Erbeyi, Mardin'in verimli topraklara sahip olması ve biçilen ürünlerin kurağa, zor şartlara ve yükselen fiyatlara rağmen çiftçinin hasat sonuncunda yüz güldürücü bir verimin elde edildiğini ifade etti.
Erbeyi, "2022 yılı Mardin Ovası'nda buğday hasadımız bitmek üzere. Sulu alanda bölgemizin yüzde 80’i yeraltı kaynaklarından, çiftçilerin kendi imkanlarıyla kazdığı kuyulardan sulama yapılmaktadır. Gerçekten güzel ve kaliteli buğdayımız var ve bu sene de çiftçimizin yüzü güldü. Kuraklığa ve diğer zor şartlara rağmen çiftçimiz tarlasında mücadele etti." ifadelerini kullandı.
“Mardin ovası buğday açısından verimli bir toprağa sahip”
Çiftçinin elde ettiği ürünle, masraflarını karşıladığını ve 2'nci ürün olarak mısır ekimine başlandığına değinen Erbeyi, "Çiftçi, ülkemizin dört bir yanına, bu bereketli ayda elde ettiği hasadını satacak ve borcunu ödeyecek. Bölgemizde ikinci ürün olarak mısır ekimine başlandı. Mardin ovası buğday açısından verimli bir toprağa sahip. Ve şu an biçerdöverlerin girmesiyle bölgemizdeki hasadın verimli ve kaliteli olduğunu gördük. Çiftçimizin yüzü bu konuda güldü ama aynı zamanda düşünceliyiz de. Bu yüzden ikinci ürün olarak mısır ekmeye başladık." dedi.
Girdi maliyetlerinin artığına da değinen Erbeyi, "Çiftçinin kullandığı bütün girdi maliyetleri yüzde 300-400 arttı. Mardin Ovası ve Türkiye genelindeki hububat bize ne kadar yetecek? Önümüzdeki yıllarda nasıl olacak? Yani bu sene rekolte biraz yüksek ama gelecek sene nasıl olacak? Malumunuz iklim şartları değişti, yağmurlar eskisi gibi gelmiyor ve kuraklık devam ediyor." şeklinde konuştu.
Dünyada sıkıntıların yaşandığı bir dönemde olduklarını ve hasat veriminin sadece bir sezon açısından değerlendirilmemesini ifade eden Erbeyi, "En çok buğday, mısır, pamuk, arpa ve mercimek ithal ediyoruz. Ukrayna-Rusya arasında savaş devam ediyor ve yanı başımızda Suriye sınırında sıkıntılarımız var. Onun için bizim sadece bir yıla, sezona bakmakla bir şey anlamamız, çıkartmamız doğru olmayacaktır. Hükümetin tarım politikasını değiştirip ileriye dönük azalan suyun, kuraklığın önüne geçebilmesi için depolama yapması lazım." dedi.
“GAP kanalının büyüklüğü çoktur”
Erbeyi, "Bugün GAP sulama kanalı bölgeye geldiği zaman en azından bizi ileriye birkaç yıl belki daha fazla götürür. Kurak olduğu zaman ve verim alamadığı zaman çiftçi bunda sıkıntı yaşar ve bu işi bırakır. Buğdayda güncellemenin yapılması lazım. Mısır tohumu, mazot, gübre, ilaçlama, işçilik yüksek durumda. Yabancı otlar her yıl fazla olmaya başladı ve bu da mısır verimini düşürüyor. Bunu engelleyecek herhangi bir ilaç olmadığı için işçiler elle, çapayla çalışıyor. Bu şekilde işçilerin de maliyeti yükseliyor." diye belirtti.
“Anız yakmak yararlı haşerelere, toprağın kaymağına ve toprağın üst emaretlerine zarar veriyor"
Son olarak hasat sonunda anızların yakılmasından yakınan Erbeyi, "Bu topraklar önemli ve bereketli topraklardır. Bu topraklar bize emanettir. Bu topraklar sadece bizim toprağımız değil, bu ülkenin toprağıdır aynı zamanda milli bir servettir. Bizler sadece emanetçiyiz ve emanetçi olduğumuz süreç içerisinde kullanımını yaptığımız bu topraklara dikkat etmemiz lazım. Bir insanın yüzeyi nasıl yanıp herhangi bir fonksiyonu kalmıyorsa, anız yakmak da yararlı haşerelere, toprağın kaymağına ve toprağın üst emaretlerine zarar veriyor." diyerek konuşmalarına son verdi. (İLKHA)