Konjonktürel bir ekonomik sıkıntının yaşandığını belirten Bilgin, ''Pandemi sonrası Türk ekonomisi, dünyanın hızlı büyüyen iki ekonomisinden birisiydi ve çok ümitli başlamıştık ama hiç beklenmeyen, hesapta olmayan bir şey çıktı. Dünyada büyük bir ekonomik kriz, gelişmiş ülkelerde ortaya çıktı. Arkasından tedarik zincirlerindeki ulaştırma maliyetlerinin artması, enerji maliyetlerinin artması, tedarik zincirlerinin kopmasına yol açtı. Çin'in birçok ülkeye, dünyaya tedarikçi olarak çelikte, her alanda bütün sektörlerde ürün vermesi, yine Hindistan'ın, uzak Asya'nın, bütün bunun getirdiği maliyet dünyanın gelişmiş ülkelerinde bir kriz yaşanmasına yol açtı. Geçtiğimiz ay Almanya gibi gelişmiş bir ülke 4 trilyon doların üzerinde milli geliri olan bir ülkede, üretici fiyatlarda enflasyonu yüzde 30’un üzerine çıktı. Yani bu kriz dünyanın yaşadığı bir kriz. Biz de bunun yansımalarını yaşıyoruz'' diye konuştu.
''Elbette enflasyonun yüzde 80’lere doğru gitmesi bu ciddi bir sorun. Bu sorunu, öncelikle enflasyonu kontrol altına alıp, bu sorunu belli bir süre içerisinde çözmemiz lazım'' diyerek sözlerine devam eden Bakan Bilgin, ''Türkiye'nin bu konuda avantajları var. Türkiye üretim gücünün dinamizmi. Bu ne demektir? Dinamizmin, sanayideki üretkenliğin artması demektir. Sanayinin büyümesini devam ettirmesi demektir. Sanayi, imalat sanayinin büyüme içerisindeki payının artması demektir. Rakamlara baktığımız zaman, işte sanayinin yüzde 9,1 büyümesi yıllık bazda, imalat sanayinin yüzde 13’ün üzerinde büyümesi. Bütün bunlar bizim geleceğe ümitle bakmamıza yol açıyor'' dedi.