

Bu da Kushner'ın normalleşmenin karşılıksız olmayacağı ve bunun için Trump’ın planının bir kısmından vazgeçmesi gerekeceği düşüncesinin başlangıç noktası oldu. Planın, Gazze Şeridi'nin askerden arındırılmış bir bölge olması ve Batı Şeria ile arasında coğrafi olarak kesintisiz vesiyonist rejimin kontrol noktaları olmaksızın bağlantı yollarının inşa edildiği bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve Filistinli mültecilerin geri dönüşlerine izin verilmeksizin başta Ebu Dis Mahallesi olmak üzere Doğu Kudüs'ün bazı banliyölerini içeren bir bölgenin bu devletin başkenti olması karşılığında Batı Şeria'nın üçte birinin siyonist rejime  ilhakını öngördüğü biliniyor.

Filistinliler planı açık bir şekilde reddettiler. Kushner, Netanyahu'yu BAE'nin ilhak fikrinden vazgeçilmesi şartına ikna etmeye çalıştı ve başarılı oldu. Böylece BAE ve siyonist rejim , normalleşme adımları attılar.

Filistinlilerin o dönemde arazi takaslarıyla Batı Şeria'nın tamamında iki devletli çözüme geri dönmeye çalışacakları, siyonist  yerleşimcilerin ise en azından yerleşim birimlerinin ilhakı için çatışma başlatacakları tahminleri yürütüldü. Ama kartlar yeniden karıldı. siyonist rejim  yeni bir seçim sürecine girdi. Trump, ABD’nin son başkanlık seçimlerinde kaybetti ve yerine seçilen Joe Biden Filistin dosyasından uzaklaştı. ABD Başkanı Biden, Kudüs'te Filistinliler için bir ABD konsolosluğunun açılması ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Washington'daki ofisinin yeniden çalışmalarına başlaması gibi seçim vaatlerini dahi yerine getirmedi. Sadece Filistinlilere yönelik açıklamaların bazı yönlerini düzeltti. Siyonistlerin  yeni hükümeti, resmi programına Filistin Yönetimi ile herhangi bir anlaşma üzerinde müzakereler yapılmasını engelleyen bir madde koydu.

ŞARKUL AVŞAT