Doğruhaber/Yorum: Hasan Gündüz
Son günlerde hastane koridorlarında istemediğimiz ve görmeye alışık olmadığımız olumsuz manzaralar ve hadiseler çoğalmış durumda. Bunun altında yatan psikolojik nedenleri konuşup tartışabiliriz. Ne var ki şu anda bundan daha büyük bir problemle karşı karşıyayız.
Ülkelerini terk eden doktorlar!
Doktorlara karşı yapılan her olumsuz hadisenin ardından bakıyorsunuz ki “Bu ülkede yaşanılmaz” diye bir feryat ve çığlık koparılıyor. Sanki ülkede bir tek doktorlar sıkıntı yaşıyorlarmış gibi…
Oysa her meslek dalının kendine göre sıkıntıları ve zorlukları var. İstemediğimiz kimi hadiseler meydana gelebilmekte. Ama bu hadiseleri çözmek yerine kaçıp gitmek ne kadar doğru?
“Buralar boş kalmaz”
Sahi doktorlar neden bir başka ülkeye gitmek istiyor? İyi bir yaşam ve kariyer için mi yoksa gittikleri yerde onları kendi memleketinden daha çok el üstünde tuttukları için mi?
Avrupa’nın şartları ve çalışma koşulları ülkemizden daha iyi olabilir. Kazançları Türkiye’den aldıklarının çok üzerinde de olabilir. Bunlar için ülkesini terk edene “Dur gitme demek” yerine “Gidin” demek daha doğru. Gidenin yerini mutlaka birileri doldurur.
Hep birlikte bir gemide yol alıyoruz!
Pandemi ve ardından Rusya’nın Ukrayna işgali sonrasında dünyada yaşanan ekonomi krizini hep birlikte yaşıyoruz. Ekonominin vurmadığı kimse kalmadı. Kimine az kimine çok, ama bir şekilde hepimiz etkilendik. Hep beraber bir gemide yol alıyoruz. Şartlar ve koşullar olabildiğince iyileştirilmeye çalışılıyor. Bu süreçte herkes üzerine düşeni yapmakla mükelleftir. Kaçmak ve ülkeyi terk etmek ise belki gemi battıktan sonra olabilir. Küçükte olsa hala bir umut var. Bu ülkenin ne badireler atlattığını okuduğumuz tarih kitapları bize ayrıntılarıyla anlatıyor. Kaçıp gitmek yerine mücadele etmek varken bunu göze alamayan varsa buyursun gitsin. Ülkenin böylesi insanlarına ihtiyacı yok. Bunlar el üstünde tuttuğumuz doktor bile olsa…