Kalın'dan Suriye operasyonu açıklaması: Kimseden izin alacak değiliz

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, olası Suriye harekatıyla ilgili, "Biz kimseden izin alacak değiliz. Kimseye bir takvim açıklamak zorunda değiliz” dedi.

Ekleme: 27.07.2022 13:08:28 / Güncelleme: 27.07.2022 13:32:19 / Güncel
Destek için 

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Bloomberg ile gerçekleştirdiği mülakatta gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Suriye'nin kuzeyi ve Rojava'ya yönelik Türkiye'nin olası bir harekatına ilişkin Kalın "Biz kimseden izin alacak değiliz. Kimseye bir takvim açıklamak zorunda değiliz. Ama kendi güvenlik risklerimizle ilgili değerlendirmemiz bağlamında böyle bir operasyon her an yapılabilir" ifadelerini kullandı.

Sözcü Kalın, Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler denetiminde faaliyete geçecek İstanbul koordinasyon merkezi ile yıl sonuna kadar Rusya ve Ukrayna’dan toplamda 50 milyon tona kadar tahılın dünya piyasalarına sunulabileceğini söyledi.

Sevkiyatın iki hafta içerisinde başlayabileceğini, her ne kadar 4 aylığına yapılsa da anlaşmanın uzatılabileceğini belirten Kalın, “Nasıl tahıl sevkiyatı konusunda zorluklara rağmen bu kadar önemli bir anlaşma yapılabildiyse, aynı şekilde ateşkes ve barış müzakerelerinin de benzer bir süreçle elde edilebileceğini tahmin ediyorum” dedi.

"Beklentimiz, bütün tarafların anlaşmanın şartlarına tam bağlı kalmaları"

Kalın açıklamalarına şöyle devam etti:

“İki tarafın mutabakat sağlayarak bir araya geldiği bir anlaşma yapıldı. Bu, eğer sürdürülebilir, devam ederse, sadece Rusya ve Ukrayna değil, diğer ülkeler tarafından da desteklenirse, bundan sonra yeni ateşkes, esir mübadelesi ve barış anlaşmalarının zeminini hazırlayacak bir güven ortamı da inşa edebilir. İstanbul’da kurulacak merkezde dört taraftan temsilciler olacak. Cumartesi günü saldırı gerçekleşince, bundan rahatsız olduk ve bunu da hemen hem Rus hem Ukrayna tarafıyla görüştük. Bundan sonraki beklentimiz, bütün tarafların anlaşmanın şartlarına tam bağlı kalmaları. Zira tahıl sevkiyatı hem Rusya’nın hem Ukrayna’nın menfaatine. İki hafta içerisinde ilk gemilerin çıkmasını bekleyebiliriz. Bu, biraz da ülkelerin ne kadar hazır olduklarına bağlı.”

"Anlaşma 4 ay ama uzayabilir"

Anlaşmanın 4 aylığına yapıldığını fakat iki tarafın da mutabakatı sağlarsa uzatılabileceğini belirten Kalın şunları söyledi:

"Karşılıklı mutabakata varılıp ‘devam edilsin’ denilmesi yeterli olacak. Burada iki ülkenin ellerindeki tahıl miktarının yıl sonuna kadar toplam 40 ila 50 milyon ton arasında olması bekleniyor, öngörülüyor. 20-25 milyon ton kadar Ukrayna’nın, 25-30 milyon ton kadar Rusya’nın elinde tahıl ürünü olduğu tahmin ediliyor. Mevcut olanlar, silolarda olanlar, gemilere yüklenenler ve yıl sonuna kadar yeni gelecek olanlar var. Bunun yanında bir de gübre var. Odesa limanlarından bir gemi çıktığında tamamen Ukraynalıların kontrolünde, onların belirlediği rotada Karadeniz’e çıkacaklar. Her aşamada merkeze bilgi verilecek. Türk sularına girdikten sonra da gemiler izlenmeye devam edecek. İstanbul’a geldiğinde belli bir noktada denetimleri yapılacak. Giden gemiler için de aynı prosedür işletilecek. Tahıl ürünleri dışında herhangi bir sevkiyat olmayacak.”

Rusya ile Ukrayna arasında denge politikasına devam edeceklerini aktaran Kalın, "Savaş başladığında ben bir şey söylemiştim 'Herkes köprüleri atarsa günün sonunda Ruslarla kim konuşacak?' Bu tür durumlarda Türkiye’nin denge politikasının, Cumhurbaşkanımızın lider diplomasinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Hem Batı’nın içinde olacak hem NATO üyesi olacak hem de Rusya ile bu ilişkileri yürütebilecek bir ülke var mı? Yok" dedi.

"Harekat için kimseden izin alacak değiliz"

Kalın, Suriye’nin kuzeyine ve Rojava’ya yönelik Türkiye’nin olası bir askeri harekatına ilişkin ise kimseden izin alınmayacağını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

“Bizim Suriye’deki perspektifimiz, öncelikle BM’nin 2254 sayılı kararı bağlamında siyasi müzakere sürecinin devam etmesi, anayasa komisyonunun çalışmalarını tamamlaması. Fakat maalesef sahadaki gelişmeler bunun tersi yönünde oldu. İdlib bölgesinde biz 4 milyona yakın nüfusun güvenliğini sağlıyoruz, bir taraftan da terör tehdidi ile mücadelemiz devam ediyor. O yüzden de Cumhurbaşkanımız yeni bir askeri harekatın her an olabileceğini söyledi. Bunun için de biz kimseden izin alacak değiliz. Kimseye bir takvim açıklamak zorunda değiliz. Ama kendi güvenlik risklerimizle ilgili değerlendirmemiz bağlamında böyle bir operasyon her an yapılabilir.”

"Bizim güvenliğimizi tehlikeye sokan her tür unsur, bizim için açık ve meşru hedeftir"

CENTCOM'un birkaç gün bir saldırıda hayatını kaybeden Demokratik Suriye Güçleri Komutanı ile ilgili taziye mesajı yayımlamasına ilişkin ise şu açıklamalarda bulundu:

"Bu yapılanı en şiddetli şekilde kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Bu, terörle mücadele ve NATO ittifakı bağlamında asla kabul edilecek bir şey değil. Türkiye’yi açık olarak hedef gösteren, düşman belleyen PKK’nın oradaki kolluk gücü olan oradaki kişileri hangi gerekçeyle olursa olsun korumak, kollamak, romantize etmek, taziye yayımlamak, onlarla birlik beraberlik ve dayanışma mesajı vermek asla kabul edilebilir şeyler değil. Bizim için Türkiye’yi hedef alan her tür terör tehdidi açık hedeftir. Kim olduğu önemli değil, bizim güvenliğimizi tehlikeye sokan her tür unsur, bizim için açık ve meşru hedeftir.”

"Biden yönetiminin F-16’lar konusundaki tavrı memnuniyet verici"

Biden yönetiminin F-16’lar konusundaki tavrının olumlu olduğunu belirten Kalın sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biden yönetiminin F-16’lar konusundaki tavrı memnuniyet verici. Sayın Biden’ın bunu kongreden geçirebilmesi için belirli sayıda hem Cumhuriyetçilerden hem Demokratlardan destek alması gerekiyor. Biz olumlu bir netice çıkacağını düşünüyoruz ama Kongre’den çıkan kararla ilgili farklı değerlendirmeler de yapılıyor. Bir grup Yunanistan şartıyla Türkiye’nin elinin kolunun bağlandığını söylüyor. Bir grup da bu konunun artık yönetime devredildiğini, yönetimin Türkiye-Yunanistan sorunlarının çözümüne katkı sunması anlamına geldiğini düşünüyor. Yönetimden bize nasıl bir teklif gelecek onu önümüzdeki aylarda göreceğiz.”