Sri Lanka, tarihinin en ağır ekonomik kriziyle karşı karşıya

Tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşayan 22 milyon nüfuslu ada ülkesi Sri Lanka'da, ekonomideki kötü gidiş önlenemiyor.

Ekleme: 24.06.2022 09:42:19 / Güncelleme: 24.06.2022 09:42:19 / Dünya
Destek için 

Sri Lanka'da, derinleşen ekonomik krizin insani krize dönüşmesinden endişe edilirken uluslararası çevrelere acil yardım çağrıları yapılıyor.

Başbakan Ranil Wickremesinghe, ülke ekonomisinin çöktüğünü ve petrol ithalatı için bile ödeme yapamayacak pozisyona düştüklerini belirtiyor.

Wickremesinghe, söz konusu krizi geri çevirme şansını kaçırdıklarını ifade ederken, Birleşmiş Milletler (BM) ise ülkede gıda, sağlık ve eğitime erişimde güçlüklerin görüldüğünü ve bunun insani krize evirilebileceği uyarısında bulunuyor.

BM, Sri Lanka'da krizden en çok etkilenenlerin acil ihtiyaçlarını karşılamak için 47 milyon dolara ihtiyaç duyulduğunu bildiriyor.

Sri Lanka'da ekonomik krizin faturası ağırlaşıyor

Ülkede Kovid-19 salgınının da tetiklediği ekonomik kriz nedeniyle döviz rezervlerinin erimesi petrol başta olmak üzere bazı ithal ürünlerinin temin edilmesini zora sokuyor.

Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa, yaklaşık 13 saate varan geniş çaplı elektrik kesintileriyle eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlerdeki aksama ve kontrol altına alınamayan enflasyondan sorumlu tutuluyor.

Sri Lankalılar, ekonomik kötü gidişin önlenememesi nedeniyle kitlesel gösterilerle Rajapaksa'yı istifaya çağırıyor.

Kabine üyelerinin de istifasıyla ülkede siyasi kriz de baş gösterirken, Rajapaksa'nın geçici hükümet kurulması çağrılarını reddetmesi sonucu halk polisle karşı karşıya geliyor.

Hükümet karşıtı protestoların önüne geçmek için önce başkent Kolombo'da, daha sonra Batı eyaletinde sokağa çıkma yasağı uygulanmaya başladı.

Gösterileri "terör eylemi" olarak nitelendiren ve yaşananlardan "aşırılıkçı güçleri" sorumlu tutan Rajapaksa, 1 Nisan'da olağanüstü hal (OHAL) ilan etti.

OHAL tedbirleri, 5 Nisan'da kaldırılırken gösteriler ülke çapına yayıldı.

Sri Lanka'da ekonomik krizinin sebepleri

Sri Lanka, 30 yıllık iç savaşın sona erdiği 2009'dan bu yana üretim ve ihracat yerine ithalat ve iç piyasa odaklı bir ekonomi modeli benimsedi.

Uzmanlar, Sri Lanka'nın karşı karşıya olduğu ekonomik krizde önceki yönetimlerinde parmağı olduğunu vurgulamasına karşın en büyük mesuliyetin Rajapaksa yönetimine ait olduğuna işaret ediyor.

Sri Lanka ekonomisi sürekli açık verirken 2019 sonunda yaklaşık 7,5 milyar dolar olan döviz rezervi Mayıs 2020'de yaklaşık 50 milyon dolara kadar eridi.

Asya Kalkınma Bankası'nın 2019'daki raporunda Sri Lanka'nın gelirlerinin giderlerini karşılamadığına dikkat çekilirken mal ve hizmet üretiminin de yetersiz olduğu vurgulandı.

Rajapaksa yönetiminin, 2019 seçim kampanyası sırasında vadettiği ve akabinde uygulamaya koyduğu vergi indirimleri de ekonomik kötü gidişte rol oynadı.

Bütçe açıkları ve önceki yönetimlerden devralınan borçların yanı sıra Kovid-19 salgını nedeniyle ülkenin en önemli gelir kaynaklarından biri olan turizmin de sekteye uğramasıyla da Sri Lanka ekonomisi çıkmaza sürüklendi.

Rajapaksa yönetiminin 2021'de tüm kimyasal gübreleri yasaklama kararı, daha sonra düzeltilmesine rağmen tarım sektörünü vurdu. Ülkede pirinç başta olmak üzere önemli tarım ürünlerinin üretimi sekteye uğradı.

Ekonomik göstergelerin olumsuz sinyaller verdiği ülke, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının da Sri Lanka'nın kredi notunu düşürmesiyle uluslararası sermaye piyasalarının da güvenini yitirdi.

IMF heyeti Sri Lanka'da

Dış borçlar ülke ekonomisinin belini bükerken Sri Lanka 2022'de yaklaşık 4 milyar dolarlık borç ödemesi ile karşı karşıya bulunuyor.

Muhalefet partilerinin ekonomik darboğazın çözüm adresi olarak Uluslararası Para Fonu'nu (IMF) göstermesine bir süre kayıtsız kalan Rajapaksa yönetimi, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle artan petrol fiyatlarının da etkisiyle geçen ay IMF ile görüşmeleri başlattı.

IMF, Sri Lanka kamu borcunun “sürdürülemez seviyelere” yükseldiğini ve döviz rezervlerinin kısa vadeli borç ödemeleri için yetersiz olduğunu açıkladı. IMF heyeti, ayrıca, olası bir kredi programını görüşmek için 20 Haziran'da Sri Lanka'da makamlarıyla görüşmelere başladı.

Rajapaksa, IMF'in yanı sıra ekonomik krize çözüm bulmak ve kredi temin edebilmek için girişimlerini sürdürürken öncelikli adresleri Çin ve Hindistan oldu.

Sri Lanka, Hindistan'dan petrol alımı için 500 milyon dolar, gıda ve ilaç da dahil olmak üzere temel ihtiyaçların ithalatı için ise 1 milyar dolarlık bir kredi anlaşması imzalarken, Rajapaksa hükümeti Yeni Delhi'den en az 1 milyar dolar kredi talebinde daha bulundu.

Rajapaksa kaynak arayışlarının diğer adresi olan Çin ile 1,5 milyar dolarlık swap anlaşması yaparken, Çin bu ülkeye 1,3 milyar dolar da sendikasyon kredisi sağladı. Çin'in ayrıca, ülkeye yaklaşık 2,5 milyar dolar daha kredi sağlayabileceği kaydediliyor.

Öte yandan, Sri Lanka, temel ithalat ihtiyaçlarının karşılanmasına destek olmak amacıyla Dünya Bankasının 600 milyon dolar yardım yapacağını bildirdi.

Sri Lanka'da Rajapaksa ailesinin etkisi

Yaklaşık 20 yıldır ülke siyasetinde hüküm süren Rajapaksa ailesi, 2020'de Mahinda Rajapaksa liderliğindeki Sri Lanka Halk Cephesi Partisi'nin parlamentodaki 225 sandalyeden 145'ini elde etmesiyle ülke idaresindeki etkisini artırdı.

Kabinenin kilit pozisyonlarını Rajapaksa ailesi üyeleri doldururken Devlet Başkanı Rajapaksa'nın ağabeyi Başbakan Mahinda Rajapaksa 2005-2015 döneminde Devlet Başkanı olarak görev yapmıştı.

2019'da Devlet Başkanı seçilen Gotabaya Rajapaksa ise aynı dönemde Savunma ve Kentsel Gelişim Bakanlığı görevlerini yürütmüştü.

Ülkede baş gösteren ekonomik sorunlar ve kitlesel gösterilerin ardından aile mensuplarından Maliye Bakanı Basil Rajapaksa ve Tarım Bakanı Chamal Rajapaksa'nın yanı sıra başbakanın oğlu olan Spor Bakanı Namal Rajapaksa da istifa eden aile üyeleri arasında yer aldı.
Haksöz