Sacid bir Nesil için AİLENE SAHİP ÇIK

Batı tarafından Türkiye’ye dayatılan yasa ve sözleşmelerle çökme noktasına gelen aile kurumunda onarılması zor tahribatlar meydana geldi. Alnı secdeli bir neslin yetişmesi için aileye sahip çıkılması gerektiğini belirten HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Aynur Sülün ile Tessep Dönem Başkanı Bildane Kurtaran, Ailelerimizde alnı secdeli bir nesil olmakla beraber, çanak antenler ve internetten de evlerimize ahlakımızı bozucu programların girmesine müsade edilmemesi gerektiğine vurgu yaptı.

Ekleme: 27.06.2022 07:00:29 / Güncelleme: 27.06.2022 07:01:02 / manşetler
Destek için 

Mehmet Erkan Yavuz-DOĞRUHABER

Türkiye’de aile sorunları son yıllarda bir hayli fazlalaştı. Batı tarafından ülkemizde fonlanan bazı kuruluşlar, gayri meşru ilişkileri teşvik ediyor. Topluma dayatılan gayrı meşru ilişkiler yüzünden boşanmalar hızlı bir şekilde artarken, evliliklerde ise hızla azalma meydana geldi. Topluma empoze edilen ahlaksızlıklar nedeniyle gençler artık daha geç yaşlarda evleniyor. Hal böyle olunca toplumun temel yapısı olan aile değerleri zayıflıyor, sağlıklı bir neslin yetişmesi noktasında da ciddi tehlikeler meydana getiriyor.
Konu ile ilgili gazetemize önemli değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Aynur Sülün ile Tessep Dönem Başkanı Bildane Kurtaran, aileler olarak çocuklarımıza ilgiyi her zamankinden fazla göstermeli, İslami bilinçlenmeleri noktasında çok daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği çağrısında bulundu.

“ÇOCUKLARIN SADECE MADDİ İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAYA ODAKLANMAK TAHRİBATLARA YOL AÇAR”

Ailenin insanın fiziksel, ruhsal, ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanabildiği yegane kurum olduğunu belirten HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Aynur Sülün, “Aile, insanın fiziksel, ruhsal, biyolojik ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanabildiği yegane kurumdur. Ancak bu ihtiyaçların karşılanabildiği aile ortamı insan için korunaklı olanıdır. Tahrim suresinde "Hepiniz çobansınız ve elinizin altındakilerden sorumlusunuz" ayetinin ebeveynlere az önce belirttiğimiz maddi ve manevi sorumluluklar ve roller yüklediği açıktır. Ebeveynlerin, çocukların sadece maddi ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanması böyle bir dönemde felakettir. İhtiyaçlar arasında belki de en elzem hale gelen çocukların ruhsal ve kültürel ihtiyaçlarının giderilmesidir. İnsanın ruhsal ihtiyacı bu dünyada Allah'a kulluk yapmak ve nasıl yapacağının bilincine varmak, aile bireyleri tarafından sevildiğini ve değerli olduğunu bilmek, şefkat edilmek, bir aileye, bir kültüre, bir inanca ait olduğunu bilmektir. Tüm bu bilmeleri mutmain olarak benliğinde yaşamak, hissetmektir. Bu ihtiyaçları aile ocağında karşılanmayan çocukların dört taraftan kuşatıldıkları ahlaksızlık, dinsizlik gibi tehlikelere karşı korunaklı olması mümkün görünmemektedir. Aileler olarak çocuklarımıza ilgiyi her zamankinden fazla göstermeli, İslami bilinçlenmeleri noktasında çok daha fazla çaba göstermeliyiz. Bizlere emanet olarak verilen çocuklarımızdaki tüm ahlaki faziletleri tüketmek için kolların sıvandığı zor dönemlerden geçiyoruz. Onları özellikle TV, telefon gibi kitle iletişim araçlarından uzak tutup doğal ortamlarda bulunmalarını, aile, akraba ve çevreleriyle daha fazla ilgili olmalarını sağlamalıyız. İslami Eğitim kurumlarından okul dersleri gibi nedenlerle geri tutmak onları belki de kendi elimizle ateşe atmaktır. Çünkü hayat boşluk kabul etmiyor. Ruhunu doyuracak ortamlardan uzak tuttuğumuz her an onların manevi gücünün tükenmesine göz yummaktır.” şeklinde konuştu.

“HUZURU VE MUTLULUĞU EVİMİZİN DIŞINDA BAŞKA YERDE ARAMAK BOŞA BİR ÇABADAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL”

Günümüzde özgürlük adı altında bazı anlayışlar tarafından aile kurumunun içinin boşaltıldığına vurgu yapan Tessep Dönem Başkanı Bildane Kurtaran, “Dünya çok geniş ve büyük olmasına rağmen hayatlar evlerde yaşanıyor. Bugün gelişen dünyada aileler kimi anlayışlar tarafından özgürlük adı altında içi boşaltılmaya ve böylece toplum olarak uçuruma sevkedilmeye çalışılıyor. Evlerimizdeki sıcaklığı yakalamalı ve muhabbet ortamı oluşturarak Rabbini bilen ve Resûlullah sallallahu aleyhi selam'in sünnetini yaşayan ve evlerimizde de bunun hakim olması için gayret etmeliyiz. Çünkü evlerimizde bunu hakim kılarsak oradan okula, iş ortamına, camiye kısacası tüm topluma akacağız. Böylece toplum huzurunu kaynağı evimiz/ ailemiz olan bir kaynaktan oluşturmuş olacağız. Bu nedenle ailelerimizde alnı secdeli bir nesil olmakla beraber mutfağında Allah'ın helal kıldığı nimetlere dikkat edildiği kadar çanaklardan ve internetten de evlerimize ahlakımızı bozucu programların girmesine de müsaade etmeyerek neslimizi muhafaza ederek korumalıyız. Allah'ın razı olmadığı bir anlayıştan ailemizi muhafaza edersek bilelim ki en zorlu imtihanı başarı ile tamamlamış oluruz. Şunu da unutmayalım ki bunu yapmak hiç de kolay değildir. İnsan sıcaklığının teknolojik aletlerin yapay dostluğuyla yer değiştirdiği hayatı düzenleme için gerekli olan iradenin her insanda göze, kulağa ve dile bulaşan çirkinliklerle zayıfladığı dönemde ailemizi muhafaza etmek için emek, zaman ve sabır ile maksadımıza ulaşmanın gayreti içinde olmalıyız. Unutmayalım ki huzuru ve mutluluğu evimizin dışında başka yerde aramak boşa bir çabadan başka bir şey değildir.” ifadelerini kullandı.