Davetçi Hareketi Öncüsü Gürbey: Nikahların en hayırlısı en kolay olanıdır

Evlilik ile ilgili bekar gençlere ve ebeveynlere tavsiyelerde bulunan Serdar Gürbey, taraflara 'Nikahların en hayırlısı en kolay olanıdır.' hadisini hatırlatarak evliliğin kolaylaştırılması gerektiğini söyledi.

Ekleme: 24.06.2022 12:15:14 / Güncelleme: 24.06.2022 12:15:14 / Güncel / Adana Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Ahir zamanda fitnelerin çoğalması, gayr-i İslamî hayat tarzının alenen yaşanması, günahların kolaylıkla ulaşılabilir olması toplumun tamamını, özelde ise gençleri ciddi manada olumsuz etkiliyor.

Özellikle son dönemde artan hayat pahalılığı ile birlikte toplumun büyük bir kısmı geçinebilmek, ev idare edebilmek için büyük bir mücadele veriyor. Bu şartlar göz önünde bulundurulduğunda, helal yoldan yuva kurmak isteyen gençler; kız tarafının talep ettiği yüklü miktarda mehir, ev eşyası, düğün masrafları ve buna benzer giderler sebebiyle evlilik düşüncesinden ya vazgeçiyor ya da bu isteğini uzun bir süre ertelemek zorunda kalıyorlar.

Medeniyet Vakfı Adana Şubesi Başkan yardımcısı ve Davetçi Hareketi Öncüsü Serdar Gürbey konuyla ilgili İLKHA muhabirine yaptığı değerlendirmede hem gençlere hem de ailelere önemli tavsiyelerde bulundu.

Eş seçiminin müminin gündeminden ve gönlünden düşürmemesi gereken bir mesele olduğunu söyleyen Gürbey, "Şu an teknolojinin, hak ile batılın, ahlak ve ahlaksızlığın bir anlamda iç içe girmiş olduğu bir zaman diliminde kişinin gerek erkek olsun gerekse de bayan olsun, eş seçimi noktasında mutlaka hassas davranması gerekiyor." dedi.

"Temiz olan erkekler temiz olan bayanlarladır"

Bayanların ve erkeklerin öncelikli olarak salih ve saliha insanlar olmaları gerektiğine vurgu yapan Gürbey, Böyle yapmaları durumunda Cenab-ı Allah'ın Celle Celaluhu da kendilerine salih ve saliha insanlar bahşedeceğini ifade etti.

Gürbey, "Kur'an-ı Kerim'de, 'Temiz olan erkekler temiz olan bayanlarladır.' buyuruluyor. Rabbimiz, bir anlamda onlara, yolunu açacak insanlar bahşedecek. Hazreti Ömer'i Radiyallahu Anh hatırlayın. Hazreti Ömer, Radiyallahu Anh halkın durumunu gözetlemek için akşam gezerken bir anne ve kızın konuşmasına şahit oluyor. Anne kızına diyor ki: 'Kızım Süte suyu fazla kat, gündüz fazla satarız.' Kız da annesine diyor ki; 'Anneciğim Halife Ömer haberdar olmaz mı?' Anne: 'Kızım, bu saatte Halife Ömer bizi nereden görecek?' dediğinde, kızı diyor ki; 'Peki Anneciğim Halife Ömer'in Rabbi de mi bizi görmüyor?' Bu söz Hazreti Ömer'in çok hoşuna gidiyor. Bir gün sonra, o kızı oğluyla evlendiriyor ve o soydan Ömer bin Abdülaziz dünyaya geliyor." diye konuştu.

"Siz dindar olanı tercih edin ki eviniz bereketlensin"

Eş seçiminde Resulullah'ın Sallallahu Aleyhi Vesellem tavsiyelerinin bulunduğu ve dikkate alınması gerektiğini ifade eden Gürbey, "Resulullah, Sallallahu Aleyhi Vesellem eş seçerken şunlara dikkat edin diyordu: 'Güzelliği, soyu, zenginliği ve dindarlığı olabilir. Siz dindar olanı tercih edin ki eviniz bereketlensin.' Tabi bu şu demek değildir; dindar olduğu takdirde aynı anda güzel olmayacağı, soylu olmayacağı ve zengin olmayacağı… Bakınız, Peygamber Efendimizin Sallallahu Aleyhi Vesellem eşi Hazreti Hatice; aynı anda güzel, soylu, zengindi ve dindardı.

"Amel etmeyen bir bayanın çok bilmesi, gerçekte çok iyi olduğu anlamına gelmez"

Davetçi Hareketi Öncüsü Serdar Gürbey

İslam'ın ahlaka ve amele çok önem verdiğini ifade eden Gürbey, "Yani bir bayanda dindarlıktan, ilimden daha ziyade amel istenir. Amel etmeyen bir bayanın, çok bilmesi, gerçekte çok iyi olduğu anlamına gelmez. Bilmiş olduğu şeylerle ne kadar amel ediyor? Giyinişi, ahlakı, oturması, annesine, babasına yakınlığı ve saygısından tutun referanslarınız ve sizin gözlemlerinizle, gerçekten örnek bir duruşu ve modelliği varsa, bu noktada eş seçimi noktasında birinci aday olarak bu kişi seçilebilir." ifadelerini kullandı.

"Anne-baba çocuğuna eş seçerken kendisine bir gelin alma cihetiyle hareket etmemelidir"

Ebeveynlerin çocuklarına eş tercihi konusunda tavsiyelerine çok dikkat etmeleri gerektiğini söyleyen Gürbey, "Anne, baba çocuğuna eş seçerken kendisine bir gelin alma cihetiyle hareket etmemelidir. Anne ve baba oğlunun karakter yapısını, huyunu ve ahlakını bilir. Dolayısıyla, onun karşısındaki bayanın da onu gözetmesi gereken biri olduğunu anlaması lazım." dedi.

Anne ve babanın önce kendi çocuğunun fıtratını ve duygularını bilmesi gerektiğini belirten Gürbey, "Eğer kendi çocuğu teşbihte hata olmasın fasıksa yani günahkâr bir çocuksa, karşı tarafı da yakmayacak. Bir bayan noktasında da takvalı bir bayan alayım, benim çocuğumu da terbiye eder, mantığı doğru bir mantık değildir. Tam tersi bir bayan da damat alırken benim kızım, tabiri caizse ev içerisindeki ahlaki ahvali çok kötü ama dindar bir erkek alalım belki onu düzeltir, mantığıyla hareket etmesi karşıdakine zulmetmesi anlamına gelir. İki taraf da birbirine zulmeder. Bu açıdan denklik çok önemlidir. Anne ve baba çocuklarına eş seçerken kesinlikle karşı taraftaki eşin ahlakına bakması gerekiyor çünkü en hayırlı insan en ahlaklı insandır." şeklinde konuştu.

"İnsan bir şeyi ibadet bilirse, onun meşakkatine katlanır ve ona tahammül eder"

Yani biz evliliklerimizi ibadet olarak görürsek, gayemiz de bizi Allah'a yakınlaştıracak bir evlilik, Allah'ın razı olacağı bir evlilik hedefine ulaşırsa, evliliklerde var olan o sıkıntılara tahammül ederiz çünkü insan bir şeyi ibadet bilirse, onun meşakkatine katlanır ve tahammül eder." şeklinde konuştu.

"Materyalist bir bakış açısıyla meselelere bakarsak, o toplum iflas eden bir toplum haline gelir"

Son dönemlerde yaşanılan ekonomik sıkıntıların, geçmişe nazaran daha ağır hissedildiği ve evlenmek, ev ve araba almanın gençlerin dünyasında bir hayale dönüştüğünü belirten Gürbey, "Hatta bu sorunu aşan insanların sayısı çok az diyebiliriz. Ya ailenin maddi durumunun iyi olması gerekiyor ya da babadan veya anneden kalan bir evinin olması gerekiyor. Böylesi bir toplumda eğer biz, meseleyi sadece maddeye bağlarsak, materyalist bir bakış açısıyla meselelere bakarsak, o toplum iflas eden bir toplum haline gelir. Yani anarşinin de sıkıntıların da fuhşiyatın da hatta farklı hem cinslerin kendi kendine olan temayüllerinin altından da çıkan belki en büyük sebeplerden biri, bu durumdur."

"Evlenemeyenler oruç tutsun"

Kadın ve erkeğin bir araya gelmesinde hikmeti gözetmediğiniz takdirde zulmün ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Gürbey, şunları kaydetti:

Bir şeyi yerinden ederseniz, fesat çıkar yeryüzünde. Yani dindar bir aday gelecek. Sadece maddiyata baktığınız, dindarlığına bakmadan onu reddettiğim takdirde, yeryüzünün bozulma noktasına bir fesadın oluşmasını unutmayın. Bu gerçekten çok önemli. Fesadın doğması, sadece yeryüzündeki anarşi çıkaran sadece terörizm olayları değildir. İnsan gerçekten helal noktada o isteklerini tatmin edemediği takdirde harama tevessül eder. O yüzden Peygamber Sallallahu Aleyhi Vesellem evlenemeyenler ne yapsın diyor; 'Evlenemeyenler oruç tutsun.' Niye? Çünkü burada evlenememenin bir sıkıntısı var.

"Gençler bu mihrin çokluğundan dolayı evliliği durduruyor"

Hazreti Ömer'in Radiyallahu Anh verdiği bir hutbeden anekdot sunan Gürbey, "Hazreti Ömer Radiyallahu Anh hutbe irad ederken mehir noktasında aşırı talep edenlerden dolayı, 'Mehir meselesini asgariye düşürüyorum. Bir sınır getiriyorum.' dediğinde bir bayan dedi ki; 'Allah'ın Celle Celaluhu sınır getirmediği bir meseleye niçin sınır getiriyorsun?  Hazreti Ömer, Radiyallahu Anh onu haklı bulmakla beraber bir vakayı ortaya koydu. Şunu dedi: 'Ben evliliklerin, tabiri caizse durduğundan ya da durmasından korkuyorum. Bugün gençler, mehirlerin çokluğundan dolayı evliliği durduruyor.' Ey kadınlar! Allah böyle bir yetkiyi size vermiş, kantar kantar dahi olsa mehirlerinizi alabilirsiniz. Bunda herhangi bir kısıtlama yok, lakin toplumsal bir vaka var ortada, demek istiyor Hazreti Ömer Radiyallahu Anh. Peki, Hazreti Ömer Radiyallahu Anh bu dönemde olmuş olsaydı ve şu vakanın gerçekten ayyuka çıktığını, sadece bir mehirle değil de evliliğin gerçekten zorlaştığı, zinanın kolaylaşmış olduğu şu zaman diliminde, bu toplumu görmüş olsaydı ne derdi acaba?" şeklinde konuştu.

"Evliliğin mutlu ve huzurlu olabilmesi için, sadece para şart değildir"

Bugünün Müslüman, duyarlı anne ve babalarına, ­çok iş düştüğünü ifade eden Gürbey, "Ayet-i kerimeyi unutmasınlar. Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de buyuruyor ki, 'Gerçekten iman edip salih amel işlerseniz, size güzel bir hayat yaşatacağız.' Yani gerçekten evliliğin mutlu ve huzurlu olabilmesi için, sadece para şart değildir. Nice parası olan, zengin olan insanlar vardır ki mutsuzdur. Demek ki mutluluğu sadece getirecek şeyin para olmadığını, mal ve mülk olmadığını bilmemiz gerekmektedir." ifadelerini kullandı.

"En hayırlı nikah; en kolay şekilde atlatılandır"

Ahlaklı, takvalı ve çalışma noktasında bir gayrete bir azme sahip olan bir gence babaların kesinlikle kızını vermesi gerektiğini söyleyen Gürbey, "Bunu gözetmesi lazım. Aksi takdirde, sen parayı hedef alırsan, sadece hedef tahtasına bunu katarsan; kızını zengin bir kocaya verirsin ama gerçekten Allah muhafaza, daha sonra belki onun üzerinde sopa kıran, belki onun üzerinde ahlaksız bir hareket tavrı sergileyen bir eşe vermiş olursun ki daha sonra bütün malını ve servetini versen o sorunu atlatamazsın. Birbirlerine kolaylık sağlama noktasında hani Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem diyor ya: 'En hayırlı nikah hangisidir? En kolay olan şekilde atlatılandır'. Bu açıdan da benim kardeşlerime tavsiyem; mehir meselesinde, özellikle gençlerimizin önünü açalım. Gençlerimizi harama ve fesada yönlendirmeyelim. Biz bunları yapmadığımız takdirde, Allah muhafaza bizim evimize gelecek olan bir haramın, varlığını da unutmayalım çünkü gençler evlenmediği takdirde harama tevessül edecektir diye düşünüyorum." dedi. (İLKHA)







Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar