Mardin'in Yenişehir ilçesinin Bakırcılar Çarşısı'nda yer alan bakır işleme ustaları, genellikle küçük yaşlarda aileleri tarafından bir ustanın yanına çırak olarak verilerek mesleğin erbabı olmaları ile biliniyor. Özellikle de geçmişte bir ustanın yanında küçük yaşlarda çırakların görülmesi normal bir durumken şimdilerde ise çırak azlığından dolayı sıkıntı yaşanıyor.
Küçük yaşta başlayarak kuşaktan kuşağa gelen bakırcılık mesleğini sürdüren ve şimdiki zamanlarda mesleklerini devam ettirebilecek kimsenin olmadığından yakınan İbrahim Özcan, "Çocukluğumdan beri bu meslekle yaşadık. Kuşaktan kuşağa gelen bir meslek olup 7 yaşından beri bakırcılık mesleğini sürdürmeye çalışıyoruz. Eskiden bakırcılık dükkânlarında 5-6 işçi çalışıyordu. El emeği karşılığını edinmediğinden dolayı millet başka işlere yöneliyor. Fabrikasyon ve taklitlerin çıkmasıyla da mesleğimizi etkiledi." dedi.
"Çıkan teflonlar kanserojen içerdiği için insanlar onu bırakıp bakıra yönelme durumu söz konusudur"
İnsanların yeni çıkan eşyaların içerisinde bulunan tehlikeli maddeleri fark etmesiyle bakıra yöneldiğine ve bakırın faydalarına değinen Özcan, "İnsanlar bakırın faydasını öğrenip yavaş yavaş bakıra yöneliyor. Çıkan teflonlar kanserojen içerdiği için insanlar onu bırakıp bakıra yönelme durumu söz konusudur. Bakırın faydası çok çeşitli olduğundan hem yemekte lezzeti farklı olur hem ömrü uzun oluyor hem de bakırın bulunduğu yerde radyasyon içerememesi bir hikmeti doğuruyor." ifadelerini kullandı.
İbrahim Özcan
Aileden gelen bu mesleğe yetişecek çırağın olmasını isteyen Özcan, "Çırağın yetişmesini istiyoruz ama zor ve meşakkatli olduğu için ve insanlar da rahata kaçtığı için yetişmiyor. Babam bakır olarak ibrik, güğüm, tencere vesaire yapardı. Eskiden bütün mutfak eşyaları bakırdan oluşuyordu. Bakır rağbeti eskiden çok olduğu için esnaf bakır yapmada yetiştiremiyorlardı. Plastik, çelik krom, alüminyum olmadığından mutfak eşyaları hep bakırdı. Enflasyonun yükselmesiyle de bakır çok maliyetli oldu. Pahalı olduğu için de müşteri alamıyor." diye belirtti.
Bakırcılık işlemeciliğinde tek bir aile olarak bu mesleği sürdürdüğüne ve çocuklarının da bu mesleğin ustaları olmasını arzulayan Sadettin Özcan, "Dedem, babam ve biz 3 kuşaktır bu mesleği Mardin'de bir aile olarak devam ettiriyoruz. Elimizden geldiği kadar devam ettireceğiz İnşallah. Daha önceden bu çarşıda bin 500 işçi çalışırdı. Şimdi ise parmakla gösterecek kadar usta kaldı. Çocuklarımıza da bu mesleği devam ettirmelerini istiyoruz." ifadelerine yer verdi.
Bakırcılığın İslamiyet'te Hazreti Süleyman ve Peygamber efendimiz Aleyhimasselam zamanında da olduğunu öne süren Saadettin Özcan, "Bakırcılık eski çağlardan beri kullanılıyor ve Hazreti Süleyman Aleyhisselam kıssasında bakır geçip Peygamber efendimiz de Sallallahu Aleyhi Vesellem bakırı kullanıyordu. Onun için bakır kullanmayı seviyoruz ve evdeki kap kacak eşyalarımız da bakırdandır." söyleminde bulundu.
"Bu meslekler bizim yaşayan kültürümüzdür, ölmesini istemiyoruz"
Saadettin Özcan
Saadettin Özcan, "Son bir yıl içerisinde ham maddelerin yükselmesi ve bakıra yüzde yüz zam gelmesi sebebiyle satış durumu biraz durgundur. Müşteriler de almak istiyor ama pahalılıktan alamıyor. Bakıra eskisi gibi yoğunluk, pahalı olduğu için ilgi normal düzeyde. Pahalı olması ve kimsenin sıcak bakmaması sebebiyle çırak pek yetişmiyor. Bu meslekler bizim yaşayan kültürümüzdür, ölmesini istemiyoruz. Her millet kendi kültürüyle anılır, kültür olmazsa millet de olmaz. Sanatkara tam destek verilmeli ki bu iş yürüsün. Bu meslek Avrupa ülkelerinde olsaydı çok kayda değer bir yere varacaktı çünkü onlar sanatkara önem gösteriyorlar. Biz de bakıra tanıtım ve destek olunmasını istiyoruz." diyerek konuşmalarına son verdi.
"Son yıllarda bakırcılık mesleği süs eşyasına dönüştü"
3 bin yıllık bir sanatın babadan oğula geçerek icraatlarını sürdürmeye çalışan ve yeni çıkan maddelerin bakırı unutturduğuna değinen Yusuf Özcan, "Bakırcılık mesleği babadan oğula geçiyor. Yaklaşık 3 bin yıllık bir sanat. Eskiden bütün kab kacak, mutfak eşyaları, duvar süsleri bakırdan oluşuyordu. Son yıllarda çelik, cam, plastik çıktığından bakır unutuldu ve haliyle çırak yetişmedi. Son yıllarda bakırcılık mesleği süs eşyasına dönüştü. Hayat ağaçları, şahmeran gibi özgü motifleri yapmaya çalışıyoruz. Çırak yetişmiyor artık. Bizim ki de baba mesleği olduğu için okul çıkışından sonra öğrenmeye çalıştık." şeklinde konuştu.
Yusuf Özcan
Bu mesleğe küçük yaşta başladığını ve bu mesleğin devam ettirilmesini istediğini belirten Özcan şunları kaydetti:
"Yaklaşık 25 yıldır bu işteyim, 33 yaşındayım. 6-7 yaşından beri babamın yanına geliyorum. Babam Camiye gittiğinde ben tezgâhın arkasına geçerek yaptığım ürünleri ona gösterdiğimde direk alıp hurdalığa atıyordu. O günden beri bir karar vererek bu işi yapacağım dedim ve oldu. Şu an da bakırın ham maddesi yükseldiği için maalesef herkes alamıyor. Eskiden iyi durumdaydı ama maliyetler çok arttı ve bizim kâr oranımız da düştü. İnşallah düzelir. Çırak yetiştirmek istiyoruz bu çok önemli yoksa bu meslek unutulup gidecek. Gelecek için bir miras kalmasını istiyoruz. Abim kalay ve işleme ustası ben de işleme ustasıyım yani elimizden geldiği kadar yapmaya çalışacağız." (İLKHA)